XIX. yüzyılın sonlarında olduğu gibi, XX. yüzyılın başlarında da İstanbul’un en hareketli ve kozmopolit muhiti olan Beyoğlu, özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk yıllarında da en gözde yiyecek-içecek ve eğlence mekânlarının bulunduğu bir bölgeydi. Fransız mutfağına yönelik yiyecekler sunan işletmelerin yanı sıra Rus ve Avusturya mutfağına özgün yemekler sunan önemli işletmeler de bulunmaktaydı. Bunlardan biri de, kurulduğu günden bu yana kısmi süreli kapalı kaldığı zaman dilimlerinin yanı sıra, tekrardan kapandığı 2010 yılından günümüze kadar gelen yaklaşık on yıllık bir süreden sonra yeniden faaliyete geçmeye hazırlanan, ismi ile 89 yıldır anılan bir mekân olan Fischer Restoran’dır.

Avusturya asıllı Rudolf Fischer, öncelikle Avusturya’dan Arjantin’e göç etti fakat bir süre sonra Bağdat’a yerleşmeye karar vererek, İstanbul üzerinden bu yolculuğu tamamlamak istedi. Ancak İstanbul’a gelince şehri oldukça beğenen ve seven Fischer, buraya yerleşmeye karar vererek, Beyoğlu’nda Tünel geçidinde lokanta ve birahane olarak hizmet vermek için kendi soyadını taşıyan bu işletmeyi açtı (1931). Diğer taraftan, söz konusu yıllarda Yüksek Kaldırım’da (İstanbul) bulunan Deustche Bank müdürü olan dostunun Fischer’e; “Lütfen Bağdat’a gitmeyin, yetişecek iki evladınız var. Onların tahsili için gerekli okulları orada bulmanız çok zor. Türkiye bu bakımdan daha elverişlidir” tavsiyesi, İstanbul’da kalmasında etkili oldu.

Mütevazı yapısı ile kısa sürede bölgede tanınan ve sevilen bir işletme olan restoran, Galatasaray’da İngiliz Konsolosluğu’nun hemen karşı köşesine taşındı (1967). Fischer Restoran, her ne kadar küçük ölçekli bir işletme olsa da müşterilerine Avusturya mutfağının ünlü bir yemeği olan Viyana usulü schnitzel başta olmak üzere özel soslu patates salatası, elmalı strudel gibi spesiyaliteleri ve mezeleri ile lezzetli yiyecekler sunmaktaydı. İşletmenin ilk aşçıbaşısı olan Beyaz Rusya kökenli Siroza sayesinde Rus mutfağına özgü spesiyaliteler de restoranın vazgeçilmezleri arasında yer almaktaydı. Rudolf Fischer’in ölümünden sonra (1943), restoranın yönetimini üstlenen kızı, işletmeyi kapatma kararı aldı ve dükkânı da sattı (1977).

Altı yıl kapalı kalan işletme, 1974-1977 yılları arasında işletmede çalışan Cemal Ok tarafından açılarak Gümüşsuyu’nda yeniden faaliyetine başladı (1983). Ok, işletmeyi yeniden açarken ismin telif hakkı dolayısıyla “C-Fischer” olarak açtı. Bu durumu öğrenen işletmenin eski sahibesi Bayan Fischer, kırgın bir şekilde Cemal Ok’u aramış olsa da bir gün davet üzerine açılan mekâna gider ve yemekleri gözlemleyerek, tadına bakar. Bu gözlemlerinden memnun kalan Bayan Fischer, eski geleneği yaşatması için klasik isminin kullanımına izin vererek, işletmenin tekrardan Fischer Restoran olarak adlandırılmasını sağlar. O yıllardan sonra, 2008 yılında da Etiler’de bir şube açarak faaliyetine 2010 yılına kadar devam eden işletme, bu tarihte tekrar kapandı. Son olarak Gümüşsuyu’nda hizmet veren Fischer Restoran’ın, yine İstanbul’un eski ve çok ünlü başka bir mekânı olan Ayaspaşa Rus Lokantası’nın da işletmeciliğini yapan Cemal Ok ve ailesi tarafından yaşatılmasına yönelik çalışmalar yapıldı. İşletme, 2020 yılında ise Gümüşsuyu, İnönü Caddesi’nde bulunan Alman Konsolosluğu’nun karşısındaki Ongan Apartmanı’nda 1931 Fischer Restaurant & Bar adı ile Cemal Ok’un oğlu Serkan Ok ve ortakları tarafından tekrardan hizmete açıldı. İşletmede, temel yapıyı oluşturan Alman ve Avusturya mutfağı lezzetleri müşterilere sunulurken, kabuklu deniz ürünlerinden oluşan, İspanyol ve Vietnam Mutfağı lezzetleri de menü de yer almaktadır.