Jeo-miras

Doğal ve Kültürel Miras Jeopark

Yerküre’nin jeolojik evrimi sırasındaki çok önemli olayların veya süreçlerin ürünü ve bugün için o geçmişin belgeleri niteliğinde olan, yok edildiğinde bir daha yerine konulamayacak kayaç, mineral ve fosil toplulukları, tortul istif, yapı, doku, mağara, kanyon gibi doğal oluşumlardır. Terimin açılımı jeolojik miras'tır. Bilimsel adı olan jeosit (geosite- geological site) yerine, korunması gerektiğini vurgulamak için genelde jeomiras-jeolojik miras terimi tercih edilmektedir.

Bilimsel verilere göre, yaklaşık 5,5 milyar yıl önce Güneş’ten ayrılan Dünya, uzun bir soğuma sürecinin ardından, 4,5 milyar yıl önce, bugün üzerinde yaşadığımız kabuğunu oluşturdu. Zaman içinde kalınlaşan ve litosferi teşkil eden kabuk levhalara bölündü ve bu levhalar, alttaki viskoz manto üzerinde birbirlerine yaklaşacak, uzaklaşacak veya teğet geçecek şekillerde hareket etmeye başladı. Bu hareketlere bağlı olarak Yer Küre’de çok çeşitli değişiklikler oldu; örneğin kıtalar parçalandı, okyanuslar açıldı ve kapandı, levhalar çarpışarak ya birbirinin altına gömüldü ya da dağ zincirlerini meydana getirdi. Bu olayların sayıları, oluş sıraları ve zamanları yerbilimlerinin alt dallarını doğurdu. Günümüzdeki beş kıtalı coğrafya son 25 - 30 milyon yılın, göreceli yakın zamanın ürünleridir. Bugün için dünyanın tespit edilebilen en yaşlı kayaç 3,8 milyar yıl, en eski canlı belirtisi (mikroorganizma) 3,2 milyar yıl önceye aittir. Başlangıcından itibaren atmosferin ve okyanusların oluşumu, kıtaların, dağ sıralarının, yeryüzünün şekillenmesi, sayısız canlı türünün doğuşu ve yok oluşu, sönmüş ve aktif volkanlar, mineral ve madenler, geçmişin ve günümüz iklim değişiklikleri ile buzul çağları gibi doğal olaylar, yerbilimlerinin araştırma konularıdır. Geçmişte olup bitmiş bu olayların tespiti ve açıklanması, yerkabuğundan elde edilen verilerle yapılabilir. Bu nedenle o veriler çok değerlidir, yok olduğunda yenilenmesi veya yerine başkalarının konulması mümkün değildir. Bu yüzden jeolojik mirastır. Bu miras yok olduğunda, bir bakıma Yerküre’nin jeolojik geçmişinden sayfalar silinmektedir.

Jeomiras kavramının ortaya çıkışı ve kullanımı 1990’lardan geriye gitmez. İkinci Dünya Savaşı'nın sonrası artan ihtiyaçlar ve ekonomik kalkınma çabaları dolayısıyla, tüm dünyada mühendislik yapıları çoğalmış, doğal kaynaklar aşırı şekilde tüketilmeye başlamış, bunların sonucu olarak yerbilimi için gerekli birçok doğal verinin ortadan kalktığı görüldü. Artan bu yerbilimi tehlikesine dikkat çekmek için çeşitli bilimsel toplantılar düzenlendi, dikkat çekeni ve eyleme dönüşeni ise Fransa’nın Digne kentinde toplanan Jeoloji Kongresi (1991) oldu. Bu toplantı sonrasında bir açıklama yayınlandı, yerkürenin kendi jeolojik evriminin sonucu olarak meydana gelen bir kısım özel oluşumların (=yerin mirası) korunmasının Yerkürenin Hakkı olduğu vurgulandı. Bu yüzden Digne bildirgesinin adı Yerkürenin Haklarının Korunması Bildirgesi olup Jeolojik Miras kavramı da ilk kez burada kullanıldı. Bildirge aynı yıl Türkçe’ye çevrildi ve yayınlandı. Digne toplantısı sonrası 1993’de kurulan ve kısa adı ProGEO olan Avrupa Jeolojik Mirası Koruma Kurumu- European Association for the Conservation of the Geological Heritage”, Avrupa Birliği ve UNESCO’nun jeomiras konusundaki yasal danışma organı olup, tanımları ve yöntemleri belirlemekte, uluslararası çalışmaları yönetmektedir.

Jeolojik mirasın bulunduğu yerde ve bizzat vatandaşlar tarafından korunabileceği, etkin bir koruma için bunların yerelde yaşayanlara ekonomik getiri sağlaması ve kırsal kalkınmaya hizmet etmesi gerektiği tespitlerinden sonra, koruma yöntemleri olarak Jeopark ve Jeoturizm kavramları öne çıktı. Doğadaki her kayaç, her doğal oluşum veya güzel arazi parçası jeolojik miras değildir. Jeolojik Miras tanımlaması için ilgili doğal oluşumun “belge niteliği” önemlidir. Belge niteliğinin tespiti ve önerisi de ancak konusunun uzmanları tarafından yapılabilir ve bilimsel kurullar tarafından onaylanmaktadır.

ProGEO, her ülkede jeolojik miras çalışmaları yapılmasını, öncelikle jeomiras envanteri'nin belirlenmesini, envanterdeki varlıkların ulusal yasalara göre tescilini, kamuoyuna tanıtılmasını ve korunmasını önermektedir. Türkiye mevzuatında jeomiras ve jeosit yer almamakta, bunların yerine Doğal Sit Alanları ve Tabiat Varlıkları tanımlanmış olup, uygun bulunanlar Tabiat parkı, Tabiat Anıtı, Tabiatı Koruma Alanı olarak tescillenebilmektedir. Ancak, bu kavramların jeomirası yeterince karşıladığı söylenemez.

Türkiye’deki jeomiras farkındalığı, Avrupa ülkeleri ile birlikte başlamış ve paralel yürütülmüştür. Üniversite ve kamu kurumlardaki yerbilimcilerin girişimiyle, 2000’de Ankara Üniversitesi’nin desteğinde Jeolojik Mirası Koruma Derneği-JEMİRKO kurulmuş, Türkiye Jeositleri Çatı Listesi hazırlanmış ve ulusal jeomiras envanteri çalışmalarını sürdürmektedir. JEMİRKO, ProGEO’nun kurumsal üyesi ve Türkiye temsilcisidir.

Yararlanılan Kaynaklar

Burek, C.V. ve Prosser, C.D. (Editör) (2008). The History of Geoconservation. Geological Society, Spec. Pub. No 300, Londra; Kazancı, N. (2010). Jeolojik Koruma; Kavram ve Terimler. Jeolojik Mirası Koruma Derneği Yayını, No 1. Ankara; Wimbledon, W.A.P. ve Smith-Meyer, S. (Editörler) (2012). Geoheritage in Europe and its Conservation. ProGeo Spec. Pub, Oslo, Norway.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Kazancı, N., Şaroğlu, F., Suludere, Y., 2015. Türkiye Jeositleri Çatı Listesi, MTA Dergisi, 151: 261-270.