Şuğul Kanyonu

Doğal ve Kültürel Miras Kanyon

Sivas il merkezine 136 kilometre uzaklıkta bulunan Gürün ilçe merkezine bağlı Şuğul Mahallesi’nde yer alıyor. Bölgeye karayolu ile ulaşım sağlanıyor olup Kayseri, Malatya ve Kahramanmaraş illerinin uç noktasında bulunuyor. Kanyon, Gövdeli Dağı’ndan kaynağını alan ve Tohma Çayı’nın kollarından biri olan Şuğul Deresi’nin sarp kayalıkla çevrelediği Şuğul Vadisi’nde yer alıyor. Şuğul Kanyonu tektonik olaylara bağlı olarak oluşan en dikkat çekici alanlardan biridir. Jeolojik olarak Gürün formasyonu içerisinde yer alan kanyon, Şuğul Deresi’nin tektonik olaylara bağlı olarak platoya 350-400 metre kadar gömülmesiyle etrafı sarp kayalıklarla çevrili ortalama yüksekliği 1.800 metreyi bulan yaklaşık yedi kilometre uzunluğunda vadi şeklindedir. Bölge, Şuğul Deresi’nin taşıdığı alüvyal özellikler sayesinde doğal ve endemik bitki türlerinin yetiştiği zengin floraya sahiptir. Bölge aynı zamanda flora ve fauna çeşitliliği ile bilimsel ve eğitsel çalışmalara elverişli bir alan oluşturuyor.

Şuğul Kanyonu, sahip olduğu doğal özellikleri ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde Birinci Derece Korunması Gereken Tabiat Varlığı niteliği taşıyor. Ayrıca kanyon içerisinde yer alan Geç Hitit dönemine tarihlenen hiyeroglif yazılı kaya yazıtları ile Kayseri Koruma Kurulu tarafından arkeolojik sit alan olarak tescillendi. Stabilize bir yoldan geçilerek ulaşılan yazıtlar iki yazıttan oluşuyor. Kargamış kralı Kuzi-Teşup’ün torunu, Melid kralı Rutinya tarafından kurulan yerleşime ait kayıttır. Yazıtlardan üstte yer alan büyük olanı altı sıra halinde işlenmiştir. Küçük olan yazıt dört sıra halinde büyük yazıtın hemen altında bulunuyor. Aynı metnin kopyaları olan yazıtlardan daha iyi korunan büyük yazıt okunabildi, küçük olan yazıt ise doğal aşınmalara maruz kalmıştır. Antik dönemde Tegarama bölgesi içerisinde yer alan kanyon, dağları, nehir ve su kaynaklarını kutsal mekanlar olarak nitelendiren Hitit inanç dünyasında da önemliydi.

Günümüzde insanların yaşam koşullarının değişmesi, iş yaşamlarında verimliliğin düşmesi, bedensel ve ruhsal sağlığın kaybedilmesi gibi sorunlara sebep oluyor. Dolayısıyla insanlar kaybettikleri enerjilerini yeniden kazanmak amacıyla rekreasyon alanlarına yöneliyor. Bu çerçevede Şuğul Kanyonu, doğal bir rota olarak trekking sporu için uygun bir alandır. Farklı mevsimlerde ortaya çıkan renk değişimleri, kuş ve bitki çeşitliliği, yaban hayvanları ile doğa fotoğrafçılarına, foto safariler için mekan oluşturuyor. Ayrıca kanyonda yükselen sarp kayalıklar kaya tırmanışı için hat kurmaya elverişli, dağcılık sporu ile ilgilenenler için vazgeçilmez bir parkurdur. Avcılık ile ilgileneler için kanyonun içinden geçen Şuğul deresinin derinleştiği noktalarda olta balıkçılığı yapılabiliyor. Kanyonda bulunan mağaralar ve arkeolojik sit alanları tarihi ve kültürel geziler için uygun olup geçmiş medeniyetlerden izler taşıyan önemli bir rekreasyon alanı oluşturuyor.

Yararlanılan Kaynaklar

Akesen, A. (1978). Türkiye’de Ulusal Parkın Açıkhava Rekreasyonu Yönünden Nitelikleri ve Sorunları (Örnek: Uludağ Ulusal Parkı). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları, No:2484/262; Boyraz, Z. (2003). Gürün İlçesinin Coğrafyası (Yayımlanmamış doktora tezi). Elazığ: Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Hawkins, J. D. (2000). Inscriptions of the Iron Age. Berlin: De Gruyter; Yakar, J. (2007). Anadolu’nun Etnoarkeolojisi (Çev. S. Hırçın Riegel).İstanbul: Homer Kitabevi.