Mehteran
Doğal ve Kültürel Miras Somut Olmayan Kültürel Miras
-
2025
Mehter, savaşta askerin cesaretini artırır, düşmanı korkutur onlara karşı psikolojik üstünlük sağlardı. Gündelik hayatta ise neşe kaynağı olarak insanları coştururdu. Osmanlı Ordusu'nun zaferlerinde mehteranın önemli etkisi olmuştur. Türkler, savaşlarda davul ağırlıklı müzik aletleri kullanırlardı. Çalınan çalgıların yüksek tondaki, yeri göğü inleten müziği hep gurur kaynağı olmuştur.
Mehter Takımı’nın kökenleri Orta Asya'ya dayanır. İlk olarak Hunlar'da görülür. Yüz yıllar boyunca Türk devletleri tarafından savaşlarda çok değişik çalgı aletleri kullanılmıştır. 1211 yılında Selçuklu Sultanı Birinci Gıyaseddin Keyhüsrev Bizans’a karşı Alaşehir Savaşı'na hazırlık yaparken ordusuna katılmaya gelen diğer askeri grupları mehteranın dağı taşı inleten müziğiyle karşılamıştır.
Osmanlı Ordusu'nun Mehteran takımı Yeniçeri birliğinde silahsız bir müzik grubuydu ve dünyanın en eski askeri bando topluluğudur. Osmanlı’da mehterin kuruluşu, 1284 yılında Selçuklu Sultanı İkinci Mesud’un Osman Gazi'ye egemenlik fermanı ile birlikte gönderdiği mehter çalgı aletleri sayılmaktadır. Osman Gazi armağanları teslim aldığında ayağa kalkarak nevbet (konser) çaldırdığı söylenir. O günün anısı mehteran gösterilerinde çalınan bir kırmızı davulla hala yaşatılmaktadır. Evliya Çelebi ise Osmanlılar'da ilk davul çalanın Orhan Gazi olduğunu bu davulun Bursa'daki kabri üzerinde kırmızı bir örtüyle asılı olduğunu yazar. (Bu davul deprem veya yangında yok olmuştur)
Âşık Paşazade “Osmanoğulları’nın Tarihi” adlı eserinde mehteranın düşmanı nasıl korkuttuğunu yazar. Sultan I. Murad zamanında (1364) Sırplar Edirne’yi almak üzere Meriç Nehri kıyısına kadar gelmiş ve kamp kurmuşlardı. Hacı İlbey komutasındaki Osmanlı Ordusu akşam karanlığında mehterin çok yüksek sesle çaldığı çalgılar ile saldırıya geçer. Henüz uykuda olan Sırplar mehteranın korkunç gürültüsüyle uyanınca paniğe kapılırlar. Ne olduğunu tam anlayamadan birbirlerini çiğneyerek Meriç’e doğru kaçarlar, yüzerek karşı kıyıya ulaşmaya çalışan birçoğu suda boğularak ölür.
1402’de, Ankara Savaşı’nda hem Yıldırım Bayezid’in hem de Timur’un ordularının mehter müziği çaldığı bilinmektedir. 1453’de İstanbul’un fethinde 300 kişiden fazla mehter birliği müziğiyle fetihe coşku katmıştır.
1683 yılında, İkinci Viyana Kuşatması'nda şehrin çevresinde mehter takımları gece gündüz nevbet vururlar. Müzikleri kadar ilginç üniformaları da Viyanalılar üzerinde çok etkili olur. Kuşatmanın bozguna uğramasıyla korumasız ve silahsız olan mehteran geri çekilirken tüm çalgıları düşman tarafından ele geçirilir. Bu çalgılar bugün çeşitli Avrupa müzelerinde sergilenmektedir
1826 yılında, mehteran İkinci Mahmud tarafından yeniçeri teşkilatı ile birlikte kaldırılır. Yerine batıdaki bandolar örnek alınarak “Muzikayı Hümayun” kurulur, (1828). Başına da İtalyan müzik bilgini, sonradan paşa olacak, Giuseppe Donizetti getirilir. 1900’lü yıllarda Enver Paşa’nın emriyle "Mehteran-ı Hakaniye" adıyla yeniden kurulur. Balkan Savaşları (1912-1913) ile Birinci Dünya Savaşı'nda (1914-1918) Osmanlı cephelerinde çalınan mehter müziği askerlere cesaret ve güven vermiştir. 1914’te yeni bestelerden bir repertuvar oluşturulur. 1935 yılında mehteran bölüğü tekrar kaldırılır. 1952’de Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut tarafından yeniden kurulur. 29 Mayıs 1953’te İstanbul’un fethinin 500. yılı kutlama törenlerinde mehteran halkın büyük beğenisiyle karşılanır. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Mehteran Birliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, bazı büyükşehir belediyelerin, üniversitelerin ve STK’lar ile derneklerin mehteran takımları vardır.
