Gordion Kazıları

Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras UNESCO Dünya Belleği

Alman araştırmacı Alfred Körte, 1893’te Osmanlı Anadolusu’na yaptığı bir gezi esnasında, aynı bölgede Berlin-Bağdat Demiryolu'nun çalışmalarına katılan mühendislerden antik bir yerleşime ait kalıntılarla karşılaştıklarını duyurmuştur. Körte, bu yerleşmenin antik Yunan ve Latin yazarlarının eserlerinde bahsettiği Frigya’nın başkenti Gordion olduğunu tespit etmiştir. 1900 yılında, Gordion’a kardeşi Gustav ile birlikte geri döndü ve gerekli izinlerin ardından Orta Anadolu’da ilk sistematik kazılardan biri kabul edilen Gordion Kenti kazı çalışmalarını başlatmıştır. Özellikle İç Kale Höyüğü’nde yaptıkları kazılarda MÖ VI. yüzyıl kontekstine kadar inmişlerdir. Gustav ve Alfred Körte biraderler Gordion ve havalisinde tespit edilen 85’e yakın tümülüsten beşinde kazı çalışmaları yapmışlardır. Bu tümülüsler günümüzde K (Körte) I-V Tümülüsleri olarak isimlendirilmektedir. Kronolojik açıdan MÖ VIII. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen Tümülüs K-III’ün dayanıklı ahşap döşemeleri Frig ölü gömme adetleri bakımından dikkate değerdir.

Körte kardeşlerin çalışmalarından yarım asır sonra, 1950’de, Gordion’daki alanda Rodney S. Young önderliğinde yeniden kazılara başlanmıştır. XVII. yıl boyunca 1973’e kadar kesintisiz devam eden kazı çalışmaları, Pensilvanya Üniversitesinin desteği ile gerçekleştirilmiştir. Young, Alfred Körte’nin aksine kazılara İçkale Höyüğü’nde devam etmiştir. Bu çalışmalarda Erken ve Geç Frig mimari unsurları ortaya çıkarılmıştır. Açılan derin sondajlar sayesinde Erken Tunç Çağı yerleşiminin varlığı belgelenmiştir.

Young sadece İç Kale’de değil ilerleyen sezonlarda, MÖ IX. yüzyıldan Helenistik devire kadar farklılık gösteren 30 mezar tümülüsünde de çalışmalar yapmıştır. Bu kazılar, Frigyalı bir çocuğa ait olduğu anlaşılan Tümülüs P’yi ve onunla komşu Orta Frig dönemine tarihlenen Tümülüs MM’yi de kapsamaktadır. Bunlardan Tümülüs P, MÖ 775 yılına tarihlenmektedir. Ele geçen malzemeler ve mimarinin ihtişamından dolayı Frig kraliyet ailesine mensup, erken yaşta vefat etmiş bir prens mezarı olduğu anlaşılmıştır. Geniş bir ahşap mezar odasında ele geçen ve çocuğun öldükten sonraki hayatı için tasarlanmış lüks eşyalar arasında ince işçilik eseri, geometrik motifli mobilyalar, tahtadan ve seramikten yapılmış oyuncaklar bulunmuştur. Diğer Tümülüs mezar ise 50 metreye ulaşan yüksekliği ile Orta Anadolu’da kurgan tip mezarların tespit edilen en büyük örneğidir. Bununla birlikte ahşap mezar odasının bozulmamış olması nedeniyle dünyanın en eski ahşap yapısıdır. Tıpkı Tümülüs P’de olduğu gibi bu mezarda da geometrik motifli ve bezemeli mobilyalar ele geçmiştir. Mobilyalardaki işçilik Frig sanatının güzel örneklerindendir. Mezar odasında hayvan başlı kovalar ve kazanların yanı sıra çok sayıda tunç obje ele geçmiştir. Kapların yüzeyinde balmumu bantlar üzerine kazınmış yazılar bilinen en eski Frigce yazı örnekleridir. Bu mezarın ihtişamından dolayı bir Frigya Kralı’na ait olduğu tahmin edilmektedir. Mezarın sahibi 60’lı yaşlarında ölmüş, 1.60 boyunda bir erkektir. İlerleyen teknoloji sayesinde mezarın ahşapları üzerinde radyokarbon analizleri yapılmıştır. Bu analizler neticesinde kralın MÖ 740’lı yıllarda defnedildiğini ortaya çıkarmıştır. Bu sayede mezardaki kişinin aynı tarihlerde öldüğü düşünülen Kral Gordios olduğu anlaşılmıştır.

Yapılan çalışmalar neticesinde bu yapıların Orta Frig dönemine tarihlenen ev kalıntıları ve mezarlıklar gibi yapıların, daha erken bir aralığa tarihlenen katmanlar üzerine inşa edildiği tespit edilmiştir. Özellikle mezarlıkların oluşturulma tarihi dikkat çekici veriler olarak kaydedilmiştir. Mezarlıklardan ilki Orta Frig dönemine, diğeri ise Eski Hitit Krallığı'nın devrine tarihlenmektedir.

İç Kale’de yapılan kazı çalışmaları sonucunda höyüğünün güney batısında Küçük Höyük olarak adlandırılan başka bir höyük daha bulunmuştur. Bu höyük, MÖ VII. yüzyılın sonları veya VI. yüzyılın başları gibi daha geç bir tarih vermektedir. Kazılarda Lidya dönemine ait bir yapı olduğu düşünülen dayanıksız malzemeden yapılmış bir kale burcu ve bir kale yapısı ortaya çıkartılmıştır. Young’a göre kalenin savunma duvarları, Aşağı Şehir’i kapsayan burçların bir uzantısıdır. Burçlardaki tahribat izlerinin Gordion’un MÖ 540 yılında Persler tarafından şehrin ele geçirildiği dönemde oluştuğu tahmin edilmektedir.

Rodney Young’ın 1974’te bir trafik kazasında zamansız ölümü sonrasında 15 yıl kazı çalışmalarına ara verilmiştir. Bu sürede Keith DeVries Gordion Kenti kazıları proje yöneticiliğini üstlenmiş ve araştırmalara nezaret etmiştir. Kentteki kazılar 1988’de Mary M. Voigt tarafından yeniden başlamıştır. Aynı yıl G. Kenneth Sams, DeVries’in görevini devralarak, konservasyon çalışmalarına destek olmuştur. Sams, aynı zamanda Young tarafından yapılmış araştırmaların yayınlanması görevini de üstlenmiştir. Yeniden başlayan Gordion kenti kazıları, kaldığı yerden devam etmiş, alanın stratigrafisinin yeniden oluşturulmasına ve yeni ekip tarafından yetersiz seviyede kazılmış olduğu var sayılan açmalardaki çalışmalara odaklanmıştır. Bu sayede Young’ın ana kazı alanındaki açmalarda o zamana kadar ortaya çıkartılmamış olan Demir Çağı tabakalarının açığa çıkartılması sağlanmıştır. Bununla birlikte önceki kazı başkanları tarafından açılan İçkale Höyüğü’nün batısında bulunan açmalardaki çalışmalar yeniden ele alınmıştır.

Kazılarda ortaya çıkartılan Helenistik dönem kontekstinde parçalanmış insan ve hayvan kemiklerinden oluşan ayinsel kalıntıların bulunması, o dönemde Keltlerin Gordion’a ulaştıklarının arkeolojik kanıtı olarak değerlendirilmiştir. İç Kale Höyüğü’nün batı kenarında yapılan kazılar ve yüzey araştırmaları neticesinde en erken MÖ VIII. yüzyıla tarihlenen ve oldukça büyük bir alanı kaplayan Dış Şehir tespit edilmiştir. Araştırmacı Lisa Kealhofer başkanlığında Gordion havalisinde yapılan yüzey araştırması, Gordion’un yakın farklı yerleşmelerle ilişkisini ortaya koymuştur. Bununla birlikte araştırmacılar Ben Marsh ve Naomi Miller tarafından koordine edilen paleofitoloji ve jeomorfolojik araştırmalar kentin antik dönemdeki fiziksel yapısını ve çevresel faktörlerini ortaya çıkarılmasını sağlamıştır.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Gordion ve çevresinde yapılan çalışmaların önemli destekçilerindendir. Gordion Arkeoloji Projesi'nin kapsamında her sene yapılan kazı çalışmalarına katılan, denetleyen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan birçok bakanlık temsilcisi ve arkeolog Gordion kazılarına büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, dört Gordion Tümülüsünün kazılmasını sağlayarak Gordion’da kendi çalışmalarını da yürütmekte ve Helenistik döneme tarihlenen Tümülüs Q’nun mezar odasında kurtarma çalışmaları yapmaktadır. Bununla birlikte Penn Müzesi, 2017 yılında Kral Midas’ın Altın Çağı başlıklı multimedya sergisi düzenlemiştir. Bu ve bunun gibi etkinlikler sayesinde alandan çıkan tarihi eserlerin sergilendiği Gordion Müzesi ve Tümülüs örenyeri daha tanınır bir hâle gelmekte ve ziyaretçi sayısında günden güne bir artış gözlenmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Akurgal, E. (2005). Anadolu Kültür Tarihi. Ankara: Phoenix Yayınevi; Aytuğ, B. (1986). Kral Midas’la Gömülen Mobilyalar. İçinde; Arkeometri Ünitesi Bilimsel Toplantı Bildirileri, Cilt-VI: 3-11; Kültür Bakanlığı (1999). Gordin Ahşap Eserler. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları; Haspels, C.H.E. (1971). The Highlands of Phrygia; Sites and Monuments I-II. Princeton: New Jersey University Press; https://www.penn.museum/sites/gordion/, (Erişim tarihi: 10.07.2020).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Gordion Müzesi.(2012) , Kültür Bakanlığı Yayınları. Ankara.