Sardeis Örenyeri

Doğal ve Kültürel Miras Örenyeri Antik Kent

Antik dönemde Lydia Krallığı’nın başkenti olan Sardeis, günümüzde Manisa’nın Salihli ilçesi Sart beldesi sınırları içinde yer almaktadır. Sardeis antik kenti Batı Anadolu’daki Hermos Irmağı’nın (Gediz Irmağı) oluşturduğu bereketli ova üzerinde, Gygaean Gölü’ne (Marmara) bakan pozisyonda Tmolos Dağları’nın Bozdağ eteklerinde kurulmuştur. Kentin modern adı olan Sart ismi, kentin antik dönemdeki adlarından (Lidce, Sfar- Persçe, Sparda ve Yunanca Σάρδεις ya da Σάρδις) türemiştir. Ege kıyılarını Anadolu’nun iç bölgelerine bağlayan ana rotalardan bir tanesinde kurulmuş olması, kentin stratejik açıdan önemini ortaya koymaktadır. Sardeis, ovadan 300 metre yüksekliğindeki dik, sarp bir kayalığın üzerinde konumlanan akropolisiyle (yukarı kent) ele geçirilemez bir kaledir. Akropolisin aşağısındaki Paktalos Nehri altın rezervleri barındırması nedeniyle, tarihsel, kültürel ve ekonomik açılardan kentin efsanevi karakterini oluşturmuştur. Antik yazarlar Lydia Krallığını altın zengini ve altından olarak tanımlamışlardır. Kent tarihte ilk paranın basıldığı yer olarak bilinmektedir. MÖ I. yüzyılda Paktalos Nehri’nde altın tükenmiş ancak Sardeis ve Lydialılar altın sıfatını hiçbir zaman kaybetmemişlerdir. Kentin diğer önemli kaynakları, Tmolos Dağı’ndaki zengin ormanlar ve mermer yataklarıdır.

Sardeis kenti MÖ VII. ve VI. yüzyılda zenginliğiyle ünlü Lydia Krallığının başkentidir. Daha sonra kent, Pers yönetimi altında (MÖ 547-334) Anadolu’nun önemli bir satraplık (vilayet) merkezi olmuştur. Büyük İskender’in fethinden sonraki dönemde Seleukos İmparatorluğu’nun batı başkenti konumuna getirilen kent, Roma Barışı altında gelişimine devam etmiş ve bu dönemde kentte İmparatorluk kültüne ait bir tapınak inşa edilmiştir. Vahiyler Kitabı’nda bulunan Asya’nın Yedi Kilisesi’nden biridir. Roma İmparatorluk döneminde, Lydia eyalet başkenti konumuna gelmiştir. MÖ IV. ve V. yüzyıllarda gelişim gösteren kentin Geç Roma sinagogu antik dünyanın bilinen en büyük sinagogudur. Kent, MS VII. yüzyılda gerileme dönemine girmiş ve dönem sonunda şehir büyük ölçüde terkedilmiştir.

Örenyerinde en ünlü ve çarpıcı anıtlardan biri Artemis Tapınağı’dır. Paktalos vadisinin yukarısında, ana yerleşim yerinin dışında yer alan tapınak İon düzeninde, pseudodipteros planlıdır. Günümüze ikisi tam 13 tanesi de bir ölçüde olmak üzere 15 sütunu ayakta kalmıştır. Yolun kenarındaki başlıca kompleks gymnasion ve ilişkili yapıları kapsar. Kuzeyde ve güneyde büyük salonları bulunan gymnasionun önünde açık bir avlu şeklinde palestra uzanmaktadır. Yapı, MS II. yüzyıla tarihlenmektedir. Gymnasion’un güneydoğusunda Yahudi Sinagog’u olarak tanımlanan MS III. yüzyılda inşa edilmiş bir başka yapı bulunmaktadır. Bizans dönemine ait bir dizi dükkân gymnasion’un güneyine bitişiktir. Dükkanların olduğu sokak Ege kıyısından Pers İmparatorluğu’nun içlerine uzanan Kral Yolu’nun bir parçasını oluşturmaktadır. Yaklaşık bir buçuk kilometre doğuda Roma dönemine ait bir hamam görülmektedir. Kenti çevreleyen erken savunma duvarları neredeyse tümüyle yok olmakla birlikte çeşitli noktalarda ayakta kalmış sur parçaları ise MS V. yüzyıla tarihlidir. Paktalos’un sağ yakasında saptanan artıma tesisi, ırmaktan elde edilen altının arıtılarak para darbının gerçekleştirildiği bir yer olarak belirtilmiştir. Kentin kuzeyinde Bin Tepe’deki Tümülüs mezarlar, Lydia’nın önemli bir nirengi noktasıdır. Bin Tepe nekropolü, Türkiye’deki en geniş mezarlık alandır. Alandaki üç tümülüs belirgin bir şekilde diğerlerinden büyüktür. Doğu ucundaki en büyük tümülüs Herodotos’un etkilenerek söz ettiği Alyattes’in mezarı ile bağdaştırılmıştır.

Yararlanılan Kaynaklar

Bean, G. (1995). Eskiçağda Ege bölgesi (Çev.: İ. Delemen) (Birinci basım). İstanbul: Arion Yayınevi; Cahili, N.D. (2010). Lydialılar ve Dünyaları. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Sagona, A. G. ve Zimansky, P. E. (2009). Ancient Turkey. Londra: Routledge.