Artizan Ürün
GASTRONOMİ KAVRAM Üretim Yönetimi ve Pazarlama
-
2025
‘’Artisan’’ teriminin kökeni, 1530-1540 yıllarına kadar uzanmakta olup, artist anlamına gelir ve Latince ‘’artitus’’ kelimesine dayanır. Artitus kelimesi ise kısaca, sanat veya el sanatları alanında eğitimli olmak’ anlamına gelmektedir. Ayrıca, ‘’zanaat’’, ‘’zanaatkar’’ veya ‘’esnaf’’ gibi anlamlarda da kullanılmaktadır. El işçiliği gerektiren ve yetenekli biri tarafından geleneksel bir şekilde yapılan faaliyetleri ifade etmekte olup dilimizde ‘’artizan’’ olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda, artizan yemekler ve gıdalar, yaratıcılık ve tutku ile geleneksel yöntemler ve yerel malzemelerin bir araya getirilmesiyle üretilen el emeği ürünler olarak tanımlanmaktadır.
Artizan üretimde, kimyasal katkı maddeleri, yapay renklendiriciler, kıvam arttırıcılar ve koruyucular gibi endüstriyel işlemler kullanılmaz. Üretim, doğal yollarla ve doğal ürünlerle üretilmekte olup el emeği ile gerçekleştirilir. Ürünler, yerel ya da bölgesel özellikler taşıdığından, üreticinin sahip olduğu kişiliğin ve mekanın özgün bir yansıması olarak ortaya çıkar. Artizan üretim sürecinde yapısı itibariyle doğal ürünler yer alır. Dolayısıyla yüksek kaliteye sahip, yoğun aromalı ve kendine has bir kimlik taşıyan ürünler ortaya çıkar. Bu ürünler, daha çok küçük ölçekteki işletmeler tarafından veya üreticinin kendi çiftliğinde üretmiş olduğu yerel ve doğal hammaddelerden elde edilmektedir. Üretim sürecinin tüm aşamalarında, yoğun insan emeği ve bilgi birikimi etkili olur. Gerçek anlamda artizan bir üretim, ustaların tohumdan tabağa kadar geçen tüm süreçlerde, özgünlük ve doğallık unsurlarını koruduğu bir anlayışı temsil etmektedir. Bu üretime özellikle dört temel alanda rastlanmaktadır. Bunlar: Süt ürünleri (el yapımı peynirler), et ürünleri (kurutulmuş ya da tütsülenmiş etler), fırıncılık ürünleri (geleneksel fırın mamulleri, ekşi mayalı ekmek) ve bitkisel ürünler (reçeller, kurutmalıklar, turşular, meyve suları vb.). Çok yönlü bir üretim alanına sahip olan artizan gıdalar, ürünlerin sahip oldukları niteliklerini artırmanın yanı sıra yöresel kültür ve geleneklerin yaşatılması bağlamında da önemli bir değere sahiptir. Bu yolla sürdürülebilir üretim pratiklerinin ve kültürel mirasın aktarımı sağlanır. Ayrıca, bu üretim yaklaşımı bugünlerde, yerel ekonomiyi destekleyen farklı bir gastronomik pazar alanı olarak da yerel kalkınmaya hizmet etmektedir.
