Telesiyej

Kayak merkezlerinde insanları pist alanlarının tepe noktasına taşıyan mekanik tesislerden biridir. Kış sporları terimlerine hâkim olmayanlar genellikle teleski ve telesiyej terimlerini karıştırabilmektedir. Teleski sadece kayak yapan insanları askılarla (T veya J şeklinde) çekip kaydırarak tepeye çıkaran bir araç iken; telesiyej sandalyelerle hem kayak yapanları hem de kayak yapmayanları havadan taşıyarak tepelere çıkaran (ve indiren) araçtır. Telesiyejin tanımı, motor gücü ile direkler üzerinde dönen bir halata bağlı, çoğunlukla üç veya dört kişilik sandalyeli mekanik taşıma aracı şeklinde yapılmaktadır. İlk örnekleri iki kişilik olan telesiyejlerin altı kişilik olanları ve üstü kısmen de olsa kabinle kapatılabilenleri de mevcuttur. Kayaklı veya kayaksız insan taşıyan bu araç genellikle zemini bozuk (taşlı, engebeli), yükseklik farkı fazla olan yamaçlara kurulur.

Motor gücüne ve mekanik donanımına bağlı olarak değişmekle birlikte, genellikle 1.500 metreye kadar olan uzunluklar ile 500 metre dolayındaki yükseklikleri kat ederler. Çalışma hızları ortalama üç metre/saniye olan bu araçlarda, her iki sandalye arasında 10-20 metre mesafe bulunmaktadır. Gondollara göre daha konforsuz, teleskilere (T bar, J bar, baby lift) göre daha konforlu olan telesiyejlerde taşıma süresi, kayakçıların sağlığı dikkate alındığında 20 dakikanın üzerinde olmamalıdır. Aksi durumda, kayakçılar uzun süre soğuk havaya maruz kaldıklarından çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Dahası, bu araçlar arızalandığında hemen müdahâle edilebilmelidir. Zira uzun süreli arızalarda havada asılı olarak kalan telesiyejlerde insanların hipodermi riskiyle karşı karşıya kaldıkları görülmektedir.

Kayak sporunun gelişip yayılmasında ve bir turizm unsuru haline gelmesinde en önemli araçlardan biri olan mekanik tesislerin geçmişine kısaca değinmek gerekirse; bu tesislerin kökeninin raylı sistemlere dayandığı görülmektedir. Tarihsel süreç içinde bakıldığında, mekanik tesislerin üç aşamada geliştiği ifade edilebilir. Bunlar; füniküler sistemler, dişli trenler ve halatlı sistemlerdir. İnsan taşımacılığında kullanılan ilk örnekleri Fransa ve İtalya’da, 1860’lı yıllarda görülen füniküler sistemler ve yine aynı tarihlerde İsviçre ve ABD’de kullanılmaya başlanan dişli trenler, kayak merkezlerine ulaşımı kolaylaştırsa da, bunların pistlerde kullanımı oldukça sınırlı düzeyde kaldı. 1899 yılında Davos, Schatzalp kayak merkezinde ve 1913 yılında St. Moritz, Chantarella Bahn kayak merkezinde kurulan füniküler sistemler, kayak merkezine ulaşım için kullanılan ilk örneklerdir. Kayak sporu için özel olarak kurulan ilk füniküler sistem ise 1928 yılında St Moritz, Corviglia Terrace’da kullanılmaya başlandı. Bu füniküler ve dişli trenler, kayakçıları pistin zirvesine çıkardığı için özellikle tecrübeli kayakçılara önemli ölçüde kolaylık sağladı. Ancak bu sistemlerin kullanımı, kayağa yeni başlayanlar için oldukça zordur. Çünkü henüz kayma becerisini geliştiremedikleri yüksekliklerde ve eğimlerde kaymak durumunda kalırlar.

Bugünkü mekanik sistemlerin gelişmesini asıl sağlayan araç ise 1866 yılında İsviçre’de icat edilen ve 1908 yılında yine İsviçre’de, Grindelwald’da insan taşımacılığında kullanılmaya başlanan halatlı sistemlerdir (cableway). Kayak için kullanılan ilk halatlı sistem, 1908 yılında Avusturya Swarzland’da (Black Forest) Robert Winterhalder tarafından geliştirilen araçtır. Düşük eğimli bir yamaca direkler kuran ve bir su değirmeni gücüyle çelik halatları kullanarak, bu halatlara tutunan kayakçıları taşımayı başaran Winterhalder, bugünkü teleskilerin atası olan bu aracı 14. 02. 1908 tarihinde kullanıma açtı. Winterhalder bu icadı için patent almak istese de, eğitiminin yeterli olmadığı gerekçe gösterilerek patent verilmedi. Ancak fikri çoğu yerde kullanıldı ve halatlı sistemlerin kullanımı kayak merkezlerine yayıldı. Örneğin; 1934 yılında Davos’ta bu fikrin modern hali, İsviçreli mühendis Ernst Gustav Constam tarafından geliştirilen ve J-bar şeklindeki modern teleskilerin ilk örneği ortaya çıktı. Bu sayede kayakçılar halata bağlı bir ipe tutunarak değil, kalçalarının altına J-barı alarak daha rahat bir şekilde zirveye çıkabilmişlerdir.

Halatlı sistemlerin bir parçası olan ve özellikle Alp disiplini kayağı daha kolay yapılabilir hâle getiren Telesiyej ise ilk olarak ABD’nin Idaho eyaletinde, Sun Valley Kayak Merkezinde 1936 yılında kuruldu. Bir demiryolu şirketi olan Union Pacific tarafından geliştirilen bu telesiyej, mühendis Jim Curran’ın fikri olarak ortaya çıktı. Curran bu fikri bir önceki işyerinde gemilere muz taşıyan çengelli taşıyıcıları düşünerek geliştirdi. Union Pacific şirketinin bu fikre destek vermesiyle harekete geçen Curran, 1936 yazında Proctor Dağı’nda sistemi geliştirdi, 22 Kasım günü Sun Valley’de kullanımına başlandı. Telesiyejin kullanımını öğrenmek kayakçılar için başlangıçta oldukça zor oldu. Çünkü telesiyej, hareket eden bir sandalyeye oturmayı ve yine sandalye hareket ederken kayarak inmeyi gerektirmektedir. Bu da özellikle yeni öğrenen kayakçıları zorlamaktadır. Ancak Amerika Birleşik Devletleri tarihinin ekonomik açıdan en zorlu yılları olan Büyük Buhran döneminde geliştirilen ve hava tramvayı olarak patentlenen bu sisteme insanlar zamanla alıştı. Sonraki yıllarda pek çok destinasyonda görülmeye başlanan telesiyej, kış sporlarının ve kış turizminin gelişmesinde bir mihenk taşı olmuştur. Türkiye’de ise ilk telesiyej, Uludağ’da Büyük Otel önüne 1971 yılında, o dönemdeki işletmecileri olan Panaroma Otel ve Turistik Tesisler A.Ş. tarafından yaptırıldı.

Yararlanılan Kaynaklar

Evren, S. ve Güldemir, O (2016). Türkiye’de Kış Turizminin Başladığı Yer: Uludağ. İçinde; N. Kozak (Editör), Dünden Bugüne Türkiye’de Turizm: Kurumlar, Kuruluşlar, Turizm Bölgeleri, Meslekler (ss. 263-296). İstanbul: Yıkılmazlar Basın Yayın; Huntford, R. (2008). Two Planks and a Passion: The Dramatic History of Skiing. Londra: Continuum; New England Skiing Museum (2019). Cronology of Selected Ski Lifts, http://newenglandskimuseum.org/wp-content/uploads/2012/06/ski_lift_timeline.pdf, (Erişim tarihi: 03.07.2019); Ülker, İ. (2006). Dağlarımız: Dağ Sporları ve Dağ Turizmi, Yüksek Dağlarımız ve Kayak Merkezleri. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Huntford, R. (2008). Two Planks and a Passion: The Dramatic History of Skiing. Londra: Continuum.