Turist İshali

Kavram Sağlık Yönetimi

Traveler’s diarrhea kavramını ilk kez Amerikalı doktor Benjamin H. Kean 1963 yılında Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan makalesinde kullandı. Turist ishali yüksek gelir düzeyine sahip ülkelerde yaşayan bireylerin orta ve az gelir düzeyine sahip ülkelere yaptıkları seyahatler sırasında patojen mikroorganizmalar tarafından kontamine olmuş yiyecek ve içecekleri tüketmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır.

Yiyecek ve içeceklere mikrobiyal kontaminasyonun (bulaşma) en önemli nedenleri, yiyecek ve içecek hazırlanmasında görev alan personelin tuvalet sonrası ve gıdaların hazırlanması öncesinde el yıkama alışkanlığının olmaması, gıdaların uygun olmayan koşullarda saklanması ve gıda ile temas eden yüzeylerin temizliğine dikkat edilmemesi olarak sayılabilmektedir. Orta ve az gelir düzeyine sahip ülkelerde hijyen standartları yüksek gelir düzeyine sahip ülkelere göre daha yetersizdir ve gıdalara mikrobiyal bulaşma daha sık ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle seyahat edilen ülke turist ishali vakalarının görülmesinde en önemli risk faktörüdür.

Turist ishali görülme riskine göre ülkeler üç grupta toplanmaktadır:

Yüksek riskli bölgeler: Afrika ve Güney Asya ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri.

Orta riskli bölgeler: Doğu Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ülkeleri, orta ve batı Aysa ülkeleri, Güney Afrika ve bazı Karayip Adaları.

Düşük riskli bölgeler: Kuzey Amerika ülkeleri, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda.

Ancak ekonomisi gelişen ve özellikle turizm altyapısında iyileşmelere giden ülkelerde turist ishaline yakalanma vakalarının azaldığı gözlemlenmektedir. Özellikle ekonomisi turizme dayalı ülkelerde fazla sayıda turist ishali vakası görülmesi sonucu turizm gelirlerinde kayıplar yaşanmasına bağlı olarak hijyen standartlarının iyileştirilmesi turist ishali görülme sıklığının azalmasını sağladı.

Turist ishali vakalarının ortaya çıkmasındaki diğer önemli faktör seyahat edilen bölgedeki mevsim/sezon olmaktadır. Yaz aylarında ve yağışlı sezonda gerçekleştirilen seyahatlerde turist ishali görülme riski artmaktadır. Yaz aylarında hava sıcaklığının yüksek olması nedeni ile gıdaların tehlikeli sıcaklık aralığına (5-60°C) maruz kalma riski artmakta ve gıdaya kontamine olmuş mikroorganizmalar bu sıcaklıklarda daha hızlı çoğalabilmektedir. Yağışlı iklime sahip bölgelerde de yağışlı sezonda hem nem miktarının hem de hava sıcaklığının yüksek olması mikroorganizmaların çoğalmasını tetiklemekte ve turist ishali görülme riski artmaktadır.

Seyahat sırasında tüketilen yiyecek ve içecekler turist ishali vakalarının görülmesinde önemli rol oynamaktadır. Yüksek riskli gıdalar çiğ sebze, salata, kabuğu ile tüketilen meyve, çiğ veya az pişmiş et ve deniz ürünleridir. Buz, musluk suyu ve çiğ süt ise riskli içecekler arasındadır. Özellikle riskli bölgelerde şişelenmiş su tüketilmeli, şişelenmiş su mevcut değil ise musluk suyu en az bir dakika kaynatıldıktan sonra tüketilmelidir. Şişelenmiş su tüketirken şişenin kapağının daha önce açılmadığından emin olunmalıdır. Bazı bölgelerde şişeler güvenli olmayan su ile doldurulabilmekte ve tekrar kullanılmaktadır.

Seyahat sırasında evde hazırlanan yiyecekler ev dışında tüketilen yiyeceklere göre daha güvenilirdir. Sokak satıcılarından alınan yiyecek ve içecekler yüksek risk taşımaktadır. Kamp veya yürüyüş gezileri gibi macera seyahatlerinde yetersiz hijyen uygulamaları turist ishali görülme riskini arttırmaktadır. Sırt çantalı turistler kısıtlı bütçelerinden dolayı sokak satıcılarından yiyecek ve içecek almayı tercih ettikleri için bu tür seyahatlerde de turist ishali görülme riski yüksektir. Ancak pahalı restoranlarda veya otellerde tüketilen yiyecek ve içecekler de risk taşımaktadır.

Küçük çocuklar ve genç yetişkinler arasında turist ishali daha yaygın görülmektedir. Özellikle gençlerin maceracı yaşam tarzları kontamine olmuş yiyecek ve içeceklerin tüketimine dikkat etmemelerine neden olmaktadır. Ayrıca genç yetişkinlerin enerji gereksinimi daha fazla olduğu için daha fazla miktarda yiyecek ve içecek tüketmektedirler.

Turist ishalinin bilinen en yaygın sebebi patojen bakterilerdir ve vakaların yaklaşık yüzde 80’ninden sorumlulardır. Turist ishaline yakalanan bireylerden izole edilen bakteriler şu şekilde sıralanmaktadır: Enterotoksijenik Escherichia coli, Campylobacter jejuni, Shigella spp. ve Salmonella spp. Virüs ve protozoalar da turist ishaline neden olmaktadır. Tedavi edilmemesi durumunda bakteri kaynaklı ishal dört-beş gün, virüs kaynaklı ishal ise iki-üç gün sürmektedir. Protozoalar ise bir-iki haftalık inkübasyon süresinden sonra etki göstermekte ve tedavi edilmeyen protozoa kaynaklı ishal haftalarca veya aylarca sürebilmektedir. Turist ishali hastalığın şiddetine göre üç grupta toplanmaktadır.