Mehteran savaşa at sırtında sürekli çalarak katılırlardı. Savaş meydanlarında yeri göğü inletircesine çalar, kuşatmalarda düşmanı uyutmamak, psikolojik üstünlük sağlamak için gece gündüz kesintisiz çalarlardı. Barış zamanında ise sarayda, önemli günlerde şehzadelerin doğum ve sünnet düğünlerinde, şenliklerde İstanbul’da kendileri için ayrılmış “Mehter Yeri’nde konser verirlerdi. İkinci Beyazıd’ın (1481-1512) Edirne’de yaptırdığı şifahanede de hastalara mehter müziği dinletilirdi. Düşmanı korkutan mehter müziği ilginç olarak Eflak Boğdan Prensleri tarafından dini törenlerde çalınmıştır.
Mehteran hilal şeklinde dizilir, mehterbaşı ağa zurnasıyla hilalin ortasında “merhaba ey mehteran!” diye seslendikten sonra, sağ eli göğsünde selam verir. Mehterler de “merhaba mehterbaşı ağa!” diye karşılık verirlerdi. Mehterbaşı “hasdur nevbete sala!” ((doğru dur, çalgı vurmaya başla) komutunu verir çalacaklarını eserin adını söyler sonra da, “haydi yallah!” diye konseri başlatırdı. Marşlardan sonra Padişahın ad ve lakapları sayılır Ve bilcümle ehli İslam’ın necat ve saadet ve selametine; pirler, erenler, üçler, yediler, kırklar, göçenler demine, devranına huu diyelim, huuu! ”hep birlikte “huu” çeker ve tören sonlanırdı.
Mehter müziği Batı askeri müziğine ilham vermiştir. Mozart mehter marşlarından esinlenerek, Rondo alla Turca -Türk Marşı adlı eserini bestelemiştir. Bu eser Batılı müzikler gibi 4/4'lük ölçüyle değil de mehter marşları gibi 6/8'lik ölçüyle bestelenmiştir.
Mehter: Farsça Mihtar; en büyük, en üstün ve müjdeci” anlamındadır.
Mehteran: An Farsça çoğul ekidir, mehterler demektir. Derviş dervişan, Can canan, rehber rehberan, fatih fatihan gibi
Mehterhane: Zurna, nakkare, boru, zil, davul ve kösten kurulu askeri mızıka takımıdır. Mehterhanei Hakani - Mehterhanei Hümayün: Padişahlara ait olanlarına denir.
Mehteran bölüğü: Harp Dairesi Askeri müze müdürlüğüne bağlı bölüktür.
Mehter müziği: Klasik Türk müziğinin özelliklerini taşır. Değişik zamanlı 26 usul kullanılır: Peşrev, saz semaisi, söz semaisi, cengi harbi, türkü, murabba, raksiye, kalenderi vs.dir.
Mehter yürüyüşü: Yürüyüşe sağ ayakla başlanır, üç adım attıktan sonra sağa doğru dönülerek durulur; sonra sol adımla yürüyüşe başlanır, üçüncü adımda durularak sola doğru dönülür. Mehteran duraklayarak yola devam eder, geri adım atmaz.
