Peribacaları (Üç Güzeller)

DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS

Ürgüp-Nevşehir yol güzergâhı üzerinde Ürgüp’ün batı girişinde yer alan ve Ürgüp merkeze beş dakikalık mesafede bulunan Üç Güzeller peribacaları, Kapadokya bölgesi ve Nevşehir’in bir simgesi olup, iki büyük ve bir küçük peri bacasından oluşmaktadır. Özellikle Nevşehir ve çevresinde yoğun olarak görülen peribacalarının şapkalı (başlıklı) ya da şapkasız (başlıksız) türleri bulunmaktadır. Şapkalı türlerin şüphesiz en güzel örneklerinden birisini Üç Güzeller peribacaları oluşturmaktadır. Bölgede bulunan diğer oluşumlarda olduğu gibi, özetle, Üç Güzeller peribacaları da Erciyes, Hasan ve Melendiz gibi dağlardan püsküren maddelerin zaman içerisinde çeşitli doğa olayları sonucu şekillenmesiyle ortaya çıkmış ve günümüzdeki etkileyici halini almıştır. UNESCO Dünya Mirasları arasında yer alan Kapadokya bölgesinin en çok ziyaret edilen noktalarından birisi olup, şu an için girişi ücretsizdir.

Kapadokya’da en çok fotoğraf çekilen yerlerin başında gelen, çeşitli reklam ve broşür gibi görselliğin önemli olduğu noktalarda kullanılan Üç Güzeller peribacaları, bir dönem 50 Türk Lirası’nın bir yüzünde de yer almıştır. Üç Güzeller peribacaları ile ilgili efsaneler de bulunmaktadır. Bu efsanelerden birinde, Kapadokya’da kralın kızı bir çobana âşık olur ve kralın tüm karşı çıkmalarına rağmen prenses ve çoban evlenirler. Zaman içerisinde bu çiftin bir de çocukları dünyaya gelir. Bu durumun kralı yumuşatacağını, kralın kendilerini affedeceğini düşünen prenses, eşi ve çocuğuyla birlikte yola çıkar. Ancak daha sarayın kapısından içeri giremeden kralın askerleri tarafından kuşatılırlar. Sonlarının geldiğini düşünen prenses, tam da o anda Allah’a büyük bir yakarışta bulunur ve bir mucize olmasını ister. Duaları kabul olur ve prenses, eşi ve çocuğu taşa dönüşür. Efsaneye göre Üç Güzeller peribacaları bu şekilde meydana gelir. En önde duran çoban, ortadaki çocuk ve arkadaki ise prenses olarak Üç Güzeller peribacalarına dönüşmüşlerdir. Diğer bir efsanede ise, Kapadokya bölgesinde yaşayan devler, dağların üzerinden alevler üfleyerek insanların evlerini yakıp onlara zarar vermektedir. Üç Güzeller peribacaları bölgesinden geçen perilerin padişahı, insanların bu durumunu fark eder ve perilerini toplayarak dağlardan getirdiği karlarla insanların evlerini söndürürler. Perilerin bu iyiliği, bölgedeki halk ile periler arasında zaman içerisinde bir dostluğa dönüşür. Ardından periler, peribacalarında yaşamaya başlarlar. Kralın oğlu Revan ile perilerin padişahının kızı Gülperi de bu peribacalarında yaşayan kimselerden olup, zaman içerisinde birbirlerine sevdalanırlar. Bölgedeki insanlar soylarının zarar göreceğini düşünerek bu aşka karşı çıkar ve perilere savaş açarlar. Perilerin padişahı savaşmak yerine bölgeden gitmeyi tercih eder. Ancak bölge halkı devlerden zarar görmesin diye, kızı Gülperi de dahil olmak üzere tüm perilerini beyaz güvercinlere dönüştürür. Kralın oğlu Revan, Gülperi tarafından terk edildiğini düşünse de Revan’ın penceresinin önünden ayrılmayan beyaz güvercin aslında Gülperi’dir. Ancak Revan bu durumdan habersiz bir şekilde, bu beyaz güvercini avuçlarının arasına alarak ölünceye kadar penceresinin önünde Gülperi’nin dönmesini beklemiştir. Her iki efsanede de aile birliği kavramları ön plana çıkarılmış, diğer yandan ise zor durumda olan kimselere yardım edilmesinin önemi vurgulanmıştır.

Referanslar

Tuncel, M. (1998). "Oluşum Çağları". Kapadokya, (Ed. Metin Sözen). İstanbul: Ayhan Şahenk Vakfı, MAS Matbaacılık; Tuncer, H. (2022). Roma İmparatorluğu Döneminde Kapadokya Bölgesi (M.S. I. ve II. Yüzyıllar), Nevşehir: Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yayınları.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: