Hristiyanlıkta Dini Yapılar (Kilise- Katedral - Bazilika - Şapel- Manastır)
Doğal ve Kültürel Miras Kilise Manastır Şapel Katedral Bazilika:
-
2025
Hristiyanlığın ortaya çıkış dönemlerinden itibaren çeşitli ibaret ortamları, yapıları ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında kilise, Katedral, Şapel ve Manastır yaygın olan yapılardır. Ayrıca Convent , Sanctuary ve Abbey gibi ibadet ortamları da bulunmaktadır. bu maddede Hristiyanlık'taki ibadet ortamları kısaca tanıtılacaktırb
Kilise: Ekklesia önceleri sadece Hristiyan topluluğunu, cemaatini ifade ederdi. Daha sonraları cemaatin toplandığı eve, yapıya da kilise denilmeye başlandı.
Roma İmparatorluğu zamanında yayılmaya, güçlenmeye başlayan Hristiyanlıkta ilk sorun ibadet yeri bulmada kendini gösterir. Paganlarda ibadet tapınaklarda yapılmazdı. Tapınaklar tanrıların heykellerinin ve kıymetli hediyelerin bulunduğu, rahiplerin yaşadığı yerlerdi. Hristiyanlar ise birlikte ibadet ediyorlardı, bunun için de geniş bir yere ihtiyaç vardı. Hristiyanların dini törenlerini yapabilecekleri, İsa’nın etini ve kanını simgeleyen ekmek ile şarabı paylaşabilecekleri ve vaftiz olabilecekleri bir kapalı alana ihtiyaçları vardı. İlk yıllarda bazı inananlar evlerinin birkaç odasını veya tümünü Hristiyanlara vererek burada ortak ibadet yapılmasını sağlamışlardır. Suriye’de “Dura Europos”ta böyle bir ev-kilise kalıntısı bulunmuştur (232-256 yılları).
Birinci Konstantinus’un (306-312) Hristiyanlığı kabul etmesi, hem Hristiyanlık tarihini hem de mimarlık tarihini değiştirir. Konstantin Almanya’daki Trier Sarayı'nın bir bölümü olan bazilikasını Hristiyan ayinine bırakır. Bu bazilika içinde imparator tahtının olduğu, hem mahkeme salonu hem de devlet anlaşmalarının yapıldığı üstü kapalı büyük bir salondu. İmparatorun heykelinin bulunduğu yere bir altar konulunca 310 (312) yılında Hristiyan dünyasının bugünkü anlamda ilk yapısal kilisesi ortaya çıkar.
Daha sonraları bazilika planı evrensel kilise planı olur. Bu ilk kilise tipinin Türkiye’deki örnekleri çoktur. İstanbul’da İmrahor Camii (Yohannes Studios Kilisesi 463), Efes’te Meryem Ana kilisesi IV. yüzyıl, Perge, Sagalassos (V. yüzyıl) kiliseleri gibi. 532-537 yılları arasında yapılan Ayasofya ile bazilika planı en mükemmel haline ulaşır. Bundan önceleri bazı kiliseler yapılmış olmasına karşın hiçbiri günümüze kalmamıştır. Hristiyanlığa karşı olan yöneticiler tarafından yıkılmıştır. Örneğin; Lactantius, “De Mortibus Persecutorum” adlı eserinde Nikomedeia’da (İzmit) şehre hakim meydanların birinde oldukça yüksek bir kiliseden bahseder. 303 yılında İmparator Diocletianus’un bu kiliseyi yıktırmasını, yerle bir ettirmesini detaylı bir şekilde yazmıştır. Eusebios da Konstantinus öncesi büyük ve önemli kiliselerden bahseder. Konstantinus Milano fermanı ile (313) Hristiyanlara serbestçe ibadet hakkı verince, kilise yapımı hızlanır.
Haç planlı Katolik kiliseler kolları açık vaziyette yerde yatan bir adam formuna benzetilir. Buna dayanarak şöyle bir fantastik yorum da yapılır: Nasıl sevdiğiniz insanların resmini üstünüzde taşıyorsanız, kilise de sizin vücudunuzun resmidir, dolayısıyla sizinle hep beraberdir.
Kilisenin Hristiyanlar için bir sandal, bir tekne olduğu kabul edilir. Bu ebediyete doğru giden kutsal gemidir (İng.vessel). III. yüzyıl ortalarında İnançlarından dolayı zulme uğrayan inananlar Hristiyanlıktan vazgeçiyorlardı. Teolog Cyprianus kiliseye mensup olmanın bir tercih değil Hristiyan inancının bir şartı olduğunu söyler. Cyprianus onların bağışlanması gerektiğini söyler. Kiliseyi Eski Ahit’teki Nuh’un Gemisi'ne benzetir. Nasıl ki yalnız gemide olanlar kurtulmuştu, aynı şekilde kilisede olanlar tanrının kötü yargısından kurtulacaklardı. Kurtuluşu arayanlar bu gemiye girmeliydi.
Kilise sandal olduğu gibi aynı zamanda Meryem Ana’dan dolayı bir “Theotokos” sembolüdür. Bir analık, dişilik niteliği vardır. Kiliselerde "Ana," "Analık" ile ilgili sembollerin bolluğu bundan dolayıdır. Cyprianus der ki: “Annenizin karşılığı kiliseniz yoksa Babanızın karşılığı Tanrı’nız olamaz.” Aziz Augustin’e göre ise, Kilise Hıristiyanların gerçek anasıdır. Ona göre, Kilise bir ana olarak inananları besler büyütür.
Kiliseler batı-doğu yönünde kurulurlar, girişleri; Grek tapınaklarında olduğu gibi batı tarafındandır. Mabede girilen batı, batan güneşin, karanlıkların ve ölümün tarafıdır. Doğan güneşin, ışığın ve yeniden doğuşun yönü olan sunak taşının, apsisin olduğu yöne; doğuya doğru gidilir. Kuzey-sol tarafı Eski Ahit’i güney tarafı yeryüzündeki Hristiyan cennetini temsil eder.
Kilise duvar resimleriyle din eğitimi yapılırdı. Duvarlarda görülen çeşitli dini motiflerle süslü fresklerle, mozaiklerle okuma yazma bilmeyenlere din öğretilirdi. Kilisede rahiple cemaat karşı karşıya dururlar (İslam’da imam ve cemaat aynı yöne bakarlar). Kiliselerin içinde ve dış duvarlarında görünen buğday başağı, üzüm, çoban, balık vs. figürler zaman içinde hep İsa’nın simgesel işaretleri olmuştur. Buğday başağı ekmeği, üzüm ise kan ve şarabı sembolize eder.
Kilise kolları açık vaziyette yerde yatan bir adam formundadır. Kiliselerdeki resim, fresk ve mozaiklerle okuma yazma bilmeyenlere Hristiyan dini öğretilirdi. Kilise anadır, analık sembolüdür.
Katedral: Büyük kilise, piskoposluk makamı olan kiliselerdir. Katedral, Grekçe kata aşağı + hedra sandalye, koltuğun olduğu, oturulan yer demektir. Yöneticinin bulunduğu, oturduğu yerdir. Vatikan kiliselerin, din adamlarının, personellerinin yönetimi için ülkeleri piskoposluk bölgelerine ayırmıştır. Bunları yönetmek için de her bölgelenin başına bir piskopos, yani bir başpapaz atar. Piskoposun görev yaptığı ve oturduğu, koltuğunun olduğu kilise genellikle o bölgenin en büyük kilisesi, yani “katedral”idir. Katedral bölgenin hiyerarşik en önemli kilisesidir. Bu önemden dolayı kentin diğer kiliselerinden daha görkemli inşa edilir.
Bazilika: Romalılarda üstü kapalı, çift sıra sütunlu, apsisli, geniş ve uzun toplantı salonu iken daha sonra bu formdaki kiliselerin adıdır. Grekçe basilikos-krala ait demektir. Kiliselerden farkı mimarilerileridir. Ortada uzun ve yüksek bir koridor, iki yanda daha alçak iki koridordan oluşur. Bazilikalar haç planlı değildir. Basileus- kral, basilikos krala ait anlamındadır. (Basilicum -fesleğen güzel kokusundan dolayı Kral otu demektir.)
Şapel (Chapel-Kapelle): Kubbe. Küçük ibadet yeridir. Büyük bir kilisenin içinde bir aziz için ayrılmış bölüm olabildiği gibi, hastane, saray, hapishane veya bir mezarlıkta da olabilir. Küçük yerlerde veya yol kenarlarında da dua etme ve mum yakma yerleridir. Bazen başka bir yapıdan bağımsız ve büyük de olabilir. İlk kez Fransa’da Tours kentinde Aziz Martin’in cübbesinin saklandığı yere denmiştir. (Fr.chapelle, Lat. Cappa-şapka, Kaporta, Kapuçino, kaput, kapüşon aynı köktendir.)
Manastır (Monastery-Kloster): Din görevlilerinin ve kendini dine adayan kimselerin bir arada yaşadığı dini yapıdır. Bazılarında din adamı da yetiştirilir. Kimi yerlerde din adamlarının manastırın gereksinimlerini karşılamak için zanaat ve tarımla uğraştığı görülür (sebze meyve yetiştiriciliği, bira, şarap vs. yapımı gibi) . Kent içinde görüldüğü gibi genellikle şehir dışında, ulaşılması zor olan yerlerde olurlar. Böylece din adamlarının olabilecek günlük sorunlardan en az düzeyde etkilenmesi amaçlanır. (Manastır: Grekçe monos-tek, yalnız yaşanan yer).
Hristiyanlıkta Diğer Dini Yapılar:
Convent (İng), İt. Convento, Alm.Konvent: Genellikle kent merkezinde rahibe manastırı, din görevlileri için bir toplanma yeridir.
Sanctuary (İng.), İt. Santuairo, Alm.Heiligtum: Kutsal yer, genellikle kilisenin bir bölümünde, bir azize ait kemiklerinin, saçının, dişinin veya küllerinin bulunduğu bölüm. Tüm mabet ya da mabedin sadece bir kısmı sanctuary olarak adlandırılabilir.
Abbey (İng.), İt. Abbazia, Alm.Abtei: Manastır. Abbot /Abate denen seçilmiş bir manastır başkanı tarafından yönetilir.
Hermitage (İng.) İt. Eremo, Alm.Einsiedlei: Hermit’lerin İnziva yeri, süssüz ve gösterişsizdir. Çilehane olarak da adlandırılabilir. (Rusya Sankt Petersburg Hermitage Muzesi, Dünyanın en büyük sanat müzelerindendir.)
Hristiyanlar için Kilise (hem topluluk, hem bina olarak):
- “Tanrı’nın Tapınağı (Evi)” dir.
- “Tanrı’nın Bedeni”dir.
- “Tanrı’nın Halkı” dır.
- “Tanrı’nın Krallığı” dır.
- “Tanrı’nın Ailesi” dir
- “Kutsal Ruhun Tapınağı” dır.
Notlar:
1. Lactantius: “De Mortibus Persecutorum” adlı eserin yazarı ve İmparator Birinci Konstantinus’un dini danışmanlığını yapmış olan Hristiyan din adamıdır (IV. yüzyıl). Birinci Konstantinus - Büyük Konstantin istanbul’u başkent yapan, Hristiyanlığı kabul eden Doğu Roma İmparatoru. Tam adı: Gaius Flavius Valerius Aurelius Constantinus
2. Eusebios: Eusebios (IV. yüzyıl, Caesarea, Filistin), piskopos, kutsal metin yorumcusu ve tarihçi. Hıristiyanlığın ilk dört yüzyılını kapsayan “Ekklesiastike Historia’s” (Kilise Tarihi) adlı kitabı Hristiyan tarihinin önemli eserlerindendir..
3. Cyprıanus: Kartaca Piskoposu (III. yüzyıl). Kilisedeki bölünmeler karşısında, “Kilise dışında kurtuluş yoktur” dogmasını savunmuştur.
4. Liturji (İng.Liturgy, Alm.liturgie): Kilisede ayinlerde, geleneklerde takip edilen kurallar.
Referanslar
Gough M. (1973) The Origins of Christian Art. Cenova: Thames and Hudson; Hasol D.( 1988). Ansiklopdeik Mimarlık Sözlüğü. İstanbul: Yem Yayın Borden D. Mimarlık; Koch G (2015). Erken Hıristiyan Sanatı,. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Kuban D. (1973). 100 Soruda Türkiye Sanatı Tarihi. İstanbul: Gerçek Yayınevi.