Çardak Hanı (Çardak Kervansarayı)

Kervansaray ve Han Kervansaray Han Konaklama Tesisi Doğal ve Kültürel Miras Kervansaray Han Kervansaray Han

Hanâbâd ya da Hanbat adlarıyla da bilinen Çardak Hanı (Çardak Kervansarayı), Denizli’yi Dinar üzerinden Eğirdir’e bağlayan yol üzerinde Akhan’dan sonraki konaklama noktası olup, Çardak ilçesinin sınırları içerisindeki Saray Mahallesi’nde, mezarlığın hemen yanında yer almaktadır.

Kapalı bölümün giriş kapısının üzerinde, iki yanında aslan heykelleri bulunan kitabeye göre, yapı Keyhüsrev’in oğlu Sultan Alâaddin Keykubad zamanında Esedüddin Ayaz Bin Abdullah eş-Şihâbî tarafından H. 627 (Ramazan) / M. 1230 (Temmuz-Ağustos) tarihinde inşa ettirilmiştir. Kaynaklarda Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında zahire deposu, bir müddet sonra halk tarafından ağıl, 1953 yılı civarında ise tahıl ambarı olarak kullanıldığı; 1920’li yıllarda onarım gördüğü rivayet edilen bina, 2006 senesinde Denizli Müze Müdürlüğü’ne bağlı bir ekip tarafından kazı ve temizlik çalışmalarına sahne olmuştur. Bu ameliyeden çıkan sonuçlara göre de hanın Anadolu Selçuklularının Sultan Hanları tipinde, kapalı (hol) ve açık kısmın (avlu) art arda, ancak birbirine asimetrik şekilde bitiştirilmiş vaziyette olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca doğu duvarın ortasındaki dışarıya taşan anıtsal bir taçkapıdan ulaşılan avlu kısmında, güney tarafta girişe yakın olan kısımda kıble duvarındaki basit mihrabıyla mescit olduğu anlaşılan mekân dışında uzanan revak ile kuzeydoğu köşede soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümlerinden müteşekkil hamam ve onun batı tarafına doğru sıralanmış fırın ve mutfak işlevli mekânlar bulunmaktadır.

Günümüzde büyük oranda ayakta olan ve sarıya çalan kahverengi renkli düzgün kesme taş malzemeden inşa edilen kapalı kısmın cepheleri, batı taraf hariç, üçgen ve beşgen payandalar ve çörtenleriyle Selçuklu cephe mimarisinin karakterini yansıtmaktadır. İki yarım daire payanda ile desteklenen doğu cephenin ortasında, altı metre yüksekliğinde ve 1,20 metre öne doğru taşıntı yapan sivri kemerli bir nişten ibaret portal, kitabeliğin iki yanındaki mukarnas konsollar üzerine oturtulmuş ve ayakları tahrip olmuş olmakla birlikte dolgun yanaklarının ortasındaki açık ağızlarından dışa çıkmış dilleri ile iki aslan heykeli, ziyaretçileri ilk günkü sembolik anlamlarıyla karşılamaya devam etmektedir. 22 x 25,80 metre ölçülerinde doğu batı istikametinde uzanan dikdörtgen planlı mekândan ibaret barınak (kapalı bölüm), dört sıra halinde dizilmiş kare şekilli beşer ayak üzerine oturtulmuş altışar sivri kemerin desteklediği beşik tonozlarla örtülü beş sahından oluşmaktadır. Bunlardan ortadaki diğerlerine nazaran daha geniş tutulmuştur. Tonozların orta bölümünde açılmış kare açıklıklarının, mekânın hem havalanması hem de ışık temini için kullanıldığı düşünülmektedir. Ayrıca sıkıştırılmış toprak zemine sahip iç mekânda yaklaşık 0,70 metre yükseklikte sekilere yer verilmektedir. Güneydoğu köşedeki merdiven de dama çıkış sağlayan bir işlev yüklenmekteydi.

Kapalı bölümde, orta sahnın sağ tarafındaki payelerden üçünün başlığında, güney yüzlerinde çizgisel üslupta yapılmış kabartma tasvirler dikkat çekicidir. Devşirme olabileceği ileri sürülmüş olmakla birlikte Selçuklu devrine ait olmaları daha muhtemel olan figürlerden ilk payedeki badem şekilli gözleri, yassı ve uzun tutulmuş burnu ve sarkık yanaklarıyla insan yüzüne benzetilmiş bir boğa başı kabartmasıdır. Yukarı doğru uzatılan boynuzların altında sivri kulaklar görülebilmektedir. Üçüncü sıradaki payenin üzerinde, aralarında taşçı işareti yerleştirilmiş karşılıklı iki balık figürüne yer verilmektedir. Yukarıdan aşağıya doğru, yuvarlak göz ve ağızlarıyla başları, çizgisel tarzda belirlenmiş solungaçları, karşılıklı üçer yüzgeçleri ve iki sivri uçlu incelen kuyruklarıyla oldukça gerçekçi bir üslupta değerlendirilebilmektedir. Dördüncü payenin üzerindeki insan başı ise, çenenin aşağı doğru uzatılmasıyla üçgen formu kazandırılmış olup, yanlara doğru aşırı taşırılmış kulakları dışında herhangi bir ayrıntı sunmamaktadır. Bu nitelikleri ile Çardak Hanı (Çardak Kervansarayı), gerek plan düzeni gerekse mimari ve süsleme özellikleriyle Anadolu Selçuklu devri yapı karakterini yansıtan dikkate şayan bir anıt eser olarak Türkiye’nin kültürel mirasına katkı sağlamaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Aslanapa, O. (1984). Türk Sanatı. İstanbul: Remzi Kitabevi: 170-186; Demir, A. (1989). Anadolu Selçuklu Hanları ve Çardak Han, İlgi, 58: 20-23; Erdmann, K. (1961). Das Anatolische Karavansaray des 13. Jahrhunderts. Berlin: İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü Yayını: 59-61; Özergin, M. (1965). Anadolu’da Selçuklu Kervansarayları, Tarih Dergisi, 15(20): 141-170; Pektaş, K. (2007). Çardak Han. İçinde; H. Acun (Editör), Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınevi: 161 - 173.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Pektaş, K. (2007). Çardak Han. İçinde; H. Acun (Editör), Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınevi: 161-173.