Mehteran Duası:
Nağme: Duaya başlamadan önce, dinleyicileri duaya hazırlamak ve dikkatlerini toplamak için ney ve zurna gibi çalgı aletleriyle kısa bir nağme çalınır. Mehteran düşmana hücum etmeden önce Saff Suresi’nin 13. Ayetini okurdu: ”Allah'tan bir yardım, çok yakın bir fetih... İman sahiplerine müjde ver!” Bu sure Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun kapısının arka tarafında da yer almaktadır.
Salavat: Nağmenin ardından, Hz. Muhammed'e salat (saygı duası) ve selam okunur.
Dua: Allah'a yalvarış, zafer, barış, sağlık ve refah gibi temenniler yer alır.
Harp Duası: Fetih suresinin 1. Ayeti okunur. Çalgılara hafif hafif vururken “Allah Allah”, “Yektir Allah”, “Ya Fettah” (çok fetheden) diye bağırılır ve baş eğilir.
Gülbangi: Mehter müziğinden sonra yapılan duaya denir. Eyyamı adiye: Olağan günler, Cenk Gülbangi; Savaşa başlamadan önce okunan dualardır. Gülbangi Muhammed’i; Hz. Muhammed'e salat ve selam içerir.
Marş: Duanın sonunda “hu!” çekilir, sonunda da üç defa kös vurulur. Coşkulu bir marş çalınır.
Bölümlerin Yapısı:
İcracılar: Mehteran müziğini icra eden müzisyenlerdir.
Askerler: Mehteran gösterilerine görsellik ve coşku katarlar.
Yöneticiler: Bu grupta mehteran başı, bölükbaşı ve çavuşlar yer alır. Çavuşların elinde çevgan (çatal uçlu değnek) vardır. Mehterhane başçavuşu sarı entari, yeşil sarıklı kavuk, sarı mest giyer, sarı kemer takar ve hançer taşır.
Mehteran bölüğü Osmanlı İmparatorluğunda 100 ile 300 kişi arasında müzisyen ve askerden oluşabiliyordu. Günümüzde çoğunlukla 20 ile 50 kişiden oluşmaktadır.
Çalgı Aletleri (Evliya Çelebi altmış çalgı aleti ve çalgıcıyı sayar)
Davul: Mehteranın ritmik temelini oluşturan en önemli alettir. Farklı boyutlarda davullar kullanılır ve her birinin kendine özgü bir ismi ve işlevi vardır.
Kös: Davuldan daha büyüktür ve daha gür bir sese sahiptir.
Zurna: Mehteranın kuvvetli ve tiz ve yüksek sesli çalgısıdır.
Ney: Duygusal ve hüzünlü ses tonu ile dinleyiciyi etkiler.
Def: Farklı boyutlarda defler kullanılır
Bendir: En yaygın kullanılan def türüdür.
Kudüm: Bendirden daha küçük ve daha tiz seslidir. : İki küçük davuldan oluşur.
Rebap: Telleri ile farklı bir ses tonu üretir ve genellikle sololarda kullanılır.
Zil: çeşitli boyutlardadır, ritme çeşitlilik katar.
Mehteran Nağarası: Bir çeşit davuldur. Mehteranın giriş ve çıkışlarında çalınır.
Boru: Savaşlarda ve törenlerde kullanılan bir üflemeli çalgıdır.
Şakrak: Ritme eşlik eden, metalden yapılmış küçük bir çalgıdır.
Nakkare: İki küçük davuldan oluşan vurmalı çalgı.
Çevgan: Üzerine küçük zil takılmış bayrak benzeri bir aksesuar.
Referanslar
Ögel, B. 1991). Türklerde Devlet ve Ordu Mehteri (Hunlardan Osmanlılara) 8. Cilt. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları; Aşık Paşazade (2003). Osmanoğulları'nın Tarihi, K Kitaplığı 28 Anatolia 3 Koç Kültür Sanat Tanıtım A.Ş.; Ortaylı, İ. (2008). Osmanlı Sarayında hayat. İzmir: Yitik Hazine Yayınları; Koca, S. (2000). Selçuklu Devri Türk Tarihinin Temel Meseleleri. Berikan Yayınevi; Evliya Çelebi (2000). Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi İstanbul Birinci cilt, İkinci kitap. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.