Sarissa Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Modern adı Kuşaklı olan antik Šarišša kenti, günümüzde Sivas ilinin elli kilometre güneybatısında, Altınyayla ilçesine bağlı Başören Mahallesi’nin dört kilometre doğusunda yer almaktadır. Maraššantiya (Kızılırmak) Nehri’nin güneyinde bulunan bu kent, doğal bir tepe üzerinde kuruludur.  Güney tarafından ortalama 2000 metre yükseklikteki dağlarla çevrili yaylanın doğal bir tepesi üzerinde yer alan yerleşimin zirve noktasının rakımı 1650 metredir. Bir Hitit yerleşimi olan kent, başkent Hattuša’dan 500 metre yükseklikte olup Hitit metinlerinde “Yukarı Ülke” olarak tanımlanmıştır. Aynı zamand dağlar arasında korunaklı bir bölgede kurulmuş olan Šarišša, yüksek rakımlı coğrafi konumundan ötürü sert kış şartlarına sahiptir. Nitekim karasal iklimin hâkim olduğu bu bölgede yazlar sıcak ve kurak kışlar ise soğuk geçmekte hatta don olayları görülmektedir. Diğer yandan oval görünüme sahip kent, 235x237 metre boyutlarında ve yaklaşık on sekiz hektarlık bir genişliğe sahiptir. Şehrin etrafı ortalama 1,5 kilometrelik bir sur duvarıyla çevrelenmiş olup sur duvarı dışındaki alan kuzeybatı yönünde uzanmaktadır. Sur duvarı birbirine paralel uzanan iki duvardan oluşmaktadır. Sandık biçimli bu sur duvarı boyunca ise her 25 metrede bir kulelerle karşılaşılmaktadır. Temeli kireçtaşından yapılmış surların üst kısımlarındaki ahşap iskeletlerin arasına da kerpiç bloklar yerleştirilmiştir. 

Šarišša antik kentinde 1992 yılından itibaren Almanya Marburg Üniversitesi adına Prof. Dr. Andreas Müller-Karpe başkanlığında ve Sivas Müze Müdürlüğü adına yürütülen kazı çalışmaları devam etmektedir.  Başkanlığını A. Müller-Karpe’nin yaptığı ekipte çeşitli alanlarda uzmanlarda mevcuttur. Bunlar içerisinde Jeofizikçi H. Stümpel, tabletlerin okunması G. Wilhelm, E Yapısı’nda S. Arnhold, Baraj yapılarında ise A. Hüser araştırmalar yapmış olup bulguları yaptıkları çalışmalarla yayınlamışlardır. Kuzeybatı Kapısı ve seramiklerin tamamı D.P. Mielke incelenmiş olup Güneydoğu Kapısı da A. Schachner tarafından çalışılmıştır. 

Šarišša adı, Hitit Devleti’nin başkenti Hattuša’da bulunan bazı çivi yazılı tabletlerde geçmesine rağmen kentin lokalizasyonu yapılamamıştı. Yerleşimdeki kazılarda “Šarišša Kentinin Kralı” ifadesinin yer aldığı hiyeroglif yazılı mühür baskısının keşfi neticesinde Kuşaklı’nın antik Šarišša kenti olduğu doğrulanmıştır. Bunun yanı sıra şimdiye kadar yapılan kazılar sonucunda Kuşaklı-Šarišša kentinin MÖ XVI. yüzyılda yani Eski Hitit Dönemi’nde kurulduğu anlaşılmıştır. Orta büyüklükteki bir Hitit şehri olan kent, MÖ XIV. yüzyılın başlarında kısa bir süre için kuşatılarak yağmalanmış ve çıkan yangınla tahrip olmuştur. Akabinde tekrar kurulan kent, MÖ 1200 yılında yeniden yangın felaketiyle karşı karşıya kalmış ve Hitit Devleti’nin yıkılmasıyla da son bulmuştur. Akabinde Geç Hitit Dönemi’nde kentte metruk kalan yapılar kullanılmış olmasına rağmen, bölge yine kısa bir süre sonra terkedilmiştir. Ayrıca MÖ VII-VI. yüzyılda da Hitit kalıntıları üzerindeki akropol bölgesinde kale kurulmuştur.

Şimdiye dek yürütülen kazı çalışmaları neticesinde antik Šarišša kent yerleşiminde A, B, C, D, E, F ve G olarak tanımlanan yapı kalıntılarına rastlanmıştır. Aynı zamanda kentteki çalışmalarda kuzeybatı, kuzeydoğu, güneybatı ve güneydoğu kapı girişlerinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca A Yapısı’nın güneyindeki odalardan birinde elli adet çivi yazılı tablet ortaya çıkarılmıştır. Akropolün batısında bulunan bu arşiv odasındaki tabletlerin çoğunluğu fal metinlerinden oluşmaktadır. Zira bunlar kuş falı, niyet falı ve iç organlara özellikle de karaciğere bakılarak kehanetle ilgili çıkarımlar yapılan fallardır. Arşiv tabletlerinin diğer bir çoğunluğunu envanter kayıtları, tören uygulamaları için adak listeleri ve törenler için getirilmiş yiyecek ve içeceklerin listeleri oluşturmaktadır. Kronolojik olarak bu tabletler MÖ XIII. yüzyıla tarihlenmektedir. Öte yandan 2001 yılı kazılarında kentin batısındaki D Yapısı’nda da çivi yazılı tabletlerin olduğu bir arşiv keşfedilmiştir. Bu arşivdeki tabletler de kralın uyguladığı bir kutlama ritüelini ve kült uygulamalarını içermektedir. 

Ayrıca kutsal kent kimliğinde inşa edilmiş bir Hitit yerleşimi olan Šarišša’da iki önemli tapınak yapısı ile kutsal mekanlar bulunmuştur. Bunlardan ilki yerleşimin güneydoğusunda Fırtına Tanrısı’na ithaf edildiği düşünülen C Yapısı’dır. Diğeriyse kentin kuzey terasında yer alan Tapınak I yapısıdır. Bunlardan ilki olan ve 4660 metrekarelik bir alanı kapsayan C Yapısı’nın 110 adet odasının olduğu saptanmıştır. Yapının kullanıldığı dönemde kaç katlı olduğu bilinmemesine rağmen güneydoğu kanadında en az iki katlı olduğu saptanmıştır. Nitekim bu yapı, şimdiye kadar kazılmış en büyük Hitit binası olan Fırtına Tanrısı’nın tapınağı ile biri kuzeydoğuda diğeri güneybatıda olmak üzere iki anıtsal kapıya sahip olup dikdörtgen biçimlidir. Aynı zamanda bodrum katında iki mekânın üzerini kaplayan on altı direkli kült odası dikkat çekmektedir. Hitit Devleti’nin başkenti Hattuša’da bile bu büyüklükte bir kutsal odası bulunan bir tapınağın henüz ortaya çıkarılmamış olması bu yapıyı eşsiz kılmaktadır. Bunun yanı sıra tapınağın bodrum katında bir boğa çifti heykeline rastlanmıştır. Adı geçen heykelcikler günümüzde Sivas Müzesi’nde bulunmaktadır. Diğer bir yapı olan Tapınak I, Fırtına Tanrısı’nın Tapınağı’ndan daha küçük olmasına rağmen plan olarak birbirlerine benzemektedirler. Nitekim arkeolojik kazı çalışmalarında tespit edilebildiği kadarıyla sadece bodrum katında elli bir oda tespit edilmiştir. 

