Orhan Camii

Doğal ve Kültürel Miras Cami

Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde inşa edilen fetih camilerinden biridir. İzmit’in Türkler tarafından ele geçirilmesi Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemindedir. Bizans imparatoru III. Andreanikos ile Osmanlı hükümdarı Orhan Bey arasında yapılan Maltepe (Pelekanon) Savaşını Orhan Bey’in kazanması Nikeomedia’nın da Osmanlı topraklarına katılmasına imkân sağlamıştır. Nikemedia (İzmit) tekfurunun Konstantinopolis’den yardım alamamasından dolayı İzmit’in Osmanlı Hükümdarı Orhan Gazi’ye teslim edilmesine neden olmuştur. Şehir birkaç kez el değiştirse de 1337’de kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmış ve Nikomedia şehri İznikmid ismine dönüşmüştür. Daha sonrada zamanla İzmit olmuştur. Orhan Gazi’nin Osmanlı devletini feth etmesiyle birlikte bölgeye Orhan Gazi’nin ismi ile anılan cami inşa edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin İzmit’teki ilk eserlerinden biridir. Nikomedia’nın fethini tamamlayan Orhan Gazi’nin oğlu Şehzade Gazi Süleyman Paşa tarafından babası Orhan Gazi’ye atfen yaptırılan cami, İzmit’in ilk fetih camisidir. Gazi Süleyman Paşa İzmit’in ilk Sancak beyi olmasından dolayı cami onun tarafından babası Orhan Bey adına yaptırılmıştır. Günümüzde İzmit’in Orhan Mahallesi'nde medrese sokak ile Camialtı Sokağı’nın kesiştiği noktada ve şehre hâkim bir konumdadır. Asıl ismi Gazi Süleyman Paşa olan caminin XX. yüzyılın başlayarak günümüze kadar Orhan Camii olarak adlandırılmaktadır. Daha önceki dönemlerde ise Camii Şerif olarak da anılmıştır. XIV. yüzyılda yapılmış olan cami çeşitli onarımlar geçirmiştir. XIX. yüzyılda 1843’de XX. yüzyılda 1947, 1967,1969, 2004,2007 ve 2015/2016 yıllarında onarım gördüğü için orijinal hali birçok değişikliğe uğramıştır. Caminin bugünkü mevcut hali Özellikle Abdülmecid döneminde 1843’de gerçekleşen onarımdaki halini yansıtmaktadır. Sultan Abdülmecid döneminde yapılan onarım sırasında caminin avlu giriş kapısı üzerine eklenen ve 1940’lı yıllarda bulunduğu yerden kaldırılan ta’lik hatlı onarım kitabesi Kocaeli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir. Caminin, 1843 yılında ve 2015/2016 yıllarında geçirdiği onarım büyük önem taşımaktadır. Sultan Abdülmecid döneminde gerçekleşen onarım esnasında yapılan eklemeler hünkâr mahfili, kadınlar mahfili, son cemaat yeri, kubbe, minber ve vaaz kürsüsü gibi önemli bölümler eklenmiştir. 2015 ve 2016 yıllarında vakıflar genel müdürlüğü tarafından yapılan onarımda ise önceki onarımda yaşanılan sorunlar ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Özellikle 2004 yılında sıvanmış olan dış cephelerine sıva raspası yapılarak tekrar asli haline dönüştürülmesidir. Caminin en dikkat çeken süsleme unsurları güneybatı cephede bulunan harim bölümüne giriş kapısının sol tarafında bulunan rumi motiflerdir. Yine aşağısında yer alan geometrik sel süsleme kuşağı bu yapının en dikkat çekici özelliklerinden biridir. Kubbe dört ahşap sütun üzerine yerleştirilmiştir. Kubbe süslemesi oldukça orijinaldir. Kalemişi tekniğinin uygulandığı altın yaldız ve mavi rengin ağırlığının hissedildiği kubbe ortasında güneş ışınları veya yıldız vari ışınsal bir süsleme altında küçük rozetler ve eteğine doğru bir balık pulu ya da damla olarak adlandırılan benzerine az rastlanır bir kubbe süsleme tarzı görülmektedir. Girişin hemen karşısında güney duvarın da mihrap ve hemen sağında minber bulunmaktadır. Mihrap yuvarlak bir kemerle sarılmış yarım daire şeklindedir. Mihrap nişinin içinde geç dönemde yapılan süslemeler göze çarpar niteliktedir. Yanlardan kenetlenmiş bir perde motifi ve bunun ortasından sarkan bir kandil motifi bulunur. Mihrabın üst kısmında yeşil zemin üzerinde yazı işlenmiştir. Orhan Camii’nin orijinal kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Caminin namaz kılmak için ayrılmış olan harim kısmında ve yakın tarihlerde hazırlanma ihtimali yüksek olan levha kitabe yer almaktadır. Caminin güneydoğusunda bulunan hazirede, caminin imamları ve yakınları, eskiden bulunan Medresenin müderrisleri ve bazı şeyhlerin mezarları bulunmaktadır. Osmanlı devlet geleneğinde savaşla alınan yerlerde fethin simgesi olarak hutbe kılıçla okunurdu. Orhan Camii’nin en önemli özelliklerinden biri de hutbenin kılıçla okunmasıdır Bu ilk kez Hz Muhammed’in Mekke’yi fethettiğinde uygulanmaya başlanmıştır. Hz Muhammed’in sünneti olarak kabul edilen bu uygulamayı Osmanlı Devleti'de devam ettirmiş fethettikleri topraklardaki ilk fetih camilerindeki cuma hutbeleri kılıçla okunmaya başlanmıştır. Bugün o geleneği devam ettiren nadir camilerden biri de Orhan Camii’dir. Orhan Gazi döneminden beri İmam Hutbe okumak için minbere elinde kılıçla çıkmakta ve Cuma hutbesini okumakta ve kılıçla minberden aşağıya inmektedir. Aynı durum bayram namazlarında da yapılmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Bizimyaka (2017). Orhan Camiinin Duvarı Çöktü. https://www.bizimyaka.com/haber, (Erişim tarihi: 12.11.2019); Güler, M. ve Çakmak, A.(2016). Vakıf Şehir İlişkisi Bağlamında İzmit Gazi Süleyman paşa Evkafı XVI.YY, Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu III. http://www.kocaelitarihisempozyumu.com/suleymanpasaozetler.pdf, (Erişim tarihi: 08.08.2020); Kozan, A. ve Çekiç A. (2016). Osmanlı Devleti’nin İlk Medresesi: Dönem Kroniklerinde İzmit (İznikmid) Yahud Gazi Süleyman Paşa Medresesi. Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu III. http://www.kocaelitarihisempozyumu.com/suleymanpasaozetler.pdf, (Erişim tarihi: 08.08.2020); Şenel, V.(2016). İzmit’in Fetih Simgesi Gazi Süleyman Paşa Camii (Nam-ı Değer Orhan Camii), Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu III. http://www.kocaelitarihisempozyumu.com/suleymanpasaozetler.pdf, (Erişim tarihi: 08.08.2020); Turgut, V. (2016). Süleyman Paşa Vakıfları. Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi sempozyumu III. http://www.kocaelitarihisempozyumu.com/suleymanpasaozetler.pdf, (Erişim tarihi: 08.08.2020); Ürkmez, E. (2007). İzmit’te Türk Eserleri. Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları.