-
2025
Türkiye’deki dağlar, oluşum süreçleri bakımından orojenez sonucu meydana gelen dağlar ve volkanik faaliyetler sonucunda oluşan dağlar olmak üzere iki ana başlık altında toplanmıştır. Anadolu’da volkanizmanın, Tersiyer başlarından Kuaterner’e ve hatta 1692 yılının nisan ayında Nemrut Dağı’nda meydana gelen erüpsiyon ile yakın tarih dönemlerine kadar etkin rol oynadığını söylemek mümkündür. Bu zaman dilimi içerisinde meydana gelen erüpsiyonlar, yer yer yüksek volkanik kütlelerin oluşumuna yol açmıştır.
Ülkemizde genç ve yüksek volkanik dağlar, Tuz Gölü’nün güneydoğusu ile Van Gölü’nün kuzeyinde yoğunluk kazanmaktadır. Bu dağlardan biri olan Erciyes Dağı, Tuz Gölü’nün güneydoğusunda, Kayseri il merkezinin yaklaşık 20–25 kilometre güney-güneybatısında yer alır. Yaklaşık 40 kilometre çapında dairesel bir volkanik kompleks üzerinde yükselen Erciyes, 3917 metre ile Orta Anadolu Bölgesi’nin en yüksek dağı durumundadır. Dağın ana konisi 18 kilometre çapında ve yaklaşık 1000 kilometrekarelik alan kaplamaktadır.
Karasazlık, Kayseri Ovası ve Sultan Sazlığı gibi tektonik depresyonlar ile çevrili olan dağ, andezit ve dasit bileşimli kayaçlardan oluşan stratovolkan tipindedir. Yaklaşık dört milyon yıl önce oluşmaya başlayan ve yaklaşık 2000 yıl öncesine kadar gelişimini sürdüren Erciyes Dağı’nın ana konisi etrafında, ışınsal kırık hatlar boyunca yerleşmiş, çapları 600–3000 metre arasında değişen 68 paraziter (ikincil) volkan konisi yer alır. Lifos Tepesi (2509 metre), Ali Dağı (1870 metre), Yılanlı Dağ (1639 metre) büyük parazit konilere örnektir. Parazit konilerden çevreye yayılan bazalt akıntılarının bazı Kuaterner yaşlı akarsu alüvyonlarını örtmesi, bu konilerin jeolojik yaşlarının genç olduğunu gösterir.
Kuaterner döneminde zirve ve çevresinde geniş alanlara yayılan buzul örtüsü, aşındırma ve biriktirme faaliyetleriyle ile dağın morfolojisinde değişiklere sebep olmuştur. Würm dönemi buzullarının sirk çanaklarından taşarak yamaç boyunca hareket etmesiyle tekne biçimli vadiler oluşmuştur. Doğu bölümünde Üçker vadisinde yer alan buz yalağı, kuzeybatı bölümünde yer alan Aksu Vadisi ve kuzeydoğu bölümündeki Öksüzdere Vadisi, buzul döneminde oluşmuş ve büyük buzullara ev sahipliği yapmıştır. Zaman içerisinde Erciyes Dağı, volkanizma ve buzul örtüsü ile şekillenerek dikkat çekici bir jeolojik oluşum haline gelmiştir. Bu morfolojik yapı, günümüzde dağın kış turizmi açısından elverişli bir hal almasını sağlamıştır. Tekne biçimli buzul vadileri ve şekillenmiş yamaçlar üzerinde, eğim değerleri yüzde 10 ile yüzde 50 arasında değişen pistler, 2100 ile 3400 metre arasındaki yükseltilerde konumlanır. Konaklama tesislerinin yer aldığı sahada 16 teleferik ve lift hattı hizmet vermektedir. Kayak merkezlerinin yoğunlaştığı Tekir Yaylası mevkisinde hâkim rüzgâr güneybatıdan eser. Kayak için en uygun zaman aralığını aralık-nisan arasındaki devre oluşturmaktadır. Macera tutkunları yine bu sahada Alp disiplini, heliski, kızak, snowkite gibi etkinlikler gerçekleştirebilir.
İran-Turan fitocoğrafya bölgesinde yer alan Erciyes’te, bahar döneminin gelişiyle ise vejetasyon canlanır. Bu devre ekoturizm meraklılarının dikkatini çekmektedir. Dağdaki bitki örtüsü yüksekliğe bağlı olarak üç kuşak halinde incelenir. Bu kuşaklardan ilkini, dağ eteklerinden başlayarak yaklaşık 1600 metrelere kadar uzanan bozkır bitki örtüsü oluşturur. Bu örtüde çobanyastığı, defne, geven, kekik, peygamberçiçeği, sığırkuyruğu, sütleğen, yapışkanotu gibi bitkiler yayılış göstermektedir.
İkinci kuşak 1600 metrelerden başlayarak 2500 metrelere kadar uzanan dağ bitkilerine ev sahipliği yapar. Bu örtüde Alp bitkileri ve yüksek dağ çalıları yayılış gösterir. Son kuşak ise 2500 metrelerden başlayarak zirveye kadar devam eder. Dağın zirvesine yaklaştıkça bu bitki örtüsünün endemik tür sayısında artış meydana gelmektedir. Erciyes Dağı’nda 1.170 bitki türü tespit edilmiş olup, bunların içerisinden 194 türün ülkemize özgün endemik olduğu, 12 tanesinin ise yalnızca Erciyes Dağı’na özgü olduğu belirlenmiştir.
Erciyes bilimsel olarak korunulması gereken bir alan olsa da, henüz yasal olarak koruma altına alınamamıştır.
Referanslar
Aksoy, A. ve Vural, C. (2003). Erciyes Dağı'nda vejetasyon katları ve bu katların baskın türleri. I. Ulusal Erciyes Sempozyumu, Kayseri, Türkiye.; Aylar, F. (2023). Türkiye’nin dağları (Üçüncü bölüm). (Editörler, H. Akengin ve İ. Dölek, Türkiye’nin fiziki coğrafyası içinde, ss. 65-88). Ankara: Pegem Akademi.; Gerekli, İ. (2018). Erciyes Dağı (Kayseri) önemli doğa alanları. Doğa Derneği Yayınları.; Sür, Ö. (1994). Türkiye’de volkanizma ve volkanik yerşekilleri, Ankara Üniversitesi Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (1994’ten ayrı basım).; Yurteri, E. (2017). Orta Anadolu’nun aktif volkanı: Erciyes volkanizması, Doğal Kaynaklar ve Ekoloji Bülteni, 22: 43-55.; https://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/93718f362195bfe_ek.pdf, (Erişim tarihi: 20/10/2025); https://kayseri.ktb.gov.tr/Eklenti/53086,kis-turizmipdf.pdf, (Erişim tarihi: 21/10/2025); https://www.kayserierciyes.com.tr/haberler/25-milyon-yillik-kadim-dag-erciyes1112, (Erişim tarihi: 21/10/2025).
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Yurteri, E. (2017). Orta Anadolu’nun aktif volkanı: Erciyes volkanizması, Doğal Kaynaklar ve Ekoloji Bülteni, 22: 43-55.
