Fontanier, Victor

Kişi Seyyah ve Seyahatname Seyyah Yazar

(1796 - 1857)

Eczacılık tahsilinden sonra, yabancı ülkelere gitmek isteyen seyyahlara kurs vermek, dil öğretmek amacıyla Paris’te kurulan Doğacı Gezginler Okulunda iki yıl öğrenim gördü. 1821’de İstanbul’daki Fransız Başkonsolosluğu’na doğa bilimci olarak atanan Fontanier, aynı yıl, Fransız Hükümeti’nin görevlendirmesiyle 1829’a kadar süren Doğu ülkelerine bir dizi seyahat gerçekleştirdi. 1830-1833 yılları arasında ise Trabzon konsolosluğu görevine getirildi. Fontanier’nin seyahatleriyle ilgili izlenimleri, Yunanistan - İstanbul ve Asya Türkiyesi başlıklarıyla ayrı ayrı iki ciltte yayımlandı.

Victor Fontanier, 1827 yılında Trabzon’dan hareket ederek Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum’da incelemelerde bulunduktan sonra, tekrar Bayburt ve Gümüşhane üzerinden Şebinkarahisar, Sivas, Tokat, Amasya, Tosya, Çerkeş, Bolu, Mudurnu, Gebze güzergahını izleyerek İstanbul’a döndü. Fontanier, seyahatnamesinde okuyucuya gezip gördüğü yörelerle ilgili tarih, ulaşım, ticaret, gelenek ve görenekler, demografik yapı, sağlık sorunları ve Osmanlı idarecileri hakkında detaylı bilgiler sundu.

“O günlerde Amasya çevresinde veba salgını vardı. Bu nedenle şehre gelen yabancı tüccarlar, seyyar satıcılar ve gezginler hastalığın belirtilerini taşıyıp taşımadıkları için 15 gün karantina altında tutuluyordu. Yetkililerle görüşüp bekletilmememiz için ricada bulundum. (….)

Kendime dinlenmek ve konaklamak için güzel bir kervansarayda han odası kiraladık. Şehir merkezinde evler sanki birbirinin üstüne tırmanmış gibi duruyor. Şehrin sağlı sollu her iki yanındaki caddelerde birçok ticarethane, dükkanlar, imalathaneler bulunuyor. Amasya, Anadolu’da ipek üretiminin ve ticaretinin yapıldığı önemli bir merkezdir. Eskiçağlardan beri, şehir halkı ve köylerinin ürettikleri ipek kalitesi ve bolluğu ile tanınmaktadır.”

Seyyah, Sivas ziyaretinde şehirle ilgili önemli bilgiler verdi. “Şehre geldiğimde bir kervansaraya yerleştim. Fakat kısa bir süre sonra, Paşa’ya bağlı Napolili İtalyan bir hekim beni evine götürdü. Orada dört gün kaldım. Bu bana, Türkiye’de hekimlik yapan Avrupalıların durumunu da inceleme fırsatı verdi. Bahsettiğim kişi, tahsilini ülkesinde yapmış, daha sonra mesleğini İstanbul’da icra etmeye karar vermiş. Kısa bir müddet sonra, Sivas Paşa’sı Mehmet Paşa’nın doktoru olarak Anadolu’ya gitmesi önerilmiş (…). Frenk hekimler, paşalar için lüzumundan ziyade lüks ve moda konumundadır. Sivas’taki Doktor Gizzi, Erzurum’daki Doktor Bicchi bu durumdadır.

Sivas Paşası, beni ve Doktor Gizzi’yi ‘yeniş’ adlı bir şenliğe davet etti. Paşa’nın adamlarının cirit oynayışlarını ve tabanca atışlarını izledik. Oyunları seyreden Paşa, daha sonra bizi huzura kabul etti. Kahve ve pipo getirtti. (…).Mehmet Paşa’nın sarayı büyük bir ihtişamla döşenmişti. Halılar, Horasan’da dokunan en nadide halılar arasından seçilmişti. Yastıklar, nakışlı Lyon kumaşlarındandı. Yabancılara ikram edilen pipolar enfesti. (…).

Katolikler, şehre bir fersah mesafede “Pirkinik” denilen köyde otururlar. Bu köyde, Liban Dağı baş patriği tarafından atanan üç keşişin ikametgâh olarak kullandığı bir manastır vardır. Katolikler ziraatla uğraşırlar; genel olarak fakirdirler. Ermeniler, Malatya’dan getirilen tütün, Musul’dan mazı, şehre 6 fersah uzaklıkta güneydeki dağlardan çıkarılan bakır madeni ticareti yaparlar.”

Yararlanılan Kaynaklar

Fontanier, V. (1829). Voyages en Orient de l’année 1821 a l’année 1829, Entrepris Par Ordre du Gouvernement Français, (LaTurquied’Asie), Librairie Universelle. Paris; Mahiroğulları, A. (2016). Seyyahların Gözüyle Sivas. Sivas: Yazarın Kendi Yayını; Tuzcu, A. (2013). Seyahatnamelerde Amasya. Amasya: Amasya Belediyesi Yayını.