Bu bağlamda Türk peynir kültürü, artizan üretim anlayışının en belirgin örneklerinden biri olarak görülmektedir. Geleneksel yöntemlerin kullanıldığı, orijinal özelliklerini ve aromalarını koruyan, otantik ve lezzetli süt ürünleridir. Bu peynirlerin üretimi, üretici tarafından çiftlikte yetiştirilen hayvanlardan sağılan taze sütlerle yapılır ve genellikle bir kilogramlık bir artizan peynir için yaklaşık 10 kilogram süt kullanılır. Coğrafi işaret tescili almış olan çömlek peyniri, Divle Obruk Peyniri, Kars Gravyeri, İsli Peynir, Sulguni Peynir, Füme Peynir ve Çerkez Peyniri gibi peynirler bölgesel bilgiyle şekillenen ürünlere örnek olarak verilebilir. Günümüzde artan nüfus ve büyüyen talep nedeniyle birçok artizan peynir, endüstriyel olarak üretilmeye başlanmıştır. Bu durum, peynirlerin geleneksel doğasını bozmuş ve artizan ürün olma niteliğini yitirmesine neden olmuştur. Ülkemizde endüstriyel üretim sürecine giren ve özgün tat, doku ve aromalarını yitiren peynirler ise Van Otlu Peyniri ve Erzincan Tulumudur. Dünyada öne çıkan diğer artizan peynir üreticisi olan Amerika ve Avrupa ülkelerinde, artizan peynirlerin geleneksel niteliklerinin korunması ve gözetilmesine yönelik büyük bir hassasiyet bulunmaktadır. Örneğin, Amerika’da yaklaşık 75-100 arasında geleneksel yöntemler ile üretilen peynir çeşidi bulunmaktadır. Bu ülke ve bölgelerde peynirler, sadece bir gıda ürünü olarak görülmemektedir. Aynı zamanda kaliteyi, kültürel mirası, bölgesel kimlikleri ve gastronomik zenginlikleri yansıtan birer kültürel öğe olarak değerlendirmektedirler. Bu bağlamda, artizan peynirlerin teşviki ve korunması, yalnızca üreticiler açısından değil, tüketiciler için de büyük öneme sahiptir.
Artizan gıda olarak değerlendirilen kurulmuş et ürünleri; geleneksel yöntemlerle üretilmekte olup, koruyucu ya da katkı maddesi içermemektedir. Artizan kurutulmuş etler arasında, et kurusu, pastırma, sucuk, kavurma ve jerky gibi ürünler yer almakta ve bu ürünler genellikle, manda, sığır, kuzu ve av hayvanlarının etlerinden elde edilmektedir. Üretim esnasında, etin yağlarından ve sinirlerinden uzaklaştırılması, özel baharat karışımı ya da tuz ile marine edilmesi ve sıcaklık-nem kontrolü yapılarak kurutma işlemi gibi adımlar büyük ustalık gerektiren işlemlerdir. Kurutma süresince ürünün mikrobiyolojik açıdan güvenliği, aromatik yapısı ve protein kalitesi unsurlarını dikkate alınmaktadır. Bu süreçte kullanılan teknikler bölgesel farklılıklar içerebilmektedir. Örneğin, Anadolu’nun farklı bölgelerinde sıcaklık ve iklime bağlı, gölgede ya da güneşte kurutulan et ürünleri ve Kayseri pastırması gibi.
İnsanlık tarihine bakıldığında neolitik dönemlerden beri en eski besinlerden biri olan ekmek, geleneksel ve el emeğine dayalı yöntemlerle üretilmesi, ekmeği artizan ürün kategorisinde değerlendirilebilmesine olanak sağlamaktadır. Ekmeğin artizan olarak değerlendirilmesinin nedenleri arasında, köklü tarihsel mirasa sahip olması, üretim sürecinde ustalık ve deneyim gerektiren bir zanaat olması gibi unsurlar bulunmaktadır. Artizan ekmekler; un, su, tuz ve ekşi maya gibi temel malzemelerde yapılmaktadır ve kimyasal katkı maddeleri içermemektedir. Uzun süreli fermantasyon uygulamasıyla birlikte üretilen bu ekmekler, geleneksel bilgi birikimleri ile bilinçli bir modern tüketim alışkanlığını bir araya getirmektedir. Üreticisinin bireysel becerisi ve sezgileriyle şekillenen artizan ekmekler, bu yönüyle endüstriyel ürünlerden ayrışmaktadır. Ekmeklerdeki ekşi maya kullanımı; düşük glisemik indeks, zengin aroma ve yüksek biyoyararlılık gibi sağlık ve kalite bakımından avantajlar sunmaktadır. El emeğine dayalı yapısı ve sınırlı tüketim hacmi nedeniyle ticarileşmeye uygun olmayan artizan ekmekler, yerel üretim ve sürdürülebilirlik anlayışının yanında, kültürel kimlik ve gastronomik kimliğin de korunmasında önemli bir yere sahiptir.
Geleneksel yöntemler ve uzun süreli saklama koşullarına uygun olan sirke türleri (karpuz, mandalina, erik, üzüm, elma sirkesi vb.), turşu çeşitleri, kefir, ev yapımı çikolata, sos çeşitleri (acuka, ajvar, domates sosu vb.), reçel çeşitleri (kiraz, çilek, portakal vb.) ve kurutmalık sebzeler (dolmalık patlıcan, kabak, biber vb.) artizan gıda kategorisine dahil edilen ürünler arasındadır. Bu ürünler, çoğunlukla mevsiminde toplanan yerel hammaddelerin, kimyasal katkı maddeleri ilave edilmeden doğal süreçlerden geçirilmesiyle elde edilmektedir. Geleneksel taş değirmenlerde düşük ısıl işlemde öğütülen, fındık, haşhaş, susam ve fıstıklardan elde edilen ezmeler de katkısız ve besin değeri yüksek bir formda tüketiciye sunulan artizan ürünlerdir.
Türk mutfak kültürünü yansıtan yemeklerin sunulması bakımından esnaf lokantaları, artizan yemek anlayışını taşıyan mekanlar olarak değerlendirilebilmektedir. Türklerin Orta Asya’dan Anadolu topraklarına taşınması ve yerel mutfak kültürünün farklı kültürel unsurlarla harmanlanması, zengin bir mutfak mirasını meydana getirmiştir. Zengin mutfak mirası, ata yöntemleri ve doğal üretim teknikleriyle birlikte günümüze kadar ulaşmıştır. Türk mutfak kültürünün insan dokunuşunu ve ustalığının ön plana çıktığı, büyük emek ve zaman harcanan yemekler ve gıda ürünleri bulunmaktadır. Bu yemekler ve ürünler, günümüzde dünya gastronomisinde de önemli bir yere sahiptir.
Son yıllarda artan sağlıklı beslenme arzusuyla birlikte, artizan yemek ve ürünlere olan talep artış göstermektedir. Doğal yöntemlerle ve ata mirası üretim teknikleriyle hazırlanan artizan ürünlerin, sağlık açısından daha güvenilir olduğuna yönelik bir genel bir kanaat etkili olmuştur. Ürün hammaddelerinin doğal, katkısız ve yerel olması; üretim sürecinin şeffaflığı ve üretilen ürünün endüstriyel bir ortamda üretilen ürüne karşın tat, lezzet ve kıvam bakımından üstünlüğü, günümüz çağdaş tüketicilerinin artizan ürün talebini artıran nedenler arasındadır. Günümüzde artizan ürünlere olan talep artışı, artizan yemek sunan restoranların sayılarının da artmasına neden olmuştur. Bu yönelim, tüketicilerin daha doğal, özgün ve sağlıklı tatları tercih ettiklerini gösterirken; aynı zamanda, gastronomide yeni bir müşteri algısını da güçlendirmektedir.
Referanslar
Artisan. Dictionary.com. Retrieved. https://www.dictionary.com/browse/artisan, (Erişim tarihi: 1.05.2025); İnan, İ. K. (2021). Artizanal peynirlerin gastronomi turizmi kapsamında değerlendirilmesi: Van ili örneği. (Yüksek lisans tezi). Karabük: Karabük Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü; Negizözen, F. N. ve Yılmaz, İ. (2020). Artisan yemekler ve gıdalar, Aydın Gastronomy, 4(2): 101-111; Phillipov, M. (2016). Using media to promote artisan food and beverages: insights from the television industry, British food journal, 118(3): 588-602; Temelli, S. (2011). Geleneksel yöntemlerle üretilen kurutulmuş et ürünleri, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 30(2): 61-66.