Birkleyn Mağaraları

DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS Mağara

Türkiye, karstik oluşumlar bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Karstik süreçlere bağlı olarak oluşmuş yer şekilleri turizm bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. Karstik şekillerden en çok ilgi çekenlerden biri de mağaralardır. Mağaralar yeraltındaki  karstik çözünme şekillerinden olmalarına rağmen bünyelerinde çok değişik formlarda karstik birikim şekilleri de barındırır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki önemli mağara sistemlerinden biri kuşkusuz Birkleyn Mağaraları'dır.

Birkleyn Mağaraları, Türkiye’nin Güneydoğusu'nda Diyarbakır’ın yaklaşık 100 kilometre kuzeydoğusunda Toros Dağları'nın başlangıç silsileleri arasında bulanan bir senklinal bitimindeki Korha Dağı bünyesinde bir mağaralar kompleksidir. Bu mağaralardan birinden Dicle Nehri çıkış bulur. Karstik yer altı tünelinin yukarı seviyelerinde, farklı yükseltide iki mağara, vadinin doğu girişinde bir mağara daha bulunur.

Dicle nehri yer altı tünellerine geçmeden önce dağın bünyesinde, gelişimi kısa sürmüş kanyon bir vadi açmıştır. Ancak, tektonik yükselme, kalkerli-ofiyolitli araziler üzerinde farklı aşındırma süreçleri ve karstlaşma sonucu nehir, kanyondaki yatağını terk edip yeraltındaki karstik tünellerde akışını sürdürmüştür.

Birkleyn karstik mağaralarının oluşumu ve jeomorfolojik özellikleri, Güneydoğu Toroslar dağ kuşağının yükselimi, dolayısıyla Dicle nehir sisteminin gelişimi üzerinde önemli bilgiler verir.

Kanyon yamacındaki mağaralardan biri iskan görmüş, tabanında kalın kültür dolguları, duvarlarında ise Asur krallarına ait rölyef ve kitabeler mevcuttur. Kanyonun kuzey yamacındaki en üst mağara ise yaklaşık 900 metre uzunluğunda olup, mağara içinde sarkıt, dikit, sütün ve traverten havuzları gibi oldukça zengin mağara içi oluşumları söz konusudur.

Mağaralar, Birkleyn, Bırkılin, İskender-i Bırkılin gibi birçok isimle anılmaktadır. Birkleyn Mağaraları tek bir mağara olmayıp, birden fazla karstik yer altı mağara ve tünel sistemlerinden oluşmaktadır.

Akdağ ve Genç dağlarının sularını toplayan Dicle Nehri'nin iki önemli kolundan biri bu çevreden kaynağını alır. Nehrin bu mağaradan doğduğu zannedilir. Ancak mağaralar nehrin kaynağı değildir; Korha Dağı'nın altındaki 900 metrelik doğal tünelin sonudur.

Mağaralar Diyarbakır Bingöl karayolunun 200 metre doğusunda Diyarbakır kent merkezine 100, Lice ilçe merkezine 23 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır.

Mağaraların jeomorfolojik oluşum ve karstik özellikleri yanında yerleşme tarihi açısından da önemi büyüktür. Zira buradaki mağaralarda önemli arkeolojik buluntular ve kültür katmanları mevcuttur.

Birkleyn mağaraları KB-GD doğrultulu Korha dağı antiklinalinin KB kenarında açılmış kluz tipi bu boğaz vadinin çevresinde oluşmuş, 1,2,ve 3 numaralı mağaraların girişi boğazın GB ucunda, 4 numaralı mağaranın girişi ise boğazın KD ucundadır (Bkz: Şekil).

Bırkleyn Çayı Antiklinalin faylı güneybatı yamacından bir mağaradan (3 nolu mağara) çıkmakta ve tekrar doğal bir köprüyle antiklinale gömülerek boğaz çıkışından akışını sürdürmektedir.

Vadi tabanından yaklaşık 40-45 metre yükseklikte boğazın kuzey yamaçlarında iki numaralı  Mağara girişi bulunur. Büyük İskenderin ordularını meskun ettiği söylenen mağara burasıdır . Birinci mağaradan 50 metre daha yukarıdadır. Boyu 250 metre, genişliği en geniş yerde 30 metre ve en yüksek 25 metre olmak üzere Birkleynin en geniş ve en yoğun kullanılmış mağarasıdır. Mağaranın içinde birkaç dikit bulunur. Yasadışı kaçak kazılar sonucu açığa çıkarılan çömlek kalıntıları mağaranın uzun bir tarihçesi olduğunu (en azından Demir çağı ve Bizans) kanıtlamaktadır. Ancak kültürel katmanların derinliği daha uzun bir süre kullanılmış olabileceğini akla getirmektedir.

Vadi tabanından 60-70 metre yükseklikte orta katmandaki İskender mağarasının yaklaşık 50 metre kadar yukarısında yine boğazın sağ yamacında girişi biraz daha dar olan en uzun galerili mağara bulunur (Mağara 1). Dar bir girişten ve küçük bir sofadan sonra mağaranın oldukça uzun asıl galerisine geçilir. Galeri karstik birikim şeklileri (sarkıt, dikit, sütun, traverten) açısından oldukça zengindir. Bu mağara daha uzun daha görkemli ve yoğun aşınım-birikim şekillerinin bulunduğu mağaradır ve daha az tahrip edilmiştir.  Mağara yaklaşık 450-500 metre uzunluğundadır. Boğazın kuzey kayalığında daha küçük iki açıklıkla başlayarak kuzeydoğuya doğru ilerler, dar geçitler ve fissürlerle daha büyük koridorlara açılır. Diğer mağaralardan farklı olarak çok sayıda dikit ve sarkıt mağara travertenleri mevcuttur.

