Likidite Oranları

Kavram Ekonomi Muhasebe-Finansman

İşletmeler kullanış amaçlarına göre bilanço kalemlerini likidite temeline göre, ana faaliyetlerine yakınlık derecelerine göre, parasal ya da reel varlık ve yükümlülükleri belirlemesine göre veya net varlık temeline göre gruplandırabilir. Likidite temeline göre bilanço varlık ve yükümlülükleri ya en likit olandan ya da en az likit olandan başlanılarak gruplanır. Bu takdirde aktif kalemler en likitten başlanarak sıralanmışsa, pasifte de en kısa vadeli yükümlülüklerden başlanılarak sıralama yapılır. Uygulamada bilanço düzenlemeleri genellikle bu şekilde yapılmaktadır.

İşletmelerin ihtiyaç anında en hızlı ve kolay yoldan, ederinden fazla değer kaybına uğramadan nakde dönüştürebilecekleri aktiflerine likit (hızlı) aktifler denir. Likit aktifler formül olarak aşağıdaki şekilde gösterilir:

Likit Aktifler = Hazır Değerler + Menkul Değerler + Kısa Vadeli Ticari Alacaklar + Diğer Kısa Vadeli Alacaklar.

Likit aktifler tutarının büyüklüğü, işletmelerin faaliyetlerini sürdürdükleri süre içerisinde borçlarını ve ihtiyaçlarını kolay karşılayabilmesi açısından önem taşır. İşletmelerin olağan dışı durumlarla karşılaştığında, gösterecekleri tepkinin derecesini gösterir. Dönemler itibariyle likit aktiflerdeki değişimler, işletmelerin faaliyetleri sonucu nakit yaratma potansiyelini gözlemleme olanağı sağlar.

Likidite, genel olarak, varlıkların paraya dönüşme yeteneğidir. İşletmenin vadesi dolmuş kısa dönemli borçlarını ödeme gücünü gösterir. İşletmenin likidite durumunun diğer bir değişle cari durumunu analizinde likidite oranları kullanılır. Likidite teknik ve gerçek likidite diye ikiye ayrılır. Teknik likidite, işletmenin vadesi gelen borçlarını ödeyebilme gücünü gösterir. Gerçek likidite ise işletmenin tasfiyesi halinde borçlarını ödeyebilme gücünü gösterir. Kısa vadeli analizlerde teknik likidite kullanılır.

Likidite oranları, işletmenin parasal durumunu göstererek, vadesi gelen borçların, ödenme olanaklarını (işletmenin ödeme gücünü) saptamaya yardım eder. İşletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünün saptanmasında, işletmenin dönen varlıkları ile kısa vadeli borçları arasındaki ilişkiler likidite oranları ile analiz edilir. Bu nedenle bu oran analizine aynı zamanda borç emniyet rasyosu (oranı) da denilmektedir. İşletme sahipleri, yöneticileri, işletmeden alacaklı olanlar, likidite oranları ile işletmenin kısa vadeli borçlarını vadesi geldiğinde dönen varlıkları ile hemen ödeyip ödemeyeceğini sorgularlar.

Burada likidite oran analizi kapsamında cari oran, asit-test oranı, nakit oranı, alacak devir hızı ve stok devir hızı tanıtılacaktır:

a) Cari oran: Dönen varlıklar (değerler) ile kısa vadeli borçlar arasındaki ilişkiyi gösterir. Formülü; Cari Oran = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Borçlar şeklindedir. İşletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü kabaca ölçmede kullanılır. Dönen varlıklar kısa vadeli borçları karşılıyorsa, diğer bir değişle oran en az 1 ve yukarı ise işletme vadesi gelmiş borçlarını karşılıyor demektir. Bir işletmenin cari oranının yeterli olup olmadığına karar verebilmek için bu oran, alacak devir hızı ve stok devir hızı ile değerlendirilmelidir. Ayrıca dönen varlıkların yapısı, satın alma ve satış koşulları, sektörel ve mevsimsel koşullar da göz önüne alınmalıdır. Bu faktörler dikkate alınmadan sadece cari orana bakarak işletmenin mali gücü hakkında karar vermek yanıltıcı olabilir.

b) Asit-Test Oranı: Asit-test oran likiditeyi cari orandan daha hassas bir şekilde ölçer. Likit oran da denilen asit-test oran, likiditeyi sadece nakit ve nakde yakın varlıkları hesaba katarak ölçer. Formülü; Asit-test oran = (Nakit + Serbest Menkul Değerler + Alacaklar) / Kısa Vadeli Borçlar şeklindedir. Bu oran, nakde çevrilmesi oldukça zaman alan stokları ve diğer dönen varlıkları içine almadığından, cari orana nazaran hassas bir ölçüdür. Bu oran yorumlanırken, alacakların vadeleri ve tahsil kabiliyetleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Oranın çok az 1’in altında olması kabul edilebilir, ancak tahsilde güçlük çeken bir işletmede likidite oranı 1 olsa bile borç ödeme gücü riskli olabilir. Diğer yandan stoklarını hızla nakde çevirme olanağına sahip bir işletmede oran 0,8’in altında olsa bile, borç ödeme gücü, likidite oranı 1’in üzerinde olan işletmelerden daha iyi olabilir. Bu oranın yorumlanmasında yine stok devir hızına ve alacak devir hızına bakarak kısa vadeli borçların ödeme gücü hakkında daha doğru karara varılabilir.

