Güdük Minare (Şeyh Hasan Bey Türbesi)

Doğal ve Kültürel Miras Türbe

Eretna Devleti’nin kurucusu Alaaddin Eretna tarafından, Sivas Valisi iken kendi düğün töreninde vefat eden oğlu Şeyh Hasan Bey için 1347 yılında yaptırılan türbe, Küçük Minare Mahallesi’ndedir. Silindirik görünümlü kısa bir minareyi andıran formu sebebiyle halk tarafından bu türbeye Güdük Minare adı verildi. Eskiden kurdeşen (yerel adıyla dabaz) hastalığına yakalanan çocuklar bu yapının etrafında bir ritüelle gezdirildiğinden burası halk arasında Dabaz Tekkesi olarak da bilinmektedir.

Şeyh Hasan Bey’in mezarının yer aldığı türbenin günümüze intikal eden bir kitabesi bulunmuyor, siyah mermerden yapılan sanduka üzerinde yer alan Arapça yazılar yapı hakkında bazı ipuçları veriyor. Sandukanın balıksırtı kısmında Mutaffifîn suresinin 22-26. Ayetleri yazılıdır. Dikdörtgen prizma şeklindeki ana kısmının üst kuşağında Yüce sultan, şahlar şahı, ümmetlerin dizginini elinde tutan, Allah’ın âlemdeki gölgesi, din ve dünyanın kılıcı, Sultan Eretna’nın - Allah memleketini daim eylesin- oğlu rahmetli, günâhları bağışlanan, saltanatın kırmızı gül yaprağı, Şeyh Hasan Bey’in- Allah mezarını aydınlatsın- ölümü 748 yılı Ramazan ayındadır. (M. 1347) Türkçe anlamıyla bu bilgiler yazıyor.

Anadolu Beylikleri döneminden günümüze ulaşan nadir türbelerinden olan yapı, kübik kaidesi, silindirik gövdesi ve basık külahıyla, dikkat çekici bir mimariye sahiptir. Türbe yapı birimleri itibariyle dört kısımdan meydana geliyor. Bunlar mezar odası, ziyaret yeri, silindirik gövde ve üst örtüdür. Mahzen ve ziyaret yerinden oluşan kaide 9.80x9.80 metre ölçülerinde olup kare planlıdır. Ziyaret birimine ve mahzendeki mezar hücresine kuzey yönündeki kapılardan girilmektedir. Mahzendeki cenazelik birimi (+) planlı olup burada Şeyh Hasan Bey’in mezarının yanı sıra başka mezarlar da mevcuttur. Doğu, batı ve güney yönlerindeki mazgalların üzerinde taş rozetler yer alıyor. Türbenin kaidesini oluşturan birimi altı metre yüksekliğe kadar mermerden, silindirik gövdeye geçişi sağlayan kısım ise tuğladan inşa edildi. Ziyaret yeri olan zemin katı üstü kubbe ile örtülü yüksekliği 15 metredir. Türbe içine ışık girişi doğu, batı ve güney yönündeki dikdörtgen pencerelerle sağlanmaktadır.

Kaideden silindirik gövdeye geçiş, üçgen şeklinde imal edilen tuğla kütleleriyle sağlanan, tuğla örgülü silindirik gövde sivri külahla son buluyor. Yapının ahşap olan üst örtüsü, 1894 yılındaki restorasyonda kârgire dönüştürülüp üzeri kiremitle kaplandı, 1969 onarımında ise mevcut sistem kurşunla kaplanarak konik külahlı hâle getirildi. Tuğla ve çinilerin birlikte kullanılmasıyla hem kaide üzerindeki geçiş kısmında hem de silindirik gövde yüzeyinde muhteşem bir dekoratif güzellik oluşturuldu. Üçgen, baklava dilimi ve çarkı felek motiflerinden oluşan bu süsleme unsurlarıyla yapı ayrı bir güzelliktedir. Gövde ile türbe külahı sınırında bulunan mukarnasların altında yer alan mavi zeminli ve üzeri beyaz Rumilerle bezeli çini panolar Anadolu Beylikleri döneminin nadir örneklerindedir.

Tarihi öneminin yanı sıra Dabaz Tekkesi kimliğiyle de şehrin kültür hayatına damgasını vuran türbenin, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup tespit edilebildiği kadarıyla 1894, 1969 ve 2005 yıllarında kapsamlı restorasyon görmüştür. Mimari üslûbu, zarafeti ve ihtişamıyla dikkat çeken yapı bu boyutuyla kültür turizminde, inançsal-geleneksel sağaltma mekânı olarak da inanç turizminde önemli bir yere sahiptir.

Yararlanılan Kaynaklar

Bilget, N. B. (1993). Sivas Anıt Mezarları. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları; Denizli, H. (1998). Sivas Tarihi ve Anıtları. Sivas: ÖZBELSAN A.Ş. Kültür Hizmeti; Pürlü, K. ve Altın, Y. (2011). Sivas Kültür Envanteri -I- Merkez İlçe. Sivas: Sivas Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü; Uzunçarşılı, İ. H. ve Edgüer, R.N. (2014). Sivas Şehri. (Hazırlayan: R. Toparlı). Ankara: Türk Tarih Kurumu.