Osmanlı Dönemi İzmir Otelleri

Konaklama Tesisi Otel

(XIX. yüzyıl - XX. yüzyılın ilk çeyreği)

Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı’ya açılan en önemli ticaret limanlarından biri olan, Avrupa ülkeleriyle yoğun ilişkiler halinde bulunan ve önemli bir Levanten nüfusu bünyesinde barındıran İzmir, Osmanlı İmparatorluğu’nda konaklama yapılarının modernleşmesini temsil eden otellerin ilk ortaya çıktığı kentlerden biridir. Avrupa’da Endüstri Devrimi paralelinde varlık bulan teknolojik, düşünsel, yaşamsal gelişmeler, ulaşım ve konaklama alanına da yansımış; demiryolları ve buharlı gemiler seyahat anlayışını dönüştürürken konaklama yapılarından beklentiler artmış; hanların yerini oteller almaya başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul, İzmir gibi kozmopolit liman kentlerinde varlık gösteren ilk oteller de Batılılaşma döneminin kurumları ve yaşantıyı modernleştirmeye yönelik dinamikleri dahilinde ve Avrupa ile sürdürülen etkileşimler çerçevesinde şekillenmiştir. İzmir kentindeki ilk oteller, Avrupa kökenli tüccar ve gezginlerin konaklama ihtiyaçlarını kendi yaşam biçimlerine uygun bir şekilde sağlamak üzere Frenk Mahallesi’nde XIX. yüzyılda tesis edilmiş; süreç içinde geleneksel ticaret merkezi Kemeraltı ve Basmane’de de oteller açılmıştır. İzmir kentinin farklı bölgelerindeki Osmanlı dönemi otelleri, mimarileri ve yaşantıları açısından farklılıklar göstermekte; bu çeşitlenme gerek yapıların ilişkilendikleri kültür gerekse kentsel çevrenin özellikleri dolayısıyla ortaya çıkmaktadır.

Frenk Mahallesi’ndeki oteller, liman ve rıhtım inşasıyla ortaya çıkan Kordonboyu üzerinde yoğunlaşmış ve buradaki sıkışık parsel düzeninde şekillenmiş olup; birahane, kafe, balo salonu, kulüp gibi mekânlarının yanı sıra Neo klasik akım gibi dönem eğilimlerini yansıtan mimarileriyle de Batı tarzı unsurlar taşımaktadır. Yapılar genelde iki ya da üç katlı nadiren dört katlı olup cephelerde simetriye önem verildiği, giriş aksının vurgulandığı, alınlık, pilaster, silme, söve, portal, balkon, cumba gibi yapı öğeleri ile kabartma biçimindeki figüratif süslemeler kullanıldığı, otel isminin parapetin, alınlığın, veya balkonun üzerinde, ya da ön cephe duvarının yukarısında büyük puntolarla yeraldığı görülmektedir. Kordonboyu otellerinde genelde orta geçitli otel, yan geçitli otel ve yan girişli otel olmak üzere üç belirgin plan tipolojisi uygulanmıştır. Rıhtım hattı ve arkadaki paralel cadde ile ilişkilenen ve kapılarla kontrol edilen geçitli şemaya yönelik çözümlerden biri, geçitin zemin katın orta aksına yerleştirildiği ve her iki yönde ise çeşitli hacımların tasarlandığı orta geçitli şema, diğeri ise geçitin zemin katın bir tarafında yer aldığı ve diğer yönde de çeşitli hacımların bulunduğu çözüm yan geçitli şema'dır. Orta geçitli otellerin programları daha kapsamlı olup yan geçitli otellerin programları kısıtlıdır. Commune, Edremit, Egypte, Elphiniki, Epire, Grand Huck (M.Mille, Deux Augustes), Kraemer Palace Otelleri orta geçitli otel, Ioannina, Londres, Macedoine, Roumelie Otelleri ile, Rus Postahanesi’nin yanında yer alan otel ise yan geçitli otel tipolojisini yansıtmaktadır. Kordonboyu’ndaki köşe parsellerde konumlanan Alexandrie, Anatolie, Constantinople, Ile Metelin, Lespos et Kidonie Otelleri ise yan girişli otel tipolojisinde olup üç cepheli bu otellerin girişleri Kordonboyu’nu dik kesen sokaklar üzerindedir. Osmaniye Caddesi’ndeki Astre d’Anatolie, Kordonboyu üzerindeki Concorde Oteli, İngiliz İskelesi Sokağı’ndaki Leonidas, İkinci Kordon Caddesi üzerindeki Ville Otelleri ise farklı çözümlere sahiptir. Bölgenin yoğunluğundan dolayı zemin katlarda otel giriş holü, kafe-bar, lokanta gibi mekânların yanı sıra ticari kullanımlara da rastlanmaktadır. Örneğin Kraemer Palace Oteli’nin zemin katında, özellikle gemilerin gıda ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayan bir mağaza, Commune Oteli’nin girişinin sağında bir bakkal dükkanı, Epire Oteli’nin İkinci Kordon yönünde bir basımevi, Grand Huck ve Londres Otelleri’nin zemin katında da posta büroları bulunmaktadır. Kraemer Palace Oteli, ünlü lokantası ve barının yanı sıra üst katında yer alan Hellenique Kulüp dolayısıyla da kentin sosyal yaşantısında önemli bir yer tutmuştur. Grand Huck Oteli de bölgenin seçkin tesisleri arasında sayılmaktadır. Bölgedeki diğer otellerin de zemin katlarında yer alan kafe, bar, lokanta gibi birimler Batı tarzı bir yaşantının sergilendiği mekânlar olarak varlık bulmaktadır. Astre d’Anatolie, Concorde, Leonidas, Ville Otelleri farklı plan şemalarına sahip olup İkinci Kordon Caddesi’ndeki Ville Oteli, lokanta, içki mahzeni, hizmetleri ve bitişiğindeki tiyatroların varlığıyla iddialı bir tesistir. Europe, Great Smyrna, Mille, Orient, Royal Navy, Central (Merkez) Otelleri de Frenk Mahallesi’nde yer alan ancak tipolojisi hakkında yeterli bilgiye ulaşılamayan tesislerdir. Kordonboyu üzerindeki Central (Merkez) Oteli, birahane, lokanta, sıcak-soğuk banyo, çamaşır yıkama-ütüleme, tercüman gibi imkânlarıyla bölgenin iyi tesisleri arasında sayılmaktadır. Bu bölgedeki oteller 1922 yangını ve sonraki süreçlerde ortadan kalkmıştır. Konuttan dönüştürülmüş bir otel olan, tarihinde Atatürk’ü ve çeşitli devlet adamlarını konuk eden Kordonboyu’ndaki Naim Palas ise müze işleviyle günümüze ulaşmıştır.

Kentin geleneksel ticaret merkezini oluşturan ve hanların yoğunlaştığı Kemeraltı’nda varlık bulan otellerin, han geleneğinin üzerinde şekillendiği görülmektedir. Çoğu han parsellerinin üzerinde yerleşen bu oteller, Kemeraltı’nın yapılaşma düzenine uygun şekilde avlulu otel olarak nitelenebilecek bir tipolojiye sahiptir. Daha çok Hükümet Caddesi'nin üzerinde yoğunlaşmış olan bu oteller genelde kentin köklü ailelerine ait olup müşterilerinin çoğunu bölge tüccarları teşkil etmiştir. Ekmekçibaşı, Evliyazade, Gaffarzade, Güzel İzmir, Hacı Ali Paşa, Hacı Hasan (Yeni Şükran), Hacı Sadullah, Kemahlı (Kemahlı İbrahim Bey), Meserret Ragıp Paşa Otelleri bu grup otellerdendir. Çoğunluğu iki katlı olan; kimisinde de ara katlar bulunan bu yapıların giriş cepheleri yoğun ticari bölgenin koşullarına uygun şekilde dar tutulmuş; iç avlularla sokağın hareketliliğinden uzak, sakin ve gölgeli mekânlar yaratılarak yapıların cephe yüzeyi de çoğaltılmıştır. Zemin katta kahve, lokanta, ahır gibi mekânlarla, dükkan, depo gibi hacımlar ve içinde merdiveni de barındıran otel giriş holü; üst katta da odalar ve genel hacimler olarak çözümlenen ıslak mekânlar bulunmaktadır. Avlu girişinin hemen yanında bulunan, erkeklerin nargile, kahve, çay ve meşrubat içerek oturdukları kahveler, bu tip otellerde karakteristik bir unsurdur. Bazı tesislerde lokanta da mevcut olup bunların en tanınmışı, Hacı Hasan (Yeni Şükran) Oteli’nin altında yer alan Şükran Lokantası’dır. Ragıp Paşa Oteli’nin zemin katında ünlü Şifa Eczanesi, Güzel İzmir Oteli’nin giriş cephesinde bir bakkal dükkanı mevcuttur. Bölgede Anadolu, Asya, Ardahan, Cihan, Ferah Pansiyonu ve Şerif Paşa, Halk, Mesut Otelleri gibi isimlerine rastlanılan ancak tipolojileri hakkında bilgi bulunmayan tesisler de mevcuttur. Zevk-i Selim Oteli ise konuttan otele dönüştürülmüş bir tesistir. Kemeraltı’nın girişinde Hükümet Konağı'nın karşısında yer alan Askeri Otel ve burada sonradan yapılan düzenlemelerle varlık bulan Ankara Palas Oteli, geleneksel ve modern tarzdaki ikili mimarisiyle dikkat çekmektedir. Bu bölgedeki otellerin bir bölümü işlevlerini sonraki dönemlerde de sürdürmüş ancak XX. yüzyılın ikinci yarısında bir bölümü iş-ticaret işlevlerine uyarlanmıştır. Bölgede günümüze kadar işlevini sürdürmüş olan tek otel Hacı Hasan (Yeni Şükran) Oteli’dir.

İzmir kentini Anadolu’ya bağlayan önemli bir kapı durumundaki Basmane Garı ile ilişkili durumunda olan ve Kemeraltı’na eklemlenen Basmane bölgesi ise otellerin erken ortaya çıktığı bölgeler arasındadır. Yaygın olarak büyük konutların otele dönüştürüldüğü bu bölgede nadir olarak otel olarak inşa edilmiş tesisler de bulunmaktadır. Kentin köklü ailelerine ait olan Sadık Bey (Yeni Sadık Bey) ve Tevfik Paşa Otelleri, konuttan dönüştürülmüş otellerin en tanınmış olanları arasında sayılmakta olup bu tesisler işlevlerini statüleri değişerek de olsa günümüze kadar sürdürmüştür. Otel olarak inşa edilmiş olan Cihan Palas (Emniyet Oteli) ise seçkin bir tesis olarak sonraki dönemlerde de varlık göstermiş daha sonra kapanmıştır. Bölgede konutların otele dönüştürülmesi, İzmir Enternasyonal Fuarı ve Kültürparkı’nın açıldığı Erken Cumhuriyet döneminde artmış; bölgedeki konaklama işlevi günümüze kadar devam etmiştir. Tarihi konutların otel olarak kullanıldığı ve Sadık Bey (Yeni Sadık Bey) Oteli’nin başlangıcında olduğu Oteller Sokağı (1296 Sokak) bu konuda ilginç bir örneği oluşturmaktadır. Bölge 2000 yılında İzmir Oteller Tarihi kitabının yayınının ardından kitap yazarının önerisiyle koruma amaçlı imar planında Oteller Bölgesi olarak işaretlenmiş olup bu yönde sağlıklaştırılması konusunda çalışmalar sürdürülmektedir. Bölgede, Balıkesir, Cumhuriyet, Şark, Uşak, Yeni Anadolu, Yeni İzmir, Yeni Zafer Otelleri gibi otel adlarına rastlanmakta ise de bu tesislerin tipolojisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Bir aile işletmesi olan Büyük Abdülkadir Paşa Oteli’nin ise konuttan otele dönüştürüldüğü bilinmektedir. Fevzi Paşa Bulvarı üzerindeki Aydın-Kasaba (Huzur) Oteli de bu bölgedeki erken gelişmelerin bir parçası olarak görülebilmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Kayın, E. (2000). İzmir Oteller Tarihi. İzmir: İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı; Kayın, E. (2000). İzmir’de Konaklama Anlayışının Dönüşümü: Tarihi İzmir Otelleri, Arredamento Mimarlık, 100: 30-31; Kayın, E. (2004). Oteller Sokağı/Oteller Bölgesi/Kemeraltı Neden, Nasıl Korunsun?, Ege Mimarlık, 52: 31-36; Kayın, E. (2013). Konaklama Yapıları Mimarisi, İzmir Kent Ansiklopedisi Mimarlık, İkinci Cilt, 2:61-141; Kayın, E.(1998). Historical Evolution of Hostelry Buildings with Particular Reference to those within the Inner-city of İzmir from the 17th to the First Quarter of the 20th Centuries (Yayımlanmamış doktora tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.