Hüseyin Gazi Medresesi ve Tekkesi

Doğal ve Kültürel Miras Medrese

Alaca ilçesinin üç kilometre güneyinde Söğütözü mevkiinde, yeni ismiyle Özhan Mahallesi’nin güney sınırlarında yer alan Selçuklu dönemi yapılar grubundan oluşmaktadır. Medrese, türbe, imaret/aşevi, misafirhane, mescit, çeşme ve havuzdan oluşan bu yapılar grubu, inşa tekniği ve kullanılan malzemeler yönünden Anadolu Selçuklu, II. Kılıç Arslan (1155-1192) veya I. Alaaddin Keykubat (1220) dönemlerine tarihlenmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından şahıslara satışı yapılan yapı 17. 11. 1978 tarihinde A-1401 numarası ile tescil edilmiştir. Güvenlik amacıyla bu binaların etrafı duvar ve teller ile çevrildi ve ziyarete kapalıdır. Hüseyin Gazi Medresesi ve Tekkesi, Anadolu Selçuklu yapıları içerisinde yapılan sınıflandırmalarda olduğu medrese ve türbenin ağırlığını koyduğu tek katlı, açık avlulu yapılar grubuna girmektedir. Medrese, türbe ve imaret/aşevi aynı avluya açılarak bir bütünlük göstermektedir. Misafirhane, mescit, çeşme ve havuz ise avlu dışında yer almaktadır.

Hüseyin Gazi Medresesi

Halk arasında Hüseyin Gazi Tekkesi olarak adlandırılan yapı grubu kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir alan içerisinde birbirine geçme iki bölüm biçiminde düzenlenmiştir. Yapıya doğu tarafındaki giriş kapısından (taç kapıdan) girilmektedir. Taç kapıdan koridora geçilerek aşevine ve güney tarafındaki medrese avlusuna açılmaktadır. Avlunun güney doğu köşesinde Hüseyin Gazi Türbesi, kuzeyinde çeşme, kuzeybatısında mescit ve misafirhanesi bulunmaktadır. Bu yapı grubunun günümüzde iyi durumda olan kısımları türbe ve giriş (taç kapı) kapısıdır. Bu yapı grubunun tarihlenmesinde en önemli eser taç kapı olarak kabul edilmektedir. Kapı üzerinde kitabe bulunmamasına rağmen yapım tekniği ve kullanılan malzemeler yapıların ait oldukları dönemin tespit edilmesini sağlamaktadır. Beyaz ve siyah mermerden yapılan taç kapı binanın doğusuna açılmaktadır. Kapının üzerinde Selçuklu karakteri gösteren bitkisel öğeler ve kitabenin iki yanında iki tane oymalı yuvarlak süs (kabara) vardır. Anadolu Selçuklu yapılarında renkli mermer malzemenin kullanıldığı yapılar oldukça sınırlı sayıdadır. Konya-Karatay Medresesi, Konya-Ulu Camii, Sivas-Gök Medrese bu tarz yapıların en güzel örneklerini teşkil etmektedir. Sanat tarihi açısından önemli bir yapı olan giriş kapısı Sarıhan kapısına benzemektedir. Basit bir bordürün çerçevelediği taç kapı (görkemli giriş kapısı) kemeri yedi sıra dışa doğru simetrik biçimde taşan özel biçimlendirilen taşlarla (stalâktit) yapılmıştır. Altta üzerinde yazı bulunmayan levha bulunmaktadır. Taç kapının sağında ve solunda iki tane iki küçük ince sütun bulunmaktadır. Sütunlardan birinin gövdesi, diğerinin ise bitkisel süslemeli başlığı sağlamdır. Giriş kapısının sağında ve solunda birbirine bakan iki tane nöbetçi bekleme yeri (mahfil) bulunmaktadır. Medrese duvarı ile taç kapı arasında bağlantının olmaması ve duvar boşluklarının (dilatasyon) olması nedeniyle kapının başka bir yerden getirildiği ihtimali (Karahisar Temürlü’den) söz konusudur. Binaların duvar köşelerinde, kapı ve pencerelerinde (lento ve söve) kullanılan kesme taş malzemeler taç kapıdan farklıdır. Genel bir bütünlük sağlamamaktadır. Roma ve Bizans dönemlerine ait devşirme (tespit edilen sekiz adet) malzemeler de bulunmaktadır.

Kuzey duvarında ocak yeri bulunduğu için bu kısmın imaret/aşevi olduğu düşünülmektedir. Giriş holünün batı duvarında kesme taştan örülen kemerli basit bir kapı ile avluya girilmektedir. Giriş kapısı ile avlu arasında bir eyvan (üç tarafı kapalı, önü açık, tavanı yüksek kemerli oda) bulunmaktadır. Duvar kalıntılarından eyvanın yanlarında öğrenci odaları olduğu anlaşılmaktadır. Avlunun güneyinde bulunan eyvanın batı tarafında bir oda, doğusunda ise türbe bulunmaktadır. Sonra yapıldığı anlaşılan tadilatla eyvanın güney duvarında açılan kapıdan bu bölüme geçiş sağlandığı anlaşılmaktadır. Taç kapı ve türbe süslemelerinden sonra en sağlıklı ve kaliteli bezemeler misafirhane ve mescit bölümünde bulunmaktadır. Kitabesi tahrip edildiği için inşa tarihi hakkındaki bilgiler kesin değildir. Tek katlı olarak yapılmıştır. Doğu tarafından yuvarlak kemerli bir kapıdan içeriye girilmektedir. Kapıdan içeri girildiğinde bir holle karşılaşılmaktadır. Bu holde bulunan iki kapı ile misafirhane ve mescit bölümlerine geçilmektedir. Binanın doğu ve batı duvarlarında ölçüleri birbirinden farklı 14 pencere bulunmaktadır. İç mekânda döşeme seviyesinden örtü bitimine kadar tüm alanı kaplayan farklı renkli boyalar kullanılarak yapılan kalem işi süslemeler bulunmaktadır. Süslemeler kuru sıva üzerine su ve tutkal karışımı toprak ve kök boya kullanılarak yapılmıştır. Bu süslemelerde sekizgen, daire ve sekiz kollu yıldız motifleri ile geometrik şemaları, kıvrık dallar, çiçek türleri, yaprak motifleri, doğadan izler ile bitkisel kompozisyonları, vazo, ibrik, kap ve insan detayları bulunmaktadır. Bunların yanı sıra misafirhanenin giriş kapısındaki kilit taşı üzerinde 12 kollu yıldız motifi (bu motif Bektaşi simgesi olup 12 imamı temsil etmektedir), altında ise ters ay yıldız ve lale motifi (bu motifin daha çok Geç Osmanlı dönemi 1905-1915 yılları arasında kullanıldığı bilinmektedir) vardır. Orijinal örtüsü beşik tonoz olmasına rağmen günümüzde kırma çatı yapılmıştır.

Hüseyin Gazi Türbesi

Avlunun güneydoğusunda yer almaktadır. Halk arasında ve arşiv belgelerinde Hüseyin Gazi Tekkesi olarak da bilinmektedir. Dikdörtgen planlı, tekne tonoz (yuvarlak kemer, kubbe) örtülüdür. Dışarıdan gözüken kubbe yalancı olup daha sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Duvarların alt kısımlarında taş, üst bölümlerinde yer yer tuğla kullanılmıştır. Tuğla ve taşlar Horasan harcı ile birbirine tutturulmuştur. Türbeye yuvarlak kemerli, taş çerçeveli, işlemeli bir kapıdan girilmektedir. Kapı kemerindeki kilit taşı üzerinde 12 köşeli yıldız motifi vardır. Kapı üzerindeki kitabede dört sıra yazı bulunmaktadır. Türbenin iç kısmında kalem işi onarım kitabeleri, Hüseyin Gazi’nin silsilesi ve bezeme şeritleri vardır. Duvarlarda Allah, Muhammed ve halifelerin adları yazılıdır. Duvarların üst bölümünde her duvarda bir adet olmak üzere dört tane pencere bulunmaktadır. Pencereler dikdörtgen çerçeveli olup içten dışa doğru daralan mazgalla dışa açılmaktadır. İki pencerenin üzerinde beş köşeli yıldız motifinin yer aldığı niş kısımları yapılmıştır. Türbenin tonozunun göbek kısmında, mavi zemin üzerine yapılan beyaz çiçek motifi iç içe dairesel çizgilerden yapılmıştır. Türbe içerisinde bir adet mezar bulunmaktadır. Mezarın baş kısmında 12 dilimli sarıklı mermerden bir mezar taşı vardır. Mezar taşının ön yüzünde sekiz sıra eski yazı kitabe, arka yüzünde kalp biçiminde mermer bir kurna vardır.

Yararlanılan Kaynaklar

Ayhan, M. (2002). Geçmişten Geleceğe Etonya Hüseyinabad Alaca. Çorum: Alaca Kaymakamlığı Merkez ve Köylere Hizmet Götürme Birliği; Özüdoğru, A. (2008). Çorum Kültür Envanteri. Çorum: Çorum Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü; Solmaz, C. (2013). Hüseyin Gazi Külliyesi ve Hüseyin Gazi’nin Alevi-Bektaşi Geleneğindeki Yeri (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Çorum: Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Şahin, M. K. (2018). Çorum ve Çevresinde Anadolu Selçuklu Dönemi Düşünce ve Kültürünün Oluşumunda Bazı Yapılar Üzerine Yorumlar, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 44; 177-200.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Gündoğdu, O. (2016). Alaca Hüseyin Gazi Külliyesi Üzerine Değerlendirme. İçinde; M. Cengil, P. Avşar-Karabaş, E. Derman, A. Özdemir, C. Y. Göker, M. E. Çalmaz, N. Yılmaz-Toprak, S. Civelek ve S. Tuluk (Editörler), Uluslararası Geçmişten Geleceğe Sanat Sempozyumu ve Sergisi (ss. 544-564). Çorum: Hitit Üniversitesi.