Turizm, 54 sektör ile ilişkili olması nedeniyle günümüzde birçok ülkenin önemli gelir kaynaklarından birini oluşturan, yolcunun seyahatini planlamasından başlangıç noktasına geri dönmesine kadar geçen süreçteki neredeyse tüm alanlarla ilişkili bir sektördür. Turizmin ve dolayısıyla turizm hukukunun seyahat acentaları, tur operatörleri, hava yolları, oteller, otobüs ve transfer firmaları, rehberler ile müşteriler gibi birden çok sayıda tarafı vardır ve toplantı veya fuar amacıyla gerçekleştirilen seyahatlerden tatil amacıyla gerçekleştirilen seyahatlere kadar tüm etkinlikler turizmin bir parçası olduğundan oldukça uzun bir süreci kapsamaktadır. Bu denli çok sayıda taraf olması ve karmaşık bir süreci kapsaması nedeniyle uyuşmazlıkların oluşması ise kaçınılmazdır. Esasen bir hizmet endüstrisi olan turizm kurallarının hangi organlar tarafından ne şekilde uygulanması gerektiğini gösteren kurallar bütününe turizm hukuku denilmektedir.

Genel borç ilişkilerinin tanımlandığı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin turizm hukukundaki hukuki uyuşmazlıkların çözümünde yetersiz kalması nedeniyle 1972 yılında 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu, 1982 yılında da 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu yürürlüğe girdi. Havayolu İle Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik, Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği, 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun da turizm hukukunun genel olarak üzerine kurulu olduğu diğer mevzuatlardır.

Uygulamada uyuşmazlıklara genellikle havayolları ve seyahat acentaları ile tur operatörleri ve oteller arasında rastlanılmakla birlikte, turizm yatırımı belgesi veya turizm işletmesi belgesi alınması ve bu belgelere istinaden sağlanması gereken teşvikler ve turizm bölge, alan ve merkezlerinin tespiti bakımından oteller ile Turizm ve Kültür Bakanlığı arasında da hukuki ihtilaflara rastlanılmaktadır. Dolayısıyla turizm hukuku yalnızca özel hukuk değil kamu hukuku alanları ile de yakından ilişkilidir.

Bir otelde konaklayan misafirin otelde ya da otele varmadan önce karşılaştığı sorundan, otel ve seyahat acentası arasındaki kontenjan sözleşmesine, devletin havayolu firmasına verdiği yakıt desteğinden acenta, tur operatörü ve havayolu arasındaki hukuki ihtilafa kadar her bir ihtilaf turizm hukukunun konusunu oluşturmaktadır.