Magnesia Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Magnesia antik kenti, Aydın’ın Germencik ilçesinde yer alan Tekin Köyü civarında bulunmaktadır. Thessalia’dan gelen Magnetler tarafından kurulduğu ileri sürülmektedir. Magnetlerin kurmuş olduğu Magnesia’nın tam olarak nerede kurulduğu bilinmese de Menderes Nehri’nin yakınlarında kurulduğu tarih kayıtlarında ileri sürülmektedir. Magnesia bir süre Lydia kralı Gyges’in (MÖ 680-652) egemenliğinde kalmış olsa da VII. yüzyılın sonlarına doğru Kimmer Uygarlığı tarafından yakılarak ortadan kaldırılmıştır. Miletliler Magnesia’yı yeniden kurmuşlardır. Ancak yaklaşık olarak MÖ 530 yıllarında Persler kenti ele geçirmişlerdir. Herodotos, MÖ 522’de Sardes Satrabı Oroites, Sisam’ın ünlü tiranı Polykrates’i Magnesia kenti civarında idam ettirdiği yazmaktadır. Atina’lı devlet adamı ve Salamis Savaşı’nın başarılı komutanı Themistokles, Frig ana tanrıçasına bir tapınak yaptırıp kızını buraya rahibe olarak atamıştır. Ölümü ile birlikte agorada adına bir anıt dikilmiştir. Magnesia, Büyük İskender’in fethinden önce Persler, Seleukos Krallığı ve Bergama Krallığı’nın hâkimiyetindeydi. Bu dönemler kentin en görkemli dönemleriydi. Magnesia, Priene, Ephesos, Tralles üçgeni arasında yer almakta; ticari ve stratejik açıdan çok önemli bir konum noktasında bulunmaktaydı. Magnesia, ait olduğu Bergama Krallığı’nın vesayet yoluyla Roma İmparatorluğu’na tabi olması sonucu Anadolu’da yer alan Roma kentlerinden biri olmuştur. Pontus Krallığı’nın işgaline direnen kent, bağımsızlıkla ödüllendirilmiştir. Roma döneminde nüfusu daha da artan Magnesia’nın sınırları genişlemiştir. Magnesia, Üçüncü Gordianus (238-244) döneminde kendisine ait bir sikke basılması, bu genişlemeyle bağlantılıdır. MS III. yüzyılın sonlarında çeşitli saldırılara uğrayan Magnesia, yakılıp yıkılmıştır. Magnesia, MS 620-630 yıllarında Pers kralı II. Hüsrev’in kente saldırılarına karşı surlar ile korunmuştur. MS XII. yüzyılda Magnesia, bir Bizans kenti ve piskoposluk merkezi haline dönüşmüş ve aziz ilan edilerek kutsal bir kent olarak anılmıştır. 1300’lü yıllarda Aydınoğulları Beyliği’nin hâkimiyeti altına girmesinin ardından yaşadığı sel felekatleri ve salgın hastalıklar sonrası tamamen terk edilmiştir.

Magnesia antik kentinde çeşitli tapınaklar inşa edildiği görülmekte ve mimari yapısının yanı sıra fiziki boyutlarıyla Anadolu’nun Helenistik döneminde yer alan en büyük dört tapınaktan biri olma özelliğini taşımaktadır. Magnesia’ya yönelik çalışmalar ve ilk bilimsel çalışmaların XVIII. yüzyılda yapıldığı görülse de kentin keşfedilmesinin ardından pek çok yerli ve yabancı araştırmacının kazı çalışmaları gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. XX. yüzyılın son dönemlerinde ise Prof. Dr. Orhan Bingöl başkanlığında kazı çalışmaları başlatılmıştır.

Magnesia antik kenti, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’nün almış olduğu karar neticesinde birinci derece arkeolojik sit alanı olarak korumaya alınmış ve örenyeri olarak hizmet vermeye başlamıştır. Örenyeri, 1989 yılından itibaren ziyarete açıktır.

Yararlanılan Kaynaklar

Aydın İl Kültür Turizm Müdürlüğü, https://aydin.ktb.gov.tr/TR-64426/magnesia.html, (Erişim tarihi: 18.06.2019); Bingöl, O. (2007). Beyaz Kaslı Artemis’in Kenti Menderes Magnesiası. İstanbul; Kökdemir, G. (2015). Magnesia Ad Maeandrum: 300 Yıllık Araştırma Tarihçesi “1715-2015”, Anadolu 41; Özdemir, B. (2010). Arkeolojik Kazılarda Alan Yönetim ve Magnesia Antik Kenti (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Üreten, H. (2012). Magnesia ad Maeandrum ve Artemis Leukophryene: Hellenistik Dönem Kraliyet Mektuplarının Katkılarına Bir Bakış, History Studies: International Journal of History, 4(2): 373-392.