Tüm bunlara ek olarak arkeolojik kazı çalışmalarında neticesinde anıtsal yapılar dışında bir oturma mahallesinde iki büyük erzak deposu, bir at ahırı ve iki şehir kapısı ortaya çıkarılmıştır. Öte yandan kentin su ihtiyacını sağlamak amacıyla jeolojik yapı ve coğrafi şartlar göz önünde bulundurularak yapıldığı anlaşılan, kentin güneybatı, güneydoğu ve kuzeybatı kesimde üç havuz yapısı keşfedilmiştir. MÖ XVI. yüzyılın sonlarında inşa edildiği tespit edilen bu baraj yapıları, durgun suda ya da yavaş akan sularda yaşayan salyangoz kabukları ve su bitkilerinin kalıntıları sayesinde tespit edilmiştir. Kuzeybatı kapısının önünde bulunan baraj 60x10 boyutlarında beş metre yüksekliğe sahip olup 4300 metreküp su kapasitesinin olduğu anlaşılmıştır. Diğer güneybatı havuzu on metre genişlik, üç metre yükseklikte olup 1500 metreküp su kapasitesine sahiptir. Son olarak kırk metre genişlikteki güneydoğu havuzunun ise su kapasitesi 7500 mmetreküptür. Nitekim bu su yapıları Türkiye’de şimdiye kadar bilinen en eski baraj olma özelliğini taşımaktadır.

Kentin depolama sistemine bakıldığında ise başkent Hattuša ile boy ölçüşebilecek düzeyde olduğu kabul edilmektedir. Zira hem kentin ihtiyacını giderecek hem de depolanacak miktarda artı ürünün saklanacağı bir depolama sisteminin uygulandığı görülmektedir. Şöyle ki kentte günlük kullanıma yönelik ve yeraltı silosu biçiminde iki farklı depolamanın yapıldığı anlaşılmaktadır. İlk depolama sistemine ait veriler, kentin kuzey girişinde bulunan C Yapısı’nda tespit edilmiş olmakla birlikte 5elli sekiz numaralı oda içerisinde in situ durumda çanak çömlek ve derin kâse bulunmuştur. Buradaki bazı kaplar içerisinde kömürleşmiş halde arpa taneleri tespit edilmiştir. Yine bazı arpa tanelerinin çimlenmiş olarak bulunması bunların bira yapımında kullanılmış olabileceğini ve bu yapının da bira imalathanesi olabileceğini akla getirmektedir. İkinci depolama sistemi ile ilgili veriler ise akropolün güney ucundaki D Yapısı’nda ortaya çıkarılmıştır. 50x30 metre büyüklüğe sahip bu silo 1200 metreküplükk kapasiteye sahiptir. Söz konusu depo alanında çok sayıda karbonlaşmış tahıl kalıntısı bulunmuştur. Geniş bir depolama sisteminin bulunduğu Kuşaklı-Šarišša antik kentinde yürütülen arkeolojik çalışmalarda beş çeşit buğday türüne rastlanmıştır. Bunlar; einkorn buğdayı, emmer buğdayı, sanduri buğdayı, ekmeklik/sert buğday ve arpadır. Aynı zamanda foxtail millet, mercimek, burçak, mürdümlük, bezelye ve ketenin varlığı filolojik metinlerde de tespit edilmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar

Atila, N. (2018). Hititlerde Kentsel Yapı: Hattuša, Šapinuva, Šarišša, Tapikka ve Alacahöyük. (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Müller-Karpe, A. (2002). Kuşaklı Sarissa Yukarı Ülkede Bir Kült Merkezi. W. Jacob (Ed.), Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk (ss. 470-474) . İçinde; Bonn: Kunts-und Aussttellungshalle der Bundesrepublik; Müller-Karpe, A ve Müller Karpe, V. (2013). Kuşaklı-Sarissa. İçinde; M. Doğan Alparslan ve M. Alparslan (Editör), Hititler: Bir Anadolu İmparatorluğu (ss. 220-225). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Üke, A. (2018). Filolojik-Arkeolojik Veriler Işığında Hitit Dönemi Su Bentleri ve Havuz Yapıları, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü Dergisi, ANARSAN Sempozyumu Özel Sayısı, 11(2): 1529-1551.; TAY-Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri, https://sivas.ktb.gov.tr/TR-281059/sarissa-antik-kenti.html, (Erişim tarihi: 12.03.2024).