Beyle, Marie-Henri

Seyyah ve Seyahatname Seyyah

(1783 – 1842)

1783 yılında Grenoble, Fransa’da dünyaya geldi. Yazılarında Stendhal mahlasını kullandı. Bir Turistin Anıları isimli seyahatnameyi 1837-1838 yıllarında Civitavecchia’da konsolosluk görevinden ayrıldıktan sonra memleketi Fransa’yı ziyaret ettiğinde yazdı. 1838 yılında Fransızca olarak yayımlandı. Yazmış olduğu üç gezi kitabından biridir. Seyahat ederken karşılaştığı mekânlar ve etkileşim içine girdiği insanlar üzerine yaptığı tahliller dikkat çekicidir. XIX. yüzyılın Avrupası’nda -özellikle İtalya ve Fransa- insanları ve mekânları gözlemleyerek sosyolojik, psikolojik ve sanatsal açıdan analiz etti. Günümüzde de varlığını sürdüren turistik mekânları çok iyi bir şekilde betimledi. Realizm akımının ilk temsilcilerinden oluşu, kişileri ve olayları gerçeğe en yakın şekilde okurlara aktardığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu açıdan bakıldığında Bir Turistin Anıları nesnele ve bilimsele en yakın bir üslupla yazılmıştır diyebiliriz.

Langres’da bulunduğu sırada İstanbul ile ilgili yazdığı:

“Langres’a giden dağı tırmanırken, sürücü Langres’un tüm Fransa’da Briancon’dan sonra deniz seviyesinin üzerindeki en yüksek kent olduğunu söyledi. İstanbul’la ilgili tanımlamalara çok benzediğini fark ettim.”

Türklerle ilgili yazdığı:

“Mösyö Buisson, Abdülkadir el-Cezairi’ye, işini bizim 50 yaşındaki generallerimizden daha iyi bilen 29 yaşındaki o genç generale çok hayran. Büyük bir adam olabilir. Mösyö -Buisson, bir yanda gerçek çıkarlarını anlaması sağlanabilecek bir Arap ile diğer yanda bir kez kafasına koyduğu bir şeyi hiçbir şeyin değiştiremediği Ahmet gibi bir Türk arasında büyük fark görüyor. Çok muhtemel olarak, Türkler XIX. yüzyılda karşılaşılabilecek en erdemli insanlar ve tüm bu erdem, diğer tüm kitaplardan üstün olduğuna inandıkları Kuran’a kör bir itaat yalnızca.”

Mahlası ile anılan Stendhal Sendromu daha Türkçesi ile Sanat Zehirlenmesi literatüre girdi. Napoli ve Floransa: Milan’dan Reggio’ya Bir Yolculuk adlı kitabında Floransa’ya yaptığı ziyaret sırasında bu olguyla olan deneyimini betimledi. Niccolò Machiavelli, Michelangelo ve Galileo Galilei’nin gömüldüğü Santa Croce Bazilikası’nı ziyaret ettiğinde, kendisinde derin bir duygunun ortaya çıktığını söyledi. Stendhal 1817’de şunu yazdı:

“Floransa’da olma fikrinden, mezarlarını gördüğüm büyük adamlara yakın bir çeşit kendinden geçme halindeydim. Yüce güzelliğin tefekkürü içine daldım. Kişinin ilahi hislerle karşılaştığı noktaya ulaştım... Her şey ruhumla çok canlı konuştu. Ah, sadece unutabilseydim. Kalbimde çarpıntı vardı, Berlin’de ‘asap’ dedikleri şey vardı. Canım çekildi. Düşme korkusuyla yürüdüm.”

Yararlanılan Kaynaklar

Chatzichristodoulou, M. ve Jefferies, J. (2009). Interfaces of Performance. Londra: Routledge.; Stendhal (1838). Mémoires D’un Touriste, 1854; (Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş baskı). Paris: ML Publisher; Yalçın, B. (2018). Bir Turistin Anıları. Ankara: Detay Yayıncılık.