Kültürlerarası Eğitim

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi Batı Avrupa ülkelerinde, göç ve diğer faktörlerden dolayı etnik ve kültürel çeşitlilik büyük bir oranda artış göstermiştir. Bu devletlerin, Asya, Afrika ve Hindistan’da bulunan kolonileri, işgücü ihtiyacını karşılamak ve ekonomik statülerini yükseltmek amacıyla Avrupa’ya göç etmişlerdir. Amerika’nın kuruluşunda farklı grupların yer alması sebebiyle, Amerika’da da aynı durum söz konudur. Bu bağlamda Dünya’daki ulus devletlerde etnik, kültürel, dil ve din çeşitliliğindeki artış, öğrencileri etkili bir vatandaş olarak eğitme konusunda yeni sorular ve olanaklar ortaya çıkarmıştır. Kültürlerarası eğitim hareketi ilk kez 1950’lerde görülmeye başlasa da; bu eğitim hareketinin gelişimi, farklı ırklara, etnik gruplara karşı daha duyarlı davranmaya odaklanılması 1970’lere rastlamaktadır. Bu yaklaşımın bir eğitim programı olarak yazılı hale getirilmesi ise, 1989’da Derman-Sparks ve ABC Task Force ile olmuştur. Kültürlerarası eğitim programları ABD, Kanada, Avustralya, Almanya, İngiltere gibi çok uluslu ve çok kültürlü ülkelerde okul öncesi sınıflardan başlayarak uygulanmakta ve XXI. yüzyılın programı olarak adlandırılmaktadır. Alan yazında ise çok kültürlü eğitim adıyla da anılmaktadır.

Kültürlerarası eğitim, çocukların amaç ve yeteneklerinden esinlenerek; dünya tarihi boyunca gelişen fikir ve deneyim farklılıklarının analizleri ve yaşam çeşitliliğine dayalı farklı bakış açısı ve kültürleri bir arada bulunduran özgür eğitim ortamı olarak tanımlanmaktadır. Kültürlerarası eğitime ilişkin beş ana yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar, (1) kültürel olarak farklı öğrencilerin eğitim olanaklarının eşitlenmesine yardım etmeye odaklanan eğitim; (2) kültürel farklılıkları anlamayı amaç edinen eğitim; (3) kültürel çoğulculuğu korumayı amaç edinen eğitim; (4) öğrencilerin farklı kültürlerde iş görmeleri için yardım eden eğitim ve (5) çoklu sistemlerde yeterliliği geliştirmek için eğitimdir.

Öğrenci odaklı olan kültürlerarası eğitim, amaç ve nitelik açısından ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir. Bunun yanı sıra her ülkenin kültürlerarası eğitim konusundaki duyarlılık noktaları da farklıdır. Kültürlerarası eğitim sürecinde paydaşların ortak sorumluluk alması gerekmektedir. Bu doğrultuda çok kültürlü eğitim baz alınarak programlar geliştirilmeli, okul rehberlik hizmetleri verilmeli, okul uygun bir şekilde yönetilmeli, öğretmenler öğrencileri çok kültürlülük çerçevesinde eğitmeli ve değerlendirmelidir. Buna ek olarak kültürlerarası eğitime uygun bir okul ve sınıf iklimi yaratılması, hatta velilerin de kültürlerarası eğitim konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitim sürecine katılmaları gerekmektedir

Emek-yoğun bir hizmet sektörü olan turizmde, farklı milliyetlerden insanlar bir arada bulunmakta ve böylece çeşitli kültürler kaynaşmaktadır. Turizm sektöründe istihdam edilen personel de, farklı kültürlere mensup insanlarla iletişim halinde olmaktadır. Bu noktada, etkili bir iletişim kurulabilmesi gerekçesiyle turizmde kültürlerarası eğitim önem teşkil etmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Banks, J.A. (2004). Teaching For Social Justice, Diversity, And Citizenship in A Global World, The Educational Forum, 68: 289-298; Demir, S. (2012). Çokkültürlü Eğitimin Erciyes Üniversitesi Öğretim Elemanları İçin Önem Derecesi, International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 7 (4): 1454-1475; Gay, G. (1994). A Synthesis of Scholarship in Multicultural Education. https://files.eric.ed.gov/fulltext/ED378287.pdf, (Erişim tarihi 24.07.2019); Güven, E. D. (2005). Eğitim Üzerine Yinelenen Eleştiriler, Alternatif Öneriler, Pivolka, 4 (17): 6-8; Polat, S. (2009). Öğretmen Adaylarının Çok Kültürlü Eğitime Yönelik Kişilik Özellikler, International Online Journal of Educational Sciences, 1 (1): 154-164.