Hafif akut ishal: İshal tolere edilebilir ve günlük aktiviteleri engellemez.

Orta şiddette ishal: İshal strese neden olmakta ve günlük aktivitelere engel teşkil etmektedir.

Şiddetli ishal: Şiddetli ishal sonucu hiçbir aktivite yerine getirilememekte, ateş ve kanlı ishal gözlemlenmektedir.

Seyahat planlanırken seyahat edilecek bölge ile ilgili sağlık riskleri ve koruyucu önlemler hakkında bilgi alınması turist ishalinin önlenmesinde önem taşımaktadır. Turist ishali vakalarına karşı koruyucu önlemler; aşı, güvenilir olmayan yiyecek ve içeceklerin tüketiminden kaçınılması ve önleyici antibiyotik kullanımı (antibiyotik profilaksisi) olarak sayılabilir. Turist ishali vakalarına farklı tür mikroorganizmalar neden olduğu için turist ishaline karşı tam bir koruma sağlayabilecek aşı mevcut değildir. Ancak kolera bakımından risk taşıyan bölgelere seyahat edecek bireylerin kolera aşısı yaptırması koruma sağlayabilir. Yüksek risk taşıyan yiyecek ve içeceklerin tüketiminden kaçınılması ya da “kaynat, pişir, soy ya da unut” kuralının uygulanması turist ishalini önlemede kısıtlı bir koruma sağlamaktadır. Az sayıda turist yüksek riskli yiyecek ve içeceklerin tüketiminden kaçınmakta, birçoğu salata tüketmekte veya içeceklerine buz eklemektedirler. Yine de riskli yiyecek ve içeceklerin tüketimi konusunda tavsiyede bulunulması bireyleri güvenli gıdaları tüketmeleri konusunda bilgilendirmektedir. Turist ishalini önlemede antibiyotik kullanımı en etkin uygulamadır ve turist ishali görülme sıklığını yüzde 90 azaltmaktadır. Ancak önleyici antibiyotik kullanımı turistin yiyecek ve içecek tüketiminde daha dikkatsiz davranmasına neden olabileceği gibi mikroorganizmaların antibiyotiğe direnç kazanması ile de sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle önleyici antibiyotik kullanımı ishal komplikasyonlarından aşırı etkilenecek bireyler (AİDS, tip I diyabet hastaları, inme öyküsü olan) ile sınırlandırılmalıdır.

Turist ishali tedavisinde sıvı ve mineral kaybının giderilmesi gerekmektedir. Yetişkin bireyler şişelenmiş veya kaynatılmış su, şişelenmiş içecekler tüketmelidir. Küçük çocuklar, yaşlılar ve herhangi bir sağlık sorunu olan bireylerde su ve mineral kaybını önlemek için oral rehidisrasyon tuzu bulundurmalı ve gerektiği durumlarda oral rehidrasyon tuzu güvenli ve temiz suda çözündürülerek tüketilmelidir. Eğer oral rehidrasyon tuzu bulunmuyor ise bir litre temiz suya bir tatlı kaşığı tuz ve sekiz tatlı kaşığı şeker ilave edilerek hazırlanan çözelti tüketilebilir. Hafif ve orta şiddetli ishal tedavisinde kompleks karbonhidratlar bakımından zengin pirinç, patates, muz ve ekmek gibi gıdaların tüketimi arttırılabilir. Hafif şiddetli ishal kendiliğinden geçebilmektedir. Orta şiddetli ishal tedavisinde loperamid gibi bağırsak hareketlerini yavaşlatıcı ilaçlar ya da bizmut subsalisilat gibi bulantıyı hafifletici ilaçlar kullanılabilir. Antibiyotik orta ve şiddetli ishal vakalarında kullanılabilir. Seçilecek antibiyotik seyahat edilen bölgeye, bireyin yaşına ve bireyin herhangi bir ilaç alerjisi olup olmadığına bağlıdır. Tek doz veya üç günlük antibiyotik tedavisi yeterli olmaktadır.

Turist ishali vakaları kendiliğinden iyileşmekte ve genel olarak bireylerin seyahat dönüşü tıbbi yardım için sağlık kurumlarına başvurmalarına gerek kalmamaktadır. Ancak ishalin geçmemesi ve seyahat dönüşü devam etmesi durumunda mutlaka tıbbi yardım için sağlık kurumuna gidilmesi gerekmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Diemert D.J. (2006). Prevention and Self-Treatment of Traveler’s Diarrhea. Clinical Microbiology Reviews, 19(3): 583-594; Kean B.H. (1963). The Diarrhea of Travelers Tomexico: Summary Of 5-Year Study, Annals of Internal Medicine, 59: 605-614; Steffen R. (2017). Epidemiology of Travellers’ Diarrhea, Journal of Travel Medicine, 24(1): S2-S5; World Health Organization. (2012). International Travel and Health: Situation as on 1 January 2012. World Health Organization, https://apps.who.int/iris/handle/10665/75329, (Erişim tarihi: 05. 07. 2019).