Tanaturizmi (Dark Turizm)

Kavram Turizm Çeşitleri Üretim Yönetimi ve Pazarlama

"Tanaturizm" ya da diğer adıyla "dark turizm," ölümün ve acının hâkim olduğu yerleri ziyaret etmeyi içeren bir turizm biçimidir. Ölüm ve acının yaşandığı mekânlara yapılan bu ziyaretler bireyleri hem duygusal hem de sosyal ve politik açıdan etkileyen ölümle ilişkilendirilmiş olayların ve yerlerin ziyaret edilmesi ile karakterize edilir.

Dünyada tana turizminin en bilinen örneği Nazi Almanyası’nda, Yahudiler başta olmak üzere savaş esirlerinin ve dezavantajlı grupların sistematik şekilde yok edilmesi için kullanılan Auschwitz-Birkenau Anıt ve Müzesi’dir. Ülkemizde Çanakkale ve Gelibolu gibi Birinci Dünya Savaşı Alanları tarihi savaş alanları aynı taksonomik sınıf içinde yer alır. Tanaturizminin yapıldığı yerler ziyaretçilere/turistlere duygusal yoğunluğun yaşanacağı hüznün yanında bazen kahramanlık, gururlanma, ders çıkarma gibi çeşitli diğer psikolojik tepkilerin de meydana gelebileceği deneyimler sunar. Bu durum tanaturizmin, ziyaretçilere tarihin en karanlık anlarına dair derinlemesine bir deneyim sunarken, aynı zamanda onlarda karmaşık duygusal tepkilere de neden olmaktadır.

Tanaturizm, genellikle tarihi ve trajik olaylara odaklanır. Ziyaretçilere/turistlere belirli tarihsel yerleri savaşlar ve trajediler üzerinden daha derinlemesine anlamalarına ve bu olayların yarattığı hissiyatı deneyimlemelerine bağlamlı bir zemin hazırlar.

Tanaturizm deneyimi ziyaretçilere/turistlere tarihi olayların öğrenilme deneyimi sunar. Bu duruma bağlı olarak eğitim ve bilinçlendirme kapsamında öğrenilen ya da kazanılan deneyimin sonuçlarının geleceğe aktarılması için bir fırsat sunabilir. Benzer bir şekilde ziyaretçilerin/turistlerin savaş veya direniş alanlarına olan ziyaretlerinde onlara ziyaret yerinde gerçekleşen olayda aktif bir rol oynama hissi verebilir. Ziyaretçilerin veya turistlerin savaş ya da direniş alanlarına yaptıkları ziyaretler, onlara bu yerlerin geçmişteki olaylarına dair güçlü bir bağ hissi ve yaşananların bir parçası olma duygusu kazandırabilir. Bu deneyim, tarihi bir olayı öğrenmekten öteye geçerek, duygudaşlık kurma ve geçmişle derin bir bağ kurma fırsatı sunar. Ziyaretçiler, yerin fiziksel atmosferi ve olayın geçtiği mekânlarla doğrudan temas ederek, burada yaşanan acıların, fedakârlıkların veya direnişin somut izlerini hissedebilirler. Böyle alanlarda sergilenen görsel materyaller, rehberlerin anlatımları ya da etkileşimli deneyimler, ziyaretçilerin olayları daha derinden hissetmesine ve kendilerini bir anlığına o zaman diliminde hayal etmelerine olanak tanır. Bu tür ziyaretler, yalnızca bilgi edinmekle kalmaz, aynı zamanda geçmişte yaşananların insanlık üzerindeki etkisini düşünerek bireysel ve toplumsal anlamda daha bilinçli bir perspektif geliştirme fırsatı sağlayabilir.

Tarihi trajedilerin yaşandığı yerlere yapılan ziyaretler, ziyaretçiler üzerinde derin bir duygusal etki yaratabilir. Bu tür turizmde ziyaretçiler/turistler, tarihi trajedilerin failleri karşısında üstünlük hissedebilirken, aynı zamanda mağdurlara karşı da empati ve şefkat duygusu yaşayabilirler. Daha çık bir ifade ile bu ziyaretlerde, geçmişin karanlık yönleriyle yüzleşen bireyler, failler karşısında ahlaki bir üstünlük duygusu hissedebilir ve bu, adalet ve insan hakları gibi değerlere olan bağlılıklarını güçlendirebilir. Aynı zamanda, trajedinin mağdurlarına karşı duyulan empati ve şefkat, ziyaretçileri daha insancıl bir bakış açısına yönlendirebilir. Bu deneyim, ziyaretçilerin yalnızca tarihsel olayları öğrenmesini değil, aynı zamanda bu olayların duygusal ve insani boyutlarına dair derin bir farkındalık kazanmasını sağlar. Böyle bir bağlamda, ziyaretçiler hem geçmişin hatalarından ders çıkarabilir hem de bu tür olayların bir daha yaşanmaması için bireysel ve toplumsal düzeyde sorumluluk hissetmeye teşvik edilebilir. Bu tür etkiler, ziyaretçilerin tarihi trajedilerle dolu alanlarda deneyimlediği karmaşık duygusal dönüşümlerin bir yansımasıdır.

Dark turizm, ulusal kimlik ve aidiyet duygusunu pekiştirebilir. aynı zamanda zorluklara rağmen bir ulusun nasıl hayatta kaldığını da görebilirler. Örneğin “Çanakkale ve Gelibolu Birinci Dünya Savaşı Alanları”, ziyaretçilerde ulusal kimlik ve aidiyet duygusunu güçlendiren önemli bir deneyim sunar. Bu alanlar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi ve dayanıklılığına tanıklık eden tarihsel bir sahne olarak, ziyaretçileri geçmişle derin bir bağ kurmaya davet eder. Ziyaretçiler, yalnızca savaşın acımasız koşullarını değil, aynı zamanda birlik, fedakârlık ve cesaretin bir ulusun geleceğini nasıl şekillendirdiğini de anlayabilirler. Anıtlar ve mezarlıklar gibi somut kalıntılar, bu dönemde hayatını kaybeden askerlerin anısını canlı tutarken, tarihsel hikayeler ve rehberli turlar, ziyaretçilerin bu olayların bireysel ve toplumsal etkilerini daha iyi kavramalarını sağlar. Bu tür bir ziyaret, hem geçmişe duyulan saygıyı artırabilir hem de ulusal kimliğin zorluklar karşısında nasıl pekiştiğine dair bir farkındalık yaratabilir. Ayrıca, yabancı turistler için bu alanlar, barış ve uluslararası anlayışa katkıda bulunan evrensel bir ders niteliğini taşımaktadır.

Referanslar

Akoğlan Kozak, M. ve Bahçe, A. S. (2012). Özel ilgi turizmi. Ankara: Detay Yayıncılık; Kozak, N., Akoğlan Kozak, M. ve Kozak, M. (2010). Genel turizm: İlkeler-kavramlar (Gözden geçirilmiş 10. baskı). Ankara: Detay Yayıncılık; Lennon, J. ve Foley, M. (2002). Dark tourism. Londra: Continuum; Tarlow, P. E. (2011). Dark tourism. In M. Novelli (Editör), Niche tourism: Contemporary issues, trends and cases (ss. 47–58). New York: Routledge Taylor & Francis Group.