c) Nakit Oranı: İşletmenin alacaklarını tahsil edememesi ve elindeki stokları paraya çevirememesi durumunda işletmenin borç ödeme yeteneğini göstermektedir. Bu oran, para ve nakde çok çabuk dönüşebilecek değerler ile kısa vadeli borçların ne ölçüde karşılandığını göstermektedir. Formülü; Nakit Oranı = (Hazır Değerler + Menkul Kıymetler) / Kısa Vadeli Borçlar şeklindedir. Nakit oranı, işletmenin içinde bulunduğu piyasa ve ekonomik koşullar altında faaliyetleri sonucunda elde ettiği fonlar ve sahip olduğu likit varlıklar ile kısa vadeli borçlarını ödeyebilme olasılığını gösterir. Bu oranda paya stoklar, akreditifler, satıcılara verilen avanslar, alacaklar ve diğer dönen varlıklar eklenmemiştir. Bu nedenle nakit oranı daha keskin bir ölçüt olarak kabul edilir. Alacaklar tahsil edilmediği ve satışların azaldığı zor durumlarda bile işletmenin borç ödeme kapasitesini açığa çıkarır. Nakit oranının 0,20’nin altına olması işletmenin nakit bulmada sıkıntısına delalettir. Öte yandan oranın çok yüksek olması da nakit fazlasının iyi kullanmadığının dolayısı ile işletmenin para kazanma durumunu azaltarak gelir düşüklüğünün bir göstergesidir.

d) Alacak Devir Hızı: Belirli bir dönemdeki kredili satışlar tutarının, hesap dönemi sonundaki ticari alacaklar tutarına veya ortalama ticari alacaklar tutarına bölünmesi ile elde edilen orandır. Formülü; Kredili Net Satışlar / Ortalama Ticari Alacaklar şeklindedir. Kredili satışlar bilinmiyorsa (dış kullanıcılar için yayınlanan gelir tablolarında toplam satışlar yer alır), kredili satışlar yerine toplam satışlar rakamı kullanılabilir. Ortalama alacaklar, dönem başı alacaklar ile dönem sonu alacakların toplamının ikiye bölünmesi ile belirlenir. Alacak devir hızı, işletmelerin ticari alacaklarını tahsil etme kabiliyetini ölçen ve işletmelerin bir yıl içerisinde alacaklarını satışlar ile kaç defa devir ettiklerini gösteren bir orandır. Alacak devir hızının artışı, işletmenin lehine yorumlanan bir durum olup, işletme sermayesinin alacaklara göreli olarak daha az bağlandığını gösterir. Bunun tersi ise işletme sermayesinin büyük bir kısmının alacaklara bağlandığını gösterir.

e) Stok Devir Hızı: Stokların bir dönemde kaç kez paraya çevrildiğini, yenilendiğini başka bir ifadeyle işletmenin stoklarını ne kadarlık bir süre içerisinde sattığını göstermektedir. Formülü; Stok Devir Hızı = Satışların Maliyeti / Ortalama Stok şeklindedir. Ortalama stok, dönem başı stok ve dönem sonu stok toplamının ikiye bölünmesi ile belirlenir. Stok devir hızı stokların yönetilmesi ile ilişkili olup finansal açıdan kontroldür. Stok devir hızları kontrol edilerek aşırı ve yetersiz stoklardan kaçınılabilir. Diğer bir anlatımla, stoklara yatırılan para tutarı, kârlılık ve risk açısından optimal (en uygun) bir dengeyi yansıtmakta mıdır? Stok devir hızı bu soruya cevap verir. Stokların yapısındaki değişmeler de oranın hesaplanması esnasında göz önünde tutulmalıdır.

Yararlanılan Kaynaklar

Guilding, C. (2002). Financial Management for Hospitality Decision Makers. Oxford: Butterworth-Heinemann; Kahraman, N. (2010). Turizm Yatırım Projeleri Analizi. Ankara: Siyasal Kitabevi; Met, Ö. (2013). Turizm ve Ağırlama İşletmelerinde Finansal Analiz. Ankara: Detay Yayıncılık; Toroslu, M. V. ve Durmuş, C. N. (2016). Finansal Tablolar Analizi Kavramlar-Analiz Teknikleri. Ankara: Seçkin Yayıncılık.