Pınara Örenyeri

Doğal ve Kültürel Miras Örenyeri

Deniz yüzeyinden yaklaşık 350 metre yükseklikteki bulunan Pınara örenyeri, Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Minare Köyü’ne yaklaşık iki kilometre uzaklıktadır. Konumu itibari ile bugün bile ulaşımı oldukça güç dağlık bir bölgenin vadi ve düzlüklerinde yer almaktadır. Şehir, büyük bir kaya kütlesinin doğusunda gelişmiştir. Cephesinde sayısız mezar oyuğu bulunan akropolisin doğusunda, üzeri düz bir başka kayalık tepe yükselmekte, şehir bu iki tepe arasında kuzeye doğru uzanmaktadır.

Likya’nın en büyük altı şehrinden (Xanthos, Patara, Pinara, Olympos, Myra ve Tlos) biri olan Pınara, bütün Likya’nın en eski yerleşimlerinden biri olma özelliği taşımaktadır. Pınara ismi MÖ V. yüzyılda kent tarafından basılan sikkelerde ve antik kentte bulunan yazıtlarda sıklıkla yer almaktadır. Pınara’nın MÖ V. veya MÖ VI. yüzyıldan itibaren bağımsız beyllikler tarafından yönetildiği düşünülmektedir. Yazıtlara göre Pınara’nın Likya dilindeki ismi Pinale’dir. Pinale, MÖ 400 yıllarında Ksanthos beyi Arbinas tarafından ele geçirilmiştir. Arbinas’ın ölümünden sonra kent bağımsızlığa kavuştu. Pınara’da Helenistik döneme ait yerleşim izleri bulunmamasına rağmen bu dönemde basılan Pınara sikkeleri mevcuttur. Roma imparatorluk döneminde İmparator Augustus (MÖ 27-MS 14) ile birlikte Pınara şehrinin varlığına dair kanıtların sayısı biraz daha artmaktadır. Pınara’nın Artymnessos isminde küçük ve daha az korunaklı bir limanı bulunmasına rağmen bölgeler arası ticarette aktif rol oynayamamıştır. Sebebi bir diğer önemli Likya kenti olan Telmessos’un limanının ticarette daha aktif kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kentin ekonomisinin büyük oranda tarıma dayalı olduğu bilinmektedir.

Kaş - Fethiye bağlantısını sağlayan karayolunun yaklaşık beş kilometre batısında yer alan Pınara antik kentine yaklaşırken ilk dikkati kaya mezarları çekmektedir. Bu mezarlar batı tarafta yükselen koni biçimindeki dağın doğuya bakan yüzeyinde yer almaktadır. Pınara akropolisinin adını bu koninin şeklinden aldığı düşünülmektedir. Pınara kentsel alanının bir bölümü batıdan doğuya doğru eğimi mevcut bir arazi üzerinde kuzey güney doğrultusunda uzanmaktadır. Bu kısımda Bazilika, odeon ve agora bulunmaktadır. Güney kısımda açık ve düz bir alanla kent sonlanmaktadır. Doğusunda kilise, konutlar, meydan, hamam, tiyatro ve kalenin bulunduğu kayalık bir tepe yer almaktadır. Nekropol alanı ise kentin çevresindeki kayalıklarda yoğunlaşmıştır. Bazilikanın da bulunduğu vadinin güney ucu 35 metre boyunca dik bir şekilde dere yatağına doğru inmektedir. Bazilikanın bulunduğu alan oldukça sık bitki örtüsü ile kaplıdır. Bu sebeple bazilikanın kalıntıları da toprak ve bitki örtüsü ile iç içe geçmiş durumdadır. Kalıntıların bir kısmının da toprak altında kaldığı gözlemlenmektedir. Yolun batısında yer alan yapıların da dükkanlar ve kamusal olarak hizmet verilen yerler olabileceği düşünülmektedir. Bu orta cadde, güneyde büyük taş bloklar ile döşenmiş bir alana çıkmaktadır. Bu alanın güneyi ise herhangi bir yapı ile sonlandırılmayıp, manzaranın seyredilebileceği şekilde açıktır. Dolayısıyla bu kısmın döneminin seyir terası olarak kullanıldığı düşünülebilir. MS II. yüzyılda Likya yerleşimlerinin hemen hemen tümü bir Roma kentine dönüşmüştür. Geniş ve düz alanlara sahip kentlerin yanı sıra Pınara gibi dağlık kentlerin de kısmen düzenli kent planına sahip olduğu görülmektedir ki Roma İmparatorluğu’nun MS I. yüzyılından itibaren önemli bir değişim göstererek kentlerin ortak bir kent mimarisi oluşmuştur.

Yararlanılan Kaynaklar

Blum, H. (2016). Likya’nın Tarihi Coğrafyası. İçinde; H. İşkan ve E. Dündar (Editörler), Lukka’dan Likya’ya Sarpedon 5 ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi (ss. 136-141). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Kaya, H. (2019). Pınara Kenti Bazilikası (Basılmamış lisans tezi). Antalya: Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü; Schuler, C. (2016). Hellenistik dönemde Likya ve Likya Birliği (MÖ 4.-1. Yüzyıl). İçinde; H. İşkan ve E. Dündar (Editörler), Lukka’dan Likya’ya Sarpedon 5 ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi (ss. 46-59). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Serdaroğlu, Ü. (2004). Lykia- Karia’da Roma Dönemi Tapınak Mimarlığı. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Tietz, W. (2016). Batı Likya: Pinara, Telmessos, Kadyanda. İçinde H. İşkan ve E. Dündar (Editörler), Lukka’dan Likya’ya Sarpedon 5 ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi (ss. 336-349). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.