Hassuni Mağara Yerleşmesi

Doğal ve Kültürel Miras Mağara

Kapadokya ve Hierapolis gibi doğal ve kültürel mirasın iç içe geçtiği alanlar turizm açısından ayrı bir önemdedir. Hassuni Mağaraları da Türkiye’de kültürel ve doğal turistik arz unsurlarının bir araya geldiği ender yerlerden biridir. Silvan ilçesi, Bahçe Köyü sınırları içinde Gaza Hassan Sırtları denilen Diyarbakır–Silvan–Batman karayolunun kuzeyinde bulunan kalker kayalıklarda yer almaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer alan mağaralar Hassuni adıyla tescil edilmiştir.

Eosen yaşlı, kalker litolojili Midyat formasyonunun çevresinde Eosen-Oligosen yaşlı flişler bulunmaktadır. Bu formasyonun litolojik özelliği Batman ve Hasankeyf çevresinde mağara barınakları ve kale inşası bakımından önemlidir. Mağaralar da bu formasyonun uzantısı dağlık alanın yamaçlarında bulunmaktadır. Hassuni Vadisi ve Mağaraları Güneydoğu Toroslar’ın güney kanadında ve Silvan ilçe merkezinin beş kilometre kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Güneydoğu Toroslar’ın buradaki uzantılarına da Albat Dağları adı verilmektedir. Dicle Nehri ve Batman Çayı ile kolları söz konusu platoyu yararak derinliği yer yer 50 metreye varan vadiler açmaktadır. Dicle Nehri’nin kollarına ait bazı vadiler ilerleyen aşınım dalgasıyla dağlık kütleyi yarmakta ve bir boğaz vadi oluşturmaktadır. Bazıları henüz bu yarma vadi gelişimini tamamlayamayan klüz vadi özelliğindedir. Hassuni Antik Yerleşmesi’nin kurulduğu vadi de bunlardan biridir. Kluz (cluse) tipi, korunaklı bu vadide meskenler kayalara oyularak oluşturulmaktadır. İşlenmeye elverişli kalker kayaçlardan oyulan birbirlerine koridorlarla bağlı yaklaşık 300 mağara meskeni ve eklentileri bulunmakta, bunlar birbirlerine geçitlerle bağlanmaktadır. Bu antik yerleşmenin su kaynakları sistemi de ilgi çekici ve hayranlık uyandırıcıdır. Beş-altı metre çapında, 15 metre derinliğinde toplam 12 adet sarnıcın tamamı su kanalları ile birbirine bağlı olup bir şamandıra sistemi ile birbiri ile ilişkilendirilmektedir. Diyarbakır Müze Müdürlüğü tarafından bir dönem kurtarma kazısı yapılan ve MÖ 100’lü yıllardan MS XIII. yüzyıla kadar tarihlenen buluntuların olduğu bu yapay mağaralar sisteminde, birbirlerine kanallarla bağlı su sarnıçları, hamam, kaya merdivenleri ve yolları, kaya kilisesi görülmeye değerdir. Yerleşmenin Asurlular tarafından kurulma ihtimali yüksektir. Çünkü bu alanı da içine alacak şekilde bölgenin çok büyük bir bölümünde MÖ 1260-653 yılları arasında Asurlar hüküm sürmüştür.

Yararlanılan Kaynaklar

Aksu, R. (2019). Diyarbakır ve Çevresinde Kültürel Miras ve Turizm. Ankara: Akademisyen Kitabevi; Karadoğan, S. ve Yıldırım, A. (2010). Silvan (Diyarbakır) da Az Bilinen Bir Doğal- Kültürel Miras: Hassuni Mağaraları ve Antik kenti. İçinde; N. Kozak ve M. Kozak (Editörler), I. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi (ss. 953-962). Ankara: Detay Yayıncılık; Tonbul, S. ve Karadoğan, S. (2001). Dicle Havzasındaki Doğal Çevre ve Beşeri Özellikler ile Arkeolojik Değerlerin, Bölge Paleo-Coğrafik ve Paleo-Kültürel Koşulların Belirlenmesindeki Rolü ve Bugünkü Durum. İçinde; H. Segin (Editör), Türkiye’de Risk Altındaki Doğal ve Kültürel Miras (ss. 341-352). İstanbul: Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı Özel Yayını.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Aksu, R. (2019). Diyarbakır ve Çevresinde Kültürel Miras ve Turizm. Ankara: Akademisyen Kitabevi.