Nöbetçi Meyhaneler

Gastronomi Yeme-İçme İşletmesi Meyhane

Osmanlı döneminde Ramazan aylarında meyhaneler tamamen kapatılırdı. Bayram geçince meyhaneciler gedikli müşterilerinin evlerine birer tabak midye dolması göndererek meyhaneyi hatırlatırlardı ki, akşamcılar kendi aralarında buna Unutma Bizi Dolması derlerdi.

Bu ikramla hem onun bayramını kutlar hem de meyhanenin açıldığını kibarca hatırlatırdı. Meyhanelerde bayram günü ilk gelen müşterilere çuha adı verilen tavuk kızartması ikram etmek de âdettendi. Gönlü bol meyhaneciler ise ilk müşteriye tamamen horozdan hazırlanan görkemli bir sofra kurardı.

Ramazan ayı geçtiğinde, daha çok bayramın ilk günü, her barba hatırlı müşterilerinin evine birer büyük kayık tabağı içinde midye dolması gönderirdi ve buna unutma bizi dolması denirdi. Eski İstanbul’da gedikli meyhaneler arasında yaygın olan bu âdet içki kültürümüzün hoşluklarından biridir. Bu jest bir davetname niteliği taşırdı; kibarca Meyhaneniz açıldı bekleriz denmiş olurdu. Reşad Ekrem Koçu’nun anlatımıyla midye dolması: “Ama bir midye dolması ki ağızlara layık. Tarif de etsek, rica da etsek, zamanımızın içkili lokantalarına o dolmayı yaptıramazsınız, lokanta sahibi küçük masrafından kaçar, aşçı azıcık emekten. Ama aslında masraf da emek de hiç. Mesela 100 adet midye dolması yapılacaksa, 100 adet dolmalık iri midyenin yanında 200 adet de küçük iç midye alınır, o iç midyeler kıyılıp dolmanın üzümlü fıstıklı iç harcına katılır, dolmayı yiyen, kapaktaki iki midye diliminin yanında harç içinde midyeyi tadar, kapakta midye, harcında pilav yemez.”

Cumhuriyet dönemiyle birlikte bu alışkanlık devam etse de artık o eski midye dolmalarının lezzetini bulmak mümkün olmamıştır. O eski midye dolmalarının lezzeti olmasa da Cumhuriyet döneminde de meyhaneler ramazanda kapanmaya devam etmiş bu gelenek bozulmamıştır. Nadir de olsa ramazanda kapatmayan ve hizmet vermeye devam eden meyhaneler bulunurdu. Sayıları az da olsa bazı meyhanelerin kapısına Nöbetçiyiz ya da Meyhanemiz ramazanda nöbetçidir yazılı tabelalar asılıp ramazanda açık tutulduğu görülürdü. Tabii perdeleri sıkı sıkıya kapalı olurdu.

Yararlanılan Kaynaklar

Kaliç, S. (2012). Tarihimizdeki Garip Olaylar. İstanbul: Maya Kitap; Sülker, K. (1985). Osmanlıdan Günümüze İçki ve Toplum. İstanbul:Süreç Yayınları; Zat, V. (2002). Eski İstanbul Meyhaneleri. İstanbul: İletişim Yayınları.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Koçu, . R. E. (2015). Eski istanbul Meyhaneleleri ve Meyhane Köçekleri. İstanbul: Doğan Kitap.