Şapinuva (Ortaköy) Örenyeri Kazısı

Arkeolojik Kazı

Ortaköy Hitit şehri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleri ile Prof. Dr. Aygül Süel ve Dr. Mustafa Süel başkanlığında yürütülen yüzey araştırması proje çalışmaları kapsamında keşfedilmiştir. Bu örenyerinde, 1990 yılında Prof. Dr. Aygül Süel’in bilimsel başkanlığında kurtarma kazısı olarak başlayan kazı çalışmaları, 1992-2018 yılları arasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleriyle, Ankara Üniversitesi'nin adına bir bilim heyeti tarafından Prof. Dr. Aygül Süel ve Dr. Mustafa Süel'in başkanlığında yürütülmüştür. 2019 yılından itibaren ise kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleriyle, Hitit Üniversitesi'nin adına bir bilim heyeti tarafından Prof. Dr. Aygül Süel'in başkanlığında yürütülmektedir.

Ortaköy Hitit şehri, Çorum’un 53 kilometre güneydoğusunda bulunan Ortaköy ilçesinin üç kilometre güneybatısında yer almaktadır. Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya giriş yollarından biri olan Kelkit Vadisi'nin ucunda yer alan bu şehir, bugünkü bilgilerimize göre aşağı ve yukarı şehir olmak üzere dokuz kilometrekare bir alanı kaplayan dev bir antik yerleşmedir. Ortaköy Hitit Şehri, kuzeybatıdan güneydoğu istikametine alçalan bir plato üzerinde bulunmaktadır. Hititler bu bölgeye geldiklerinde mevcut köylere yerleşmeyip, araziyi teraslayıp düzelterek bu büyük şehri kurmuşlardır. Yukarıdaki teraslarda daha çok idari yapıların olduğu gözlenmektedir. Şehir, batı yönünde tepelere dayanmaktadır. Bu tepeler üzerinde de dini ve askeri yapılara ait olması muhtemel yaygın mimari izlere rastlamaktadır.

Ortaköy, Boğazkale’nin kuş uçumu 60 kilometre kuzeydoğusunda, Alacahöyük’ün 45 kilometre doğusunda, Eskiyapar Höyük’ün 40 kilometre kuzeydoğusunda, Maşat Höyük’ün 45 kilometre kuzeybatısında yer almaktadır. Ayrıca Çorum’un önemli turizm destinasyonu olan ana tanrıça Kybele kabartmasının içerisinde yer aldığı İncesu Kanyonu’na 12 kilometre uzaklıktadır.

Kelkit-Yeşilırmak Vadisi boyunca doğu-batı yönündeki ticaret yolu, bu şehrin önünden geçerek Orta Anadolu’ya ulaşmaktadır. Hareketli ve ekonomiyi zenginleştirecek bir trafiğe sahip bu yol üzerinde çok önemli bir noktada yer alan Hitit şehri Şapinuva, böylece çok önemli ticari özelliğini kazanmış bulunmaktadır.

MÖ XIV. yüzyıl başlarında, Şapinuva’da Büyük Kral II/III. Tuthaliya ve Kraliçe Taduhepa çifti hüküm sürmektedir. Bu şehrin MÖ XIII. yüzyılda Büyük Kral II. Murşili tarafından da kullanıldığı belgelerden bilinmektedir. Bu da, idari bölgesinde yer alan şehirlerle oldukça geniş bir coğrafyaya yayılan bu Hitit şehrinin sadece Orta Hitit döneminde değil, uzun bir zaman iskân edilmiş olduğunu göstermektedir.

Hitit çivi yazılı kaynaklarında çok sayıda coğrafi ismin yer aldığı ve çok önemli ülke ve şehirlerden bahsedildiği görülmektedir. Araştırmalar, kaynaklarda bahsi geçen bu önemli büyük Hitit şehirlerine neden ulaşılamadığı konusunda bir yanlışlık yapıldığı düşüncesiyle başlamıştır. Çivi yazılı belgelerden ismi bilinen şehirlerin coğrafyaya yerleştirilmesi ve Boğazköy’ü merkez alan Hattuşa’yı çevre eyaletlere bağlayan yolları ve bu yollar üzerindeki Hitit merkezlerini tespit edebilmek amacıyla uzun yıllar devam etmesi planlan bir proje geliştirildi ve yüzey araştırmalarına başlanmıştır. Şapinuva bu yüzey araştırma projesi çerçevesinde bulunan bir Hitit şehridir. Büyük Hitit şehirlerinin yaygın yerleşmelerde bulunabileceğini Ortaköy Hitit şehri ispatlamıştır. Bugün için sadece Hattuşa (Boğazköy) ve Şapinuva (Ortaköy) bunu temsil eden Hitit şehirleridir. Alacahöyük, Eskiyapar vb. gibi diğer Hitit merkezleri ise Hitit çağı şehirleridir.

Çağındaki adının Şapinuva olduğu kazı çalışmalarında ele geçen çivi yazılı tabletleri okunmasıyla tespit edilen bu şehir, Hitit Devleti’nin bir diğer başkentidir. Ortaköy’de (Çorum) bu antik şehrin keşfi ve bu şehrin Hitit şehri Şapinuva ile identifikasyonu, tarihi coğrafyayı yeniden şekillendirmektedir. Çünkü Şapinuva bilim adamlarınca daha önce Boğazköy’ün güney ve güneydoğusuna lokalize edilmiştir. Böylece, yazılı kaynaklarda Şapinuva ile aynı coğrafyada olan birçok şehir, nehir ve dağ adlarının Anadolu’nun kuzey ve kuzeydoğusunda aranmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Şapinuva’nın idari bölgesi geniş bir coğrafi alana yayılmaktadır. Ortaköy tabletlerinde geçen yer adlarının, özellikle bu belgelerde tespit edilen yeni yer isimlerinin lokalizasyonu büyük önem taşımaktadır ve Anadolu’nun Hitit çağı coğrafyasında tartışılan pek çok konuya ışık tutmaktadır.

Şapinuva’da açığa çıkarılan buluntular arasında şüphesiz ki çivi yazılı tablet arşivleri en önemli yeri tutmaktadır. Bugün için Anadolu’nun Hitit çağına ait keşfedilen, Boğazköy’den sonra ikinci büyük çivi yazılı arşivi Ortaköy Arşivi’dir. Ele geçen 5.000’e yakın tablet ve tablet parçası çeşitli dillerde yazılmış ve çeşitli konuları içermektedir. Bu arşivlerde ele geçen tabletler ve tablet parçaları Hititçe, Hurrice, Hattice, Akatça gibi çeşitli dillerde yazılmıştır. İdari, dini, fal gibi çeşitli konulardaki tabletler, bir kraliyet arşivi ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Ortaköy Arşivleri'nde yer alan, Büyük kral ve kraliçeye hitaben gönderilmiş mektuplar, Şapinuva’da bir kral çiftinin varlığını göstermektedir. Büyük kralın yanında kraliçenin de yer aldığı ve bu kraliçenin de kendi yetki ve görevlerini yerine getirdiği anlaşılmaktadır.

Şapinuva, Hitit dünyası için çok özel olan arınma ritüellerinin yazıldığı önemli bir dini merkezdir. Ritüeller temizlenmek ve arınmak maksadıyla yapılmakta olup Hitit metinleri külliyatı içerisinde çok eski bir geleneği temsil etmektedir. Bu arınma tabletleri çeşitli kopyalarla günümüze kadar gelmektedir. Bu tabletlerde belirtilen ritüeller din adamları denetiminde yapılmakta ve böylece arınma işlemi tamamlanmaktaydı. İtkalzi arınma ritüel tabletlerindeki ifadelerde bu ritüeller sırasında kullanılacak ve temizlemeyi sağlayacak olan malzeme sayıldıktan sonra ritüel töreninin Zithara şehrinde yapıldığı ve tabletlerin asıllarının Şapinuva’dan getirildiği belirtilmektedir.

Bu arınma sırasında yapılması gereken işlemlerin başında Şapinuva’da hazırlanan ve oradan tüm Hitit dünyasına dağıtılan itkalzi kutsal metinlerinin okunması, ağzın temizlenmesi yani tövbe edilmesi gelmektedir. Boğazköy metin kolofonlarında, “Bu tabletleri Şapinuva ülkesindeki orijinallerinden çoğalttık” şeklindeki ifadeler bu şehrin ne denli önemli bir kutsal merkez olduğunu göstermektedir. Bir şehrin dinsel yönden bu kadar önemli, vazgeçilmez olması az görülen bir olgu olmalıdır. Bu husus, Şapinuva’ya kutsanmış önemli ve vazgeçilmez dini bir şehir kimliği kazandırmaktadır.

Ortaköy’de bugüne kadar yapılan kazılarda idari, ticari ve dini özellikler taşıyan birçok yapı keşfedilmiş ve bilim dünyasına tanıtılmıştır. Açığa çıkarılan anıtsal yapılar koruma altına alınmaktadır. Bu büyük şehirde, şehrin yayılımını da gösterecek olan jeofizik çalışmaları yapılmaktadır. Kazı çalışmaları iki ayrı bölgede yürütülmektedir.

Tepelerarası Bölgesi

İlk kazı çalışmaları Tepelerarası bölgesinde, şehrin hemen hemen en hakim noktasında yer alan “A” yapısında gerçekleştirilmiştir. Bu anıtsal yapıda, Hitit çağına ait en zengin tablet arşivleri açığa çıkarılmıştır. Bu bina, Şapinuva Hitit kentinin en önemli ve anıtsal yapılarının başında gelmektedir. Temellerinde, kireçtaşı ve kumtaşından büyük bloklar kullanılan yapının kuzeyinde ve güneyinde çevirme duvarları tespit edilmiştir. Yapılan kazılar sonucunda ana kütlesi ve hizmet binalarıyla şu an için 5000 metrekarelik alana yayılan “A” binasının büyük bir komplekse sahip olduğu anlaşılmaktadır. “A” binası yalnız Şapinuva için değil Anadolu ölçeğinde anıt bir binadır. Bu bina kendine özgü simetrik bir plana sahiptir; bodrum katı dışında en az iki kata sahip olduğu bilinmektedir.

1.200 metrekarelik bir alanda yer alan “B” yapısının temel duvarlarının üzerinde 110 santimetre genişliğinde kerpiç duvarlar yükselmekte ve bu kerpiç duvarlarda üç-dört santimetre kalınlıkta sıvaya rastlanmaktadır. Ayrıca bu yapıda yiyecek ve içecek için kullanılmış 70’i aşkın büyük küpler yer almaktadır.

“C” ve “D” yapıları önemli dini yapılardır. “D” yapısının girişinde sadece alt kısmı korunmuş kaideli bir orhostat bulunmaktadır. Orthostatın üzerinde, sağ elinde mızrak, sol omzunda yay, belinde sadak asılı olan sola doğru yürür vaziyette bir erkek figür tasviri yer almaktadır. Yapının içerisinde üzerinde çivi yazısıyla Büyük Kral yazılı bronz balta ve oraklar ele geçmiştir. Ayrıca Tepelearası bölgesinde “E”, “F” alanlarında da kazılar devam etmektedir. Şehrin akropolünü çeviren ve “A” binasının etrafında açığa çıkarılan koruma duvarının 75 metrelik bir bölümü de bu bölgede açığa çıkarılmıştır.

Tepelerarası bölgesinin güneyinde yer alan “G” alanında Hitit çağı için malzemeleriyle (körük, ocak, üfleç, pota, kalıp, cüruf, metal buluntular) birlikte tespit edilen işlikler açığa çıkarılmaktadır. Körüklerden, bu körüklerin etrafında yer alan ocaklardan, potalardan ve ele geçen çok sayıdaki buluntudan, bu işliklerin metal üretimi ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. İşlik alanlarından, Hitit arkeolojisi için ünik metal, taş ve pişmiş toprak seramik buluntular ele geçmektedir. Bu buluntuların yanı sıra çeşitli formlarda negatif olarak işlenmiş Hitit tarihi, sanatı ve ikonografisine önemli katkılar sağlayacak minyatür, figürlü kilden kalıplar tespit edilmektedir. Şapinuva’da bu işliklerde keşfedilen çok sayıdaki kil kalıplar, Hitit dünyasını anlamamız açısından eşsiz değerdedir. Kaya anıtlarında, mühürlerde, pişmiş topraktan ve değerli metallerden üretilen özel ritüel kaplar üzerinde betimlenen sahnelerde gördüğümüz tanrı, tanrıça, kral, asker vs. ait figürler bu kil kalıplara negatif olarak işlenmiştir. Aynı zamanda kil kalıpların üzerine işlenen figürler bazı antik yerleşimlerde, kaya anıtlarında görülen betimlemelerin tarihlendirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır.

Ağılönü Bölgesi

Ağılönü bölgesi, Şapinuva şehrinde ritüel amaçlı olarak düzenlenmiş bir alandır. Burası şehrin hâkim bir noktasıdır. Şehrin akropolü diyebileceğimiz Tepelerarası bölgesi ile aynı yükseklikte olup, arada bir kuru dere yatağı bulunmaktadır. Bu husus, bugün Anadolu’da ibadet yerlerinin, mezarlıkların, şehirlerin hâkim noktalara yerleştirilmesi geleneğinin o tarihte de mevcut olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca kutsal bir alanın ayakaltında olmamasına da dikkat edilmiş ve üç tarafı derin sel yarıkları ile çevrili yarım ada görünümlü bu alan seçilmiş olmalıdır.

Şapinuva-Ağılönü bölgesinde 2.000 metrekareye yakın büyüklükte bir taş döşem açığa çıkarılmıştır. Taş döşemin kuzey ve doğu sınırlarında, içi moloz doldurulmuş bir kanal mevcut iken, batı ve güney yönlerinde kuvvetli taş yapılanmanın kullanıldığı bir istinat sistemi söz konusudur. Burası anıtsal ölçekte taş döşeli bir alandır. 100x20 metre ölçülerindeki bu alanda özel hazırlanmış kırma taş malzeme, katlar halinde döşenerek, aralarında yaklaşık 10-15 santimetre kalınlığında özel kil harç ile yerleştirilmişlerdir. Bu yapı, binlerce yıl süren tahribata rağmen 12 sıra halinde günümüze ulaşabilmiştir. Anadolu’nun en büyük ve benzeri olmayan abidelerinden biri olan bu taş döşemin hemen önünde tanrılara sunu yapılan kurban çukurları son derece önemli arkeolojik keşiflerden biridir.

Taş döşemin güneydoğusundan başlayarak, Ağılönü bölgesinin doğu kenarı boyunca, kuzeyden başlayarak Bina 3-4, Bina 5, Bina 6, Bina 7, Bina 1-2 ve ayrıca güneyde ve batıda önceki yıllarda keşfedilen çeşitli yapılar açığa çıkmaktadır. Çivi yazılı metinlerde kurban çukurlarının bulunduğu alanı çevreleyen É (ev, yapı) determinatifi ile belirtilen birçok yapının varlığı ve kurban alanına bu yapılardan girildiği bilinmektedir. Ağılönü’nde bulunan bu yapılar çivi yazılı metinlerin arkeolojik delilleridir.

Hitit Devleti’nin başkenti olan Şapinuva’da yürütülen kazılarda son yılların en önemli keşiflerinden biri daha yapılmıştır. Taş döşemeden itibaren Ağılönü düzlüğünün sona erdiği güneye doğru olan bütün alanın kurban törenlerinde kullanıldığı görülmektedir. Bölgede yürütülen kazı çalışmalarında bütün alanın hemen tamamında kurban çukurları tespit edilmiştir. Hitit çivi yazılı belgelerde, bir kısım törenlerde genellikle yeraltına doğru bir kapı olarak kabul edilen çukurlar açılmakta ve kuş, koyun, kuzu, domuz vs. gibi hayvanlar kurban edilmektedir. Bilim adamları, bu metinlerde anlatılan törenlerin arkeolojik kanıtlarının bulunamayacağı düşüncesinde olmalarına karşın, Ortaköy kazılarında açığa çıkarılan kurban çukurları bu metinlerin arkeolojik delilleridir.

Şapinuva şehrinin uzun yıllar başkent, bir başka deyişle büyük kralın ikamet ettiği ve devletin buradan yönetildiği bir şehir olması, devamlı bulundurulan önemli bir askeri güce sahip olması yanında, en önemli özelliği insanların günahlarından kurtulmak için, arınmanın sağlandığı bir dini merkez olmasıdır. Bu özellik, Şapinuva’yı vazgeçilmez bir kent haline getirmektedir. Bu şehir, Anadolu’da Hitit halkıyla beraber yaşayan Hurri, Luvi ve diğer halklar için de çok önemli olmalıdır. Zira Şapinuva şehri, burada yazılan ve ülkenin her yerine ulaştırılan arınma duaları ve törenlerinin vazgeçilmez malzemesi kutsal suları ile ritüel dünyada çok önemli bir yere sahiptir. Şapinuva, sadece Hitit devletinin bir başkenti değil, aynı zamanda zamanımızın Mekke’si, Kudüs’ü gibi Hitit dünyasının çok önemli bir dini merkezidir.

II/III. Tuthaliya - Taduhepa çifti burada yaşamayı seçip, devleti buradan idare etmişlerdir. Bu kral çiftinin buraya yerleşmelerindeki en büyük etken dini misyonlarını yerine getirmek olmalıdır. Bugün için söylenecek en uygun tarif, Ağılönü bölgesinin antik dünyanın en önemli kutsal alanlarından biri olduğu ve sağlayacağı çok önemli bilgilerle Hurri - Hitit dünyasını tanımada ve bilinmezlerini çözmede çok güçlü ipucu vereceği gerçeğidir.

Tanrıları küstürmemek, onları memnun ederek cezalandırılmaktan kurtulmak, Hitit insanı için en önemli görevdi. Bunu sağlayabilmek için bir kısım ritüellerin yerine getirilmesi gerektiğine inanılmaktadır. Bu ritüellerde okunacak dualar, kullanılacak malzemeler yalnızca Şapinuva’dan sağlanabilmekteydi. Bu törenlerin Şapinuva’da yapılması en makbulü olmalıdır. Ağılönü bu törenlerin yerine getirildiği yerdir. Nerede ise 15 bin metrekareye yayılan kurban alanı bunun ispatıdır. Kurban çukurlarının açılması, içinin düzenlenmesi, kurban hediyeleri ve sonunda kil ile örtülmesi, çivi yazılı kaynaklarda anlatılmasına rağmen görsel olarak ispatı, buradaki kazı çalışmaları sayesinde olmaktadır. Bu kadar önemli başka bir sonuç, Hitit ritüel alanının düzenlenmesinde dikkate alınan hususların görülebilmesidir.

Ortaköy, turizm açısından da büyük önem taşımaktadır. Anadolu bir tarih cenneti olması nedeniyle birçok kalıntıya sahip ise de, bunların bir çoğunun örneklerini başka ülkelerde de bulmak olasıdır. Ancak, Hitit uygarlığı ve kalıntıları, Anadolu’ya özgün ve sakladığı gizler ve büyüklüğü bakımından tüm dünyada merak uyandırmaktadır. Dolayısıyla, bu noktada Ortaköy-Şapinuva Hitit kenti, kalıntılarının ve bunlardan edinilen bilgilerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, Türkiye ve bilim dünyası açısından büyük öneme sahiptir.

Ortaköy-Şapinuva, her yıl ortalama ücretsiz 3.000 ile 5.000 arasında ziyaretçisi, iki bekçisi, koruma amaçlı tel örgülerle çevrelenmiş 18 hektarlık kamulaşan arazisi, kazı çalışmalarında açığa çıkartılan yapılar arasındaki gezi yolları, yapıların koruma altına alındığı çelik konstrüksiyon çatıları, tuvaletleri (engelli tuvaleti dahil), bilet gişesi ve 900 metrekarelik otoparkı ile bir nevi açık hava müzesi potansiyeline sahiptir. Bununla birlikte ilçeyi örenyerine bağlayan üç kilometrelik yolun tüm altyapısı tamamlanmış olup, bir bölümü asfalt bir bölümü de taş parke ile kaplıdır. Ortaköy-Şapinuva kazısı ziyarete kapalı bir örenyeridir.

Ortaköy-Şapinuva örenyerinde açığa çıkarılan çivi yazılı tabletler, mühür ve mühür baskıları, kalıplar, metal buluntular, pişmiş topraktan kaplar ve diğer ünik buluntular Çorum Arkeoloji Müzesi depolarında muhafaza edilmekte, birçok ünik eseri de 11 ayrı vitrinde sergilenmektedir.

Şapinuva Hitit Kenti, arkeolojik kalıntıları ve ünik buluntularıyla, özellikle açığa çıkarılan çivi yazılı arşivleriyle Hitit Uygarlığı için yepyeni belge ve bilgiler sunmakta ve kazıların devamı ile sunmaya devam edecektir.

Yararlanılan Kaynaklar

De Martino, S., Murat, L. ve Süel, A.(2013). The Eleventh Tablet of the itkalzi Ritual from Sapinuwa, KASKAL Rivista di storia, ambient e culture del Vicino Oriente Antico, 10: 131-148; Süel, A. (1991). 1989 yılı Çorum İli Yüzey Araştırmaları, VII. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 91-110; Süel, M. (2001). Ortaköy-Sapinuwa ‘B’ Binası, Aktendes IV. Internationalen Kongresses für Hethitologie, Wiesbaden: Würzburg; Süel, M. (2005). “Ortaköy-Şapinuva D’ Yapısı: Hitit Dini Mimarisinde Değişik Bir Yorum“, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri Kitabı (ss. 687-700). Ankara; Süel, A. ve Süel, M. (2017). The Discovery of a Hittite City Developments in Hittite Geography Based on the Identification of Ortaköy-Sapinuva. İçinde; M. Weeden ve Z. Ullmann (Editörler) Hittite Landscape and Geography (ss. 28-36). Leiden: Brill; Süel, A. ve Weeden, M. (2017) . “Central East: Philology. İçinde; M. Weeden ve Z. Ullmann (Editörler) Hittite Landscape and Geography (ss. 200-208). Leiden: Brill.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

De Martino, S. ve Süel, A. (2015). The Third Tablet of the itkalzi Ritual. İçinde; Essays on the Hurrian Sapinuva Tablets (EHST) I(21). İtalya: Vicchio di Mugello; De Martino, S. ve Süel, A. (2017). The Great Itkalzi Rıtual, The Sapinuwa tablet Or. 90/1473 and its Duplicate ChS 1/15. Essays on the Hurrian Şapinuva Tablets (EHST) II(22). İtalya: Vicchio di Mugello; Süel, A. (1995). Ortaköy’ün Hitit Çağındaki Adı, Belleten, LIX(225): 271-283; Süel, A. ve Süel, M. (1997). Sapinuwa, Decouverte D’une Ville Hittite, Archeologia, 334 : 68-74; Süel, A. (1998). Ortaköy-Şapinuwa: Bir Hitit Merkezi, TÜBA Arkeoloji Dergisi, 1: 37-61 ; Süel, A. (1998). Ortaköy-Şapinuwa Tabletlerinin Tarihlendirilmesi, III. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri (ss. 551-558). Ankara; Süel, A. (2002). Ortaköy-Şapinuwa. İçinde; A. Yener ve H. A. Hoffner (Editörler) Recent Developments in Hittite Archaeology and History Papers in Memory of Hans G. Güterbock, (ss. 157-165). Winona Lake: Eisenbrauns; Süel, A. (2006). Ortaköy Araştırmaları, İdol Arkeologlar Dergisi, 8(28): 14-21; Süel, M. (2008). Bir Hitit Başkenti, Ortaköy-Şapinuva. Ankara: Uyum Ajans; Süel, A. (2009). Another Capital City of Hittite State: Šapinuwa. İçinde; Central-North Anatolia in the Hittite Period: New Perspectives in Light of Recent Research, Acts of the International Conference Held at the University of Florence (ss. 193-205). Roma; Süel, M. (2010). Ortaköy/Şapinuva Ağılönü Kutsal Alanı ve Kurban Çukurları, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 134: 31-52; Süel, A. ve Süel, M. (2013). Şapinuva: Hitit Devletinin Başka Bir Başkenti. İçinde; M. Doğan-Alpaslan ve M. Alpaslan (Editörler) Hititler: Bir Anadolu İmparatorluğu (ss. 178-195). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Süel, A. (2013). The Hurrian Texts From Ortaköy-Sapinuva, KASKAL Rivista di storia, ambient e culture del Vicino Oriente Antico, 10: 129-130; Süel, M. (2014). Şapinuva-Ağılönü Kutsal Alanının Hitit Dünyasındaki Yeri, 8. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri Kitabı (ss. 943-955). Varşova; Süel, A. (2015). The Religious Significance and Sacredness of the Hittite Capital City Sapinuwa. İçinde; Sacred Landscapes of Hittite and Luwians: Proceedings of the International Conference in Honour of Franca Pecchioli Daddi (ss. 101-111). Floransa; Süel, A. ve Süel, M. (2017). The Discovery of a Hittite City Developments in Hittite. İçinde; M. Weeden ve Z. Ullmann (Editörler) Hittite Landscape and Geography (ss. 28-36). Leiden: Brill; Süel, A. (2018). Workshops Found in Tepelerarası at Ortaköy- Sapinuwa, Mesopotamia Rivista Di Archeologia Epigrafia e Storıa Orientale Antica, 65-74.