İnsanlık tarihinde yemek, biyolojik ihtiyaçların yanı sıra toplumların kültürel dokusunun önemli bir parçası haline gelmiştir. Cilo Sıra Dağları'nın oluşturduğu coğrafyada yaşayan insanlar, hayatlarını sürdürebilmek için temel olarak hayvansal ürünler ve bölgenin eşsiz endemik bitki çeşitliliğiyle beslenmektedirler. Hakkâri mutfağının zenginliği ise, bu coğrafyanın flora çeşitliliğine dayanmaktadır. Yerel halk, yıllar boyunca hangi bitkilerin yenilebilir olduğunu, hangi koşullarda yetiştiğini, hangi bitkinin insanlar için uygun olduğunu ve hangisinin hayvanlara verilebileceğini deneyimleyerek öğrenmiştir. Ayrıca, bu bitkilerin nasıl hazırlanacağı ve pişirileceği konusunda da derin bir bilgi birikimine sahiptirler, çünkü her bir bitkinin pişirme veya sunum aşamaları farklılık göstermektedir. Hakkâri halkı, doğayla uyum içinde yaşamanın en iyi yolunu keşfetmiş ve dağlardan topladıkları doğal bitkilerle zengin bir mutfak kültürü geliştirmişlerdir. Yemeklerinde kullandıkları malzemelerin tamamı, bu bölgenin sunduğu doğal kaynaklardan elde edilmiştir. Ayrıca, dağlık ve kayalık coğrafyanın sunduğu besleyici ve şifalı bitkiler, yöre halkının sağlıklı ve güçlü bir yaşam sürmesine katkı sağlamaktadır. Bu bitkiler genellikle "pancar" olarak adlandırılmakta ve her biri için özel bir isim kullanılmaktadır.

Hakkâri mutfağı, çeşitli pancarlar kullanılarak hazırlanan onlarca yemeğe ev sahipliği yapmaktadır, örneğin "Mende, siyabo, kaşim, heliz, pung, sirik, alo, biyok" gibi. Bu çeşitlilik, Hakkâri halkının zengin bir sofra kültürü oluşturmasını sağlamıştır. Bu kültür, sadece biyolojik ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp aynı zamanda dayanışma, yardımlaşma ve bereketi simgelemektedir. Aile ve akrabalık ilişkilerinin ön planda olduğu bu coğrafyada yemek, alın terini paylaşmanın ve birlikte bereketi kutlamanın bir aracı haline gelmiştir. Hakkâri’de yemek kültürü, çeşitli sosyal etkinliklere ve özel günlerin kutlanmasına göre değişen menülerle zenginleşmiştir. Aşiret toplantılarından taziye ziyaretlerine, düğünlerden misafir ağırlamaya kadar her durumda farklı yemekler tercih edilmektedir. Bu yemekler, özel günlerin sembolü haline gelmiş ve Hakkâri kültürünün önemli bir parçası olmuştur. Örneğin, dolaba yemeği, Hakkâri düğünlerinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Doğaba, yöresel bir lezzet şöleni sunmaktadır. Bu yemeğin özgünlüğü, kullanılan malzemelerin ve pişirme yöntemlerinin benzersizliğinde yatmaktadır. Doğaba'nın ana malzemeleri arasında kemikli et, buğday ve özel baharatlar bulunmaktadır. Yemeğin yapımında kullanılan koyun yoğurdu, yöreye özgü bir tat ve kıvam sağlamaktadır. Ayrıca, Doğaba'nın hazırlanmasında "pünge" ve "catır-cate" adı verilen yöresel yabani otlar da kullanılmaktadır, bu da yemeğe eşsiz bir aroma katmaktadır.

Yemeğin Hazırlanışı: Nohut ve buğday, önceden belirlenmiş bir süre boyunca ılık suda bekletilir. Bu, suyun emilmesini ve malzemelerin yumuşamasını sağlar. Daha sonra, buğday, nohut ve et, temizlenerek ve yıkanarak hazırlanmış düdüklü tencereye alınır. Yeterli miktarda su eklenir ve malzemeler, etin yumuşaklığına ve buğdayın pişmiş kıvamına ulaşana kadar pişirilir. Bu aşamada, etin dağılmadan orta seviyede pişirilmesi amaçlanır. Köfteler için, kıyma, pirinç, bulgur ve çeşitli baharatlar geniş bir kabın içinde bir araya getirilir ve yoğrulur. Yoğrulan karışımdan, istenilen boyutta parçalar alınarak köfteler şekillendirilir. Geniş bir tencereye yoğurt ve un konulur ve sürekli karıştırılarak pişirilir. Kaynamaya başladığında, etten ayrılan su eklenir ve karışım homojen bir kıvama gelinceye kadar pişirilir. Yoğurt karışımı fokurdamaya başladığında, hazırlanan köfteler eklenir ve karıştırılır. Köftelerin pişmesi için belirlenen süre boyunca orta ateşte pişirilir. Son olarak, pişirilmiş et ve buğday eklenir. Suyun azalması durumunda, gerektiğinde su takviyesi yapılır ve karışım bir süre daha pişirilir. Sos tavasında yağ, biber ve salça kavrulur ve hazırlanan dolaba yemeğinin üzerine dökülür. Servis tabaklarına alınan yemeğin üzerine salçalı sos gezdirilerek, yemeğin sunumu tamamlanır. Bu süreçlerin tamamlanmasıyla birlikte, yemek servise hazır hale gelir.

Hakkâri Aşçılar ve Pastacılar Derneği tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu'na yapılan başvuru neticesinde, 19 Aralık 2017 tarihinde yemekler ve çorbalar grubunda "Doğaba" isimli yemek, coğrafi işaret olarak tescillenmiş ve 287 tescil numarasıyla koruma altına alınmıştır. Bu durum, yemeğin yöresel kimliğini vurgulamakta ve ona özel bir değer kazandırmaktadır. Hakkâri’nin en tanınmış yemeklerinden biri olan Doğaba, Türkiye'nin gastronomi turizminde önemli bir yere sahiptir. Yemeğin benzersiz lezzeti ve özgün yapımı, gastronomi tutkunlarını Hakkâri’ye çekmektedir, bu da yöredeki turizm potansiyelini artırmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Kızılkaya, M. (2011). Açlığın Sofrasında. İstanbul: İletişim Yayınları; Kaplan, Y. (2015). Hakkari Tarihi. In 2015 Hakkari İl Yıllığı. Hakkari: Hakkari Valiliği; Osmancık Haber. (2023, Kasım 02). MasterChef'in sırlı tarifi: Doğaba Yemeği nasıl yapılır https://www.osmancikhaber.com.tr/masterchefin-sirli-tarifi-dogaba-yemegi-nasil-yapilir. (Erişim tarihi: Şubat 2024); Türk Patent ve Marka Kurumu. (2017, Aralık 19). Türk Patent Kurumu. from Hakkâri Doğaba (Erişim tarihiOcak 2024); https://ci.turkpatent.gov.tr/cografi-isaretler/detay/38358; Yalçın, H. ve Koparan, A. (2015). Hakkari Mutfağı. Hakkari: Hakkari Valiliği.