Bir diğer mağara kanyonun doğu ucunda Dibni Çayı’na girişin üzerindeki eğimin kuzey kenarında yer almaktadır (Mağara 4). Dağın iç kısmına doğru ilerlenmesini sağlayan pasajlar ve yarıklara bağlanan iki büyük koridordan oluşur.

Mağaralar ve çevresinin Jeomorfolojik gelişimini de oldukça ilginçtir:

Başlangıçta Bırkleyn Çayı Korha Dağı'nın henüz belirginleşmemiş kütlesinin kuzeybatı kenarını çizerek KD-GB doğrultulu bugünkü yüksek sekiler seviyesinde senklinal tabanında akmaktaydı. Sahanın yükselimine bağlı olarak Birkleyn Çayı Daha sonra antiklinal gövdesine gömülüp dik yamaçlı boğazını açmış ve zamanla derinleştirmeye başlamıştır. Tedricen yükselme ile gerideki Bermal havzasında bir birikme gerçekleşmiş, karstik süreç hızlanmış ve Dicle sırasıyla birinci ve iknici mağaradan çıkış bulmuştur. En son yükselme ile daha aşağıdaki yer altı su yolunu açmıştır. Zaman zaman  yer sarsıntılarıyla boğaz yamacındaki korniş ve muhtemel obruk  tavanı çökmüş olmalıdır.

Mağaralar ilk kez XIX. yüzyıl sonlarından Tchihatcheff   adlı bir rus bilim adamı tarafından görülmüştür. Daha sonra 1956 yılında Temuçin Aygen tarafından, 2004 yılında ise Alman arkeolog Andreas Schachner ve ekibi tarafından incelenmiştir.

Eylül 2004’de Dr Andreas Schachner başkanlığında Münih Üniversitesinden bir ekip “Dicle Tüneli” adı verilen bölge ve çevresini incelemiştir. Asur rölyefleri ve kitabeleri 1862’de bulunmuştur ve bu konuda elde bulunan en ayrıntılı veriler halen 1898/1899 arasında C. Lehmann-Haupt ve W. Belck tarafından elde edilenlerden ibarettir.

Dicle Nehri’nin eskiden beri bu mağaralardan doğduğu bilinmektedir. Aslında burası nehrin kaynağı değildir; Korha dağının altındaki 900 metrelik doğal tünelin sonudur. Bu coğrafi fenomen modern dönemde anlaşılabilmiştir. Antik çağda Pliny gibi yazarlar bu noktanın yer altına giriş noktası olduğunu düşünmüşlerdir. Bu nedenle nehrin doğduğu bu yar altı tünellerine çeşitli mistik anlamlar yüklenmiştir.

Birkleyn Mağaraları gerek coğrafi konumu, gerek jeolojik ve jeomorfolojik yapısı ve gelişimi, gerekse arkeolojik önemi nedeniyle ülkemizde bugüne kadar turizme açılmış olan diğer karstik mağaralarımız kadar büyük bir turizm potansiyeline sahiptir.

Yerbilimleri açısından oluşum süreci, yerüstü ve yer altı su yolu  çöküntü obruğu, doğal yer altı köprüsü oldukça geniş mağaraları ve mağara içi şekilleri (Sarkıt, dikit sütun, traverten havuzları vs.), çevresi, rölyef ve kitabeleriyle birlikte Birkleyn mağaraları oldukça ilginç özgün ve turizm potansiyeli yüksek bir doğa harikasıdır.

Referanslar

Andreas S. (2004). Forschungen am Tigris Tunnel (Birkleyn) Kapmagne 2004. Institut für Vorderasiatische Archäologie Ludwig - Maximilians - Universität München, http://www.vaa.fak12.uni-muenchen.de/Birkleyn/index.htm, (Erişim tarihi: 13.04.2008); Atalay, İ., Karadoğan, S., Yıldırım, A. (2010). Karstification and Ground River System in SE Anatolia: A Key Study From Birkleyn Cave System. İçinde; Türkiye ve Romanya Doğal Çevre Potansiyelleri ve Sorunları (7. Türkiye Romanya Coğrafi Akademik Semineri (ss. 81-92), 1-9 Haziran 2010, Antalya; Aygen T. (1959). Mağaralar ve Yeraltı Irmakları (Speloloji). Ankara: DSİ Umum Müdürlüğü Neşriyatı; Nehme, C., Kuzucuoğlu, C., Mouralis, D. ve Karadoğan, S., Al, A. (2022). Mağara Dikitlerindeki Lamimaların Paleoiklim Çalışmalarındaki Önemi ve Bir Saha Çalışması (Birkleyn ve Bozoba Mağaraları, Diyarbakır). İçinde; Uluslararası Jeomorfoloji Sempozyumu 2022 (ss. 6-8), (UJES2022) Kula-Salihli; Yıldırım, A. ve Karadoğan, S. (2008). Birkleyn Mağaralarının (Diyarbakır/Lice) Jeomorfolojik Özellikleri, Oluşumu ve Turizm Potansiyeli. İçinde; Dünden Bugüne Lice Sempozyumu Bildirileri (ss.155-178) Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, No: 6.