Arykanda Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Lykia bölgesinin doğusunda yer alan Arykanda, Finike ve Elmalı ilçelerinin arasındaki yol üzerinde bulunan Arif Köyü’nün kuzeyinde yer almaktadır. Charles Fellows, 1838 yılında Lykia bölgesine yaptığı ikinci seyahatinde Arif Köyü'nün yakınındaki kalıntıların Arykanda’ya ait olduğunu saptamıştır. Kentteki bilimsel kazılar, 1971 yılında Prof. Dr. C. Bayburtluoğlu tarafından başlatılmıştır. Arykanda’dan söz eden antik yazar Pindaros (MÖ V. yüzyıl), kentteki Helios kutsal alanından söz etmiştir. Diğer bir antik yazar Yaşlı Plinius (MS 23-79), “Thrak soyundan gelen bir halkın ve Milyaslılar’ın kenti Arykanda” olduğunu belirtmektedir. Agatharkides’den alıntı yapan Athenaios, Arykandalılar hakkında: "Limyralılar’a komşu bölgede yaşayan Lykialı Arykandalılar savurganlıkları ve müsrifliklerinden dolayı borçlandılar ve bu borçları ödeyemeyecek duruma geldiler çünkü onlar çılgın ve macera seven bir halktı, kendilerini borçlarının affedileceği düşüncesiyle inandıkları Mithridates’in hırslı planlarına kaptırmışlardı…” bilgisini vermektedir.

Arykanda isminin etimolojisi üzerine yapılan çalışmaya göre Ary-ka-wanda, Luwice’de yüksek kayalığın yanındaki yer anlamına gelmektedir. Kentin tarihi, filolojik olarak Luwi kökenli Ary-ka-wanda adıyla MÖ üç bin başlarına kadar uzanmaktadır. Eldeki en erken tarihli arkeolojik veriler ise MÖ ikinci bine tarihlenen iki taş baltadır. Batı Nekropolisinde ve Arif Köyü'nün içerisinde tespit edilen Lykia tipi kaya mezarları ve Protogeometrik dönem seramikleri kentte MÖ IV. yüzyıldan öncesine giden önemli verilerdir. Ayrıca kazılarda bulunan Attika’dan ithal seramiklerin yanı sıra Lykia Dynastı Kuprlli ve Aquawami’ye ait sikkeler Hellenistik dönem öncesine tarihlenmektedir. Yerleşimde ele geçen sikkeler özellikle MS IV. yüzyılın üçüncü çeyreğindeki ekonomik canlanmaya işaret etmektedir.

Arykanda’da ele geçen buluntular, Lykia bölgesi Ptolemaioslar’ın hâkimiyetine girdiği dönemde kentin ekonomik yönden güçlendiğini göstermektedir. Kentin bu dönemdeki ekonomik gücünün nedeninin sedir ticareti veya Arykanda’nın kıyıyı içe bağlayan yol güzergâhı üzerinde olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. MÖ 197/196 yılından itibaren bölgeyi Suriye kralı III. Antiokhos ele geçirmiştir. III. Antiokhos’un Magnesia Savaşı’nda Roma’ya yenilmesiyle Roma’nın egemenliği altında kalan bölge MÖ 188/187’de Rhodos’a verildi. Lykialılar’ın Rhodos yönetimine karşı çıkma mücadeleleri sonrasında da bölge MÖ 168/167 yılında Roma Senatosu tarafından bağımsız ilan edilmiştir. Ardından Lykia Birliği’nin bir üyesi olarak Arykanda’nın tek oy hakkı bulunmaktaydı. Yerleşimde Hellenistik döneme ilişkin buluntuların çoğunluğu kentin akropolisinde ele geçmiştir.

Octavianus’un Asia ve Galatia seferinden sonra MÖ I. yüzyılda Pax Romana ile sağlanan barış ortamından Lykia bölgesindeki kentlerle birlikte Arykanda da etkilenmiştir. Büyük olasılıkla MÖ I. ve MS I. yüzyıllar arasında kent alanının genişlemesi ve yeni kamu yapıların inşa edilmesi bu etkinin göstergesi olmalıdır. Bölge İmparator Claudius döneminde, MS 43 yılında Roma tarafından ilhak edilerek bağımsızlığını kaybetmiştir.

Lykia bölgesinin Roma İmparatorluğu’nun kontrolündeki bir eyalet statüsünde olduğu dönemde, bölgeyi etkileyecek ölçüde iki büyük deprem meydana gelmiştir. MS 141 yılındaki ilk depremde hasar gören kentteki yapılar, Rhodiapolis’li Opramoas’un yardımlarıyla kısa sürede onarılmıştır. Tüm bölgeyi etkileyen İkinci büyük deprem ise MS 05. 08. 240 tarihinde meydana gelmiş ve yarattığı hasar ilki kadar kolay atlatılamamıştır. Bu nedenle bölge genelinde azalmaya başlayan yapı faaliyetleri, ticaret yolu üzerinde bulunmasından dolayı Arykanda’da kısmen devam etmiş olmalıdır.

Arykanda’da 1971 yılından günümüze kadar yürütülen kazılar sayesinde kentin büyük bir kısmı açığa çıkarılmıştır. Arykanda akropolisi, kentin kuzeybatısında en yüksek noktasındaki yaklaşık 825 metre kotundan başlayan ve 900 metre kotuna kadar kuzeye doğru devam eden teras üzerine kurulmuştur. Akropolisin kuzeyi ve batısı dik kayalık, doğusu ise surla çevrilidir. Eğimli bir arazi üzerine kurulan kentte yapılaşma, arazi yapısına uygun olarak teraslar üzerine inşa edilmiştir. Kent genelinde olduğu gibi akropoliste de eğimli araziden dolayı sokaklar, merdivenli olarak düzenlenmiştir. Akropoliste kuzey-güney doğrultulu, doğuda, ortada ve batıda olmak üzere üç sokak yer alıyor ve bu sokakları doğu-batı doğrultusunda kesen ara sokakların izleri yer yer takip edilebilmektedir.

Ticaret Agorası, akropolisin güneyinde 820 metre kotundaki yüksek bir terasın üzerine inşa edilmiştir. Doğu-batı yönündeki agora, kuzeyindeki anakayanın tıraşlanmasıyla oluşturulan alana, basamaklarla çıkılan bir portiko ile çevrelenen olasılıkla iki katlı, 12 dükkândan meydana gelmektedir. Agoranın batısında iki evreli büyük bir sarnıç bulunmaktadır. Agoranın kuzeyindeki üst terasta doğudan batıya doğru konutlar, Helios Tapınağı, Prytaneion, Bouleuterion ve Sebasteion yer almaktadır.

Helios Tapınağı ve Kutsal Alanı, akropoliste Ticaret Agorası’nın kuzeyindeki bir üst terasta yer almaktadır. İki teras üzerine kuzey-güney doğrultulu inşa edilen Helios Tapınağı, iki basamaklı, eustylos düzeninde, templum in antis planında ve Dor düzeninde bir cepheye sahiptir. Kutsal alanda ele geçen mimari elemanlar ve seramikler tapınağın MÖ IV. yüzyıl sonunda veya III. yüzyıl başında inşa edildiğini ve MS 141 depremine kadar da ayakta olduğunu göstermektedir

Bouleuterion, Ticaret Agorası’nın hemen kuzeybatısında yer almaktadır. 1979 yılının kazı sezonunda ortaya çıkarılan yapının caveası ve duvarlarının bir kısmı, anakayanın tıraşlanması ile oluşturulmuştur. Olasılıkla MS III. yüzyıl sonu veya IV. yüzyıl başında Bouleuterion’da değişiklikler yapılmıştır. Yapının caveasının yarısı orkhestra seviyesine kadar tıraşlanmış ve oluşturulan dikdörtgen planlı bu alan, iki sıra sütun ile üç nefli bir salona dönüştürülmüştür.

Bouleuterion’un hemen doğusundaki yapı Prytaneion olarak değerlendirilebilmektedir. Dikdörtgen planlı yapı üç mekâna sahiptir ve bu mekânların tabanları çakıl mozaik döşeme ile kaplıdır.

Akropolisin kuzeybatısında bulunan Sebasteiona, Ticaret Agorası’nın batı ucundan başlayan ve hemen doğusundan kuzeye doğru devam eden Merdivenli Sokak ile sağlanmaktadır. Yapı peristyle avlulu ve templum in antis planlı iki mekândan oluşmaktadır. İki mekândan oluşan doğu - batı doğrultulu yapının cephesi doğuya yönlendirilmiştir. Peristylli avludan templum in antis planlı, içte beşik tonoz örtülü mekâna geçiş pronaos ile sağlanmaktadır.

Konutlar, en alt kottaki Ticaret Agora’sının kuzeyinden, akropolisin en üst kotundaki Gözetleme Kulesi’ne kadar teraslar üzerinde devam etmektedir. Eğimli arazi yapısına uygun olarak teraslar üzerine inşa edilen konutların yönü güneye bakmaktadır. Yamaç evler olarak adlandırılan konutlar, bölgeye özgü Klasik-Hellenistik dönem konut tipi özelliği göstermektedir. Arykanda akropolisindeki konutlar ele geçen tüm buluntular ile birlikte değerlendirildiğinde MÖ IV. yüzyıldan MS IV. yüzyıla kadar kullanım gördüğü söylenebilir.

Gözetleme Kulesi, kentin kuzeybatısında en yüksek noktada yer almaktadır. Kuzeyi, doğusu ve batısı anakayanın tıraşlanması ile inşa edilen Gözetleme Kulesi’nin güneyini bosajlı rektagonal ve yer yer de trapeizodal bloklarla örülü duvar sınırlandırmaktadır. Helios Kutsal Alanı’nın duvarlarıyla benzer işçilik özellikleri gösteren Gözetleme Kulesi’nin güney duvarı da MÖ IV. yüzyıl sonu MÖ III. yüzyıl başına tarihlendirmek mümkündür.

Arykanda kenti, MÖ I. yüzyılda Roma’ya bağlı diğer kentler gibi Pax Romana’nın sağladığı barış ortamından yararlanmıştır. Bu durumun sonucu olarak kentin özellikle yapılaşma açısından MÖ I. - MS I. yüzyıllar arasında, akropolis dışında doğuya ve güneye doğru genişleyerek büyümeye başladığı görülmektedir. Bu dönemde özellikle tiyatro, stadion, devlet agorası ve Büyük Hamam gibi kamu yapılarının inşa edildiği bilinmektedir. Bu yapılardan Tiyatro, akustiği, ışığı, hava sirkülasyonunu ve diğer bir etken olan ulaşım ve gürültü sorunlarını da hem şehir içinde hem şehirden uzak şeklinde çözümlenerek inşa edilmiştir. Bir kısım yerli kayaya oyularak, bir kısmı da yapay duvarlarla oluşturulan cavea ve onun üzerine oturan tiyatro, sekiz kerkides ile yedi cuneiye ayrılarak 20 oturma sırasına sahiptir. Orkestranın ve tiyatronun at nalı planı, tiyatro ile sahne binasının iki ayrı yapı gibi inşa edilmesi ve üstü açık parodoslar nedeniyle Grek planlı yapı olarak tanımlamıştır. Planı ile olduğu kadar sahne binasının kazısında ortaya çıkan mimari süslemeler, tiyatronun Geç Hellenistik dönem sonu ile Roma İmparatorluk Çağı’nın başlarında Augustus döneminde yapıldığına işaret etmektedir.

Stadion, tiyatronun kuzeyindeki üst terasta yer almaktadır. Tek yönlü, üç basamaklı tribunalis ve normal stadion ölçülerine göre yarı uzunluktaki koşu pisti arazinin yapısı dikkate alınarak birbirine dar kısımlarından birleştirilmiş iki trapez formlu alandan oluşmaktadır. Arykanda’daki stadionun asıl önemi, batı ucunda tribunalisin kuzeyinde sekiz nişten oluşan ve Dor düzeninde alınlıklı bir cepheye sahip olmasıdır.

Devlet Agorası, tiyatronun bir alt terasında ters U planlı, tabanı mozaik döşemeli stoalara sahiptir. Kuzeyinde Hadrianus döneminde inşa edilen Odeon bulunmaktadır. Devlet Agorası’ndan kemerli üç kapı ile girilen yarım daire formlu odeon, doğu ve batı yöndeki yan duvarların yaklaşık olarak ortasından başlayan ve orkestra çevresini de içine alan analemma duvarlarına sahiptir. Devlet Agorası’nın ortasında temel kalıntıları görülebilen ve altarı hala korunan kutsal alan olasılıkla Tykhe’ye adanmıştır.

Kentte İmparatorluk döneminde inşa edilen Traianeum, akropolisin güneyinde, Bazilika’nın kuzeybatısında ve Naltepesi’nin kuzeyinde yer almaktadır. Tapınağı çevreleyen yaklaşık 30x30 metrelik nişli alana girişler doğu ve batı yönden birer büyük kapı ile sağlanmaktadır. Kapıların her iki yanında yarım daire bitimli altışar niş, kuzey duvarında korunmuş durumda olan 12 niş ve nişlerin üzerinde hatıl yerleri bulunmaktadır. Bu nişli alanın ortasına prostylos veya amphiprostylos planlı, Korinth düzeninde, kuzey-güney doğrultulu ve iki krepisli bir tapınak inşa edilmiştir. Kentte İmparator Traianus Tapınağına ilişkin ele geçen yazıtta Arykanda Halk Meclisi … yazman-memur ( ) zamanında İmparator Nerva Traianus Caesar Augustus’un Tapınağı’nı beyaz renkli taş ile onarttı ve imparatora adadı şeklinde söz edilmektedir.

Kentte İmparatorluk dönemine tarihlendirilen Podyumlu Tapınak, konum olarak Büyük Bazilika’nın hemen kuzeyinde, Traianeum’un doğusunda ve Devlet Agorası’nın güneyinde yer almaktadır. Doğu-batı doğrultulu, templum in antis planlı tapınağın ön tarafı üç krepisli olup yönü doğuya bakmaktadır. Tapınağa ve temenosuna giriş, doğusundaki bir propylon ile sağlanmaktadır. Temenos alanında tapınağın önünde, doğuda sunak, kuzeybatıda portiko sınırında kurban edilecek hayvanın bağlandığı kireçtaşından kare bir blok ve kurban kanının akıtıldığı havuz in situ olarak ortaya çıkarılmıştır. Tapınak çevresinde tespit edilen mimari elemanlara dayanarak MS I. yüzyıl sonu ile II. yüzyıl başlarına tarihlendirilen bu tapınağın kime adandığı henüz saptanamamıştır.

Kentte, oturma sıralarına sahip tören alanı, konum olarak Traianeum’un doğusunda, Podyumlu Tapınağın batısında ve Tapınak- Büyük Bazilika’nın kuzey batısında yer almaktadır. Üç kutsal alan arasına yapılan tören alanı önemli bir konuma sahiptir.

Arykanda antik kentinde Büyük Hamam, Yamaç Hamamı, Nal Tepesi Hamamı, Yazıtlı Ev Hamamı, V. Hamam ve VI. Hamam olmak üzere toplam altı hamam bulunmaktadır. Arykanda hamamları sıra tipi planın örnekleridir. Büyük Hamam, Yamaç Hamamı, V. Hamam ve VI. Hamam basit sıra tipi planlı, Naltepesi Hamamı ve Yazıtlı Ev Hamamı paralel sıra tipi planlıdır. Büyük Hamam ve Yamaç hamamı Roma döneminde inşa edilmiş olup, Naltepesi Hamamı, Yazıtlı Ev Hamamı, V. Hamam ve VI. Hamam Geç Antik dönem yapılarıdır. MS I. yüzyılda anıtsal boyutta inşa edilmiş olan Büyük Hamam, Geç Antik dönemde küçültülerek kullanılmaya devam etmiştir.

Nymphaion, Devlet Agorası’nın batısında ve Traianeum’un kuzeydoğusunda yer almaktadır. Ana kaya kuzey duvarında künklerle getirilen su yolu, doğu ve batısında üçer nişin bulunduğu yan duvarları ile U planlı, beşik tonoz örtülü ve önü açık anıtsal bir yapıdır. Ayrıca kamu binaları dışında kentin doğusunda yer alan Doğu ve Batı villaları gibi yapılar da kentteki zengin ailelerin varlığını kanıtlar niteliktedir.

Arykanda kent planlamacılığında cadde ve sokakların düzenlemesinde topografyaya bağlı kalınmıştır. Eğimli araziye kurulan kentte ızgara planı uygulanmaya çalışılmıştır. Arazinin eğimli olması, kıvrılarak veya zikzaklar oluşturularak düzenlenmiş merdivenli sokakları zorunlu kılmıştır. Kent içi ulaşımında doğu-batı doğrultulu üç ana cadde ve bu caddeleri dikine kesen kuzey-güney doğrultulu iki merdivenli sokak belirgin durumdadır.

Arykanda’da MÖ IV. yüzyılın sonu ile III. yüzyılın başına tarihlenen ve Lykia geleneğini sürdüren kaya mezarlarının yanı sıra, İdebesos’a ulaşan yolun üzerine bir kısmı iyi durumda korunmuş, bazı örnekleri podyumlu tapınak planlı ve bazı örnekleri ise tonozlu anıtsal mezarlar inşa edilmiştir.

Teraslar üzerine inşa edilen yerleşimde, özellikle de Akropolis’teki konutların İmparator Probus döneminde (MS 276-282) veya hemen sonrasında gerçekleşen büyük bir yangın ile sona erdiği ele geçen buluntulardan anlaşılmaktadır. Bu yangının ardından olasılıkla IV. yüzyılın başlarında yerleşimin merkezi yaklaşık 700 metre kotunda başlayan alt kotlarına taşınmıştır.

Arykanda’da, Lykia ve Pamphylia kentleri tarafından uzun süre önce çıldırmış olan Hıristiyanları ortak İmparatorlar olan Maximinus Daia, Constantinus ve Licinius’a şikâyet eden ve 06. 04. 312 tarihinde yanıtlanan Latince ve Grekçe bir yazıtın bir örneği ele geçmiştir.

Kentin girişinde, vadi manzarasına hâkim özel hamamı (VI. Hamam), hizmetkârların evleri ile bazıları mozaik ile kaplı sekiz büyük odadan oluşan iki katlı peristilli evin sahibi Pierus, bu dönemde olasılıkla kentin en varlıklı kişisi olmalıdır. Pierus’un konutunun doğusunda, adını bilmediğimiz komşusu da atriumlu konutu ve özel hamamı (Yazıtlı Ev Hamamı) ile benzer yaşam tarzını sürdüren bir diğer varlıklı kişisidir. Bu mahalledeki atriumlu işlik ve sokağın karşısındaki küçük hamam (V. Hamam) Geç Antik dönem mahallesini oluşturan diğer önemli yapılardır.

Arykanda’da iki kiliseye ait kalıntılar günümüze gelmiştir. Kentte ilk inşa edilen kilise Doğu Nekropolisinde bazı anıtsal mezarların yıkılması ile oluşturulan alana inşa edilen ve vaftizhanesi de olan üç nefli bazilikal planlı kilise olmalıdır. Sonrasında ikinci kilise (Mabed- Bazilika) Pierus’un konutunun hemen kuzeyine inşa edilmiştir. Üç nefli bazilikal planlı, atriumlu bu kilisenin MS 435-450 yılları arasında, Geç Antik mahallenin neredeyse tamamını yok eden büyük bir yangınla tahrip olduğu ele geçen buluntulardan anlaşılmaktadır.

Bu dönemde kentteki Traianeum, doğusundaki tapınