Saklıkent Kanyonu

Doğal ve Kültürel Miras Kanyon

Adını içerisinde bulunan yedi adet mağaradan alan Saklıkent Kanyonu, Muğla-Antalya sınırını belirleyen Eşen Çayı’nın en güçlü kolu olan Karaçay’ın Akdağ’ın güneyinde yer alan yüksek plato yüzeyini ve kireç taşlarını keserek oluşturduğu ve derinliği 200- 700 metreye kadar uzanan bir kanyondur. Vadinin derinliği ve yer yer ender görülecek ölçüde iki metreye kadar düşen genişliği ile Türkiye’nin nadide doğal güzelliklerinden biridir. Karaçay’ın kanyonun bazı kesimlerinde yıl boyu süren yüksek debili akışı ve kanyonun dik kayalarla oluşan morfolojik yapısı uzun yıllar bölgenin keşfini güçleştirmiştir. Bunun yanı sıra bölgenin keşfi sonrası kanyonda bulunan mağaralar ve insanların geçmiş dönemlerde bu alanda yaşadıklarına yönelik bazı kalıntıların bulunması nedeniyle bölgeye bu gizemli ve vahşi doğasını ifade eden Saklıkent ismi verilmiştir.

Saklıkent Kanyonu 18 kilometre uzunluğundadır. Ancak bu alanın yaklaşık olarak altı kilometrelik kısmı yürüyüş için uygunken kalan kısımlara ulaşmak için profesyonel tırmanış bilgisi ve dağcılık ekipmanları gereklidir.

Saklıkent Kanyonu’nun turistik ziyaretlere ev sahipliği yapabilmesi için girişine kanyonun dik ve sert yamaçlarına tutturulan demir çubuklar ile inşa edilen 200 metrelik bir tahta köprü bulunmaktadır. Bu köprü sayesinde şiddetli akıntısı ve soğukluğu ile içinden geçilmesi imkânsın olan sudan geçiş sağlanmaktadır.

Saklıkent kanyonunda alanların bir kısmındaki akıntıların kaynağı doğal yağış suları olduğundan özellikle bahar ve yaz aylarında ziyaret için daha uygundur. Ziyaret eden kişi ya da grupların daha güvenli bir deneyim yaşaması açısından akıntıların debilerinin nispeten düşük olduğu bu iki sezon aktif olarak kullanılmaktadır. Turistik açıdan bölgeyi ziyaret edenlere doğal bir görsel şölen sunan kanyon aynı zamanda rafting, yürüyüş ve tırmanış severler için de eşsiz bir rekreatif faaliyet alanı sunmaktadır. Özellikle her mevsim yüksek olan debisi ile Karaçay’da yapılacak bir rafting sonrası çamur banyosu da ziyaret edenlerin kaçırmadıkları deneyimler arasındadır. Bölgede su üzerinde yemek imkanı sunan restoranlar ve doğal alanlardaki kır lokantalarında benzersiz lezzetleri ile balık ve köy yemekleri yeme imkanı bulunmaktadır.

1996 yılında bölge Saklıkent Milli Parkı olarak ilan edildi ve koruma altına alındı. Kanyonun turizm geçmişi ise 1990 yılında görsel medya tarafından hazırlanan ve sunulan bir tanıtım filmi ile doğal tatil cenneti olarak dünyaya tanıtılmasına dayanmaktadır. Daha önceki dönemlerde bölge halkı ve çevre köylerde yaşayanlarca bilinen kanyon, 1990 yılından itibaren eşsiz bir turizm cazibe unsuru olarak değerini sürdürmektedir.

Saklıkent Kanyonu’na ulaşım için farklı bölgelerden çeşitli alternatifler mevcuttur. Antalya ve Muğla arasında bir sınır olmasından dolayı bölgeye hem Antalya’ya bağlı Kaş ve Kalkan ilçelerinden hem de Muğla’ya bağlı Fethiye ilçesinden kolaylıkla ulaşım sağlanmaktadır. Özellikle rekreatif faaliyetler ve rekreasyon turizmi için büyük önem taşıyan Saklıkent Kanyonu, doğaseverler ve huzurlu dinlenme ortamı arayan turistler tarafından görülmesi gereken doğal güzelliklerden biridir.

Yararlanılan Kaynaklar

Akgün A. (2015). Türkiye’nin Kanyonları, https://docplayer.biz.tr/, (Erişim tarihi: 03.01.2021); Kartal M.Y., Saklıkent Kanyonu, Bir Muğla Seyahati, Güney Ege Kalkınma Ajansı-GEKA, https://geka.gov.tr/, (Erişim tarihi: 31.12.2020); Muğla’da Geçmişin İzleri (2016). Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Dergisi, www.mugla.bel.tr, (Erişim tarihi: 02.01.2021).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Atiker M.(1993). Karaçay (Saklıkent) Kanyonu, Bilim ve Teknik, e-dergi.tubitak.gov.tr, (Erişim tarihi: 03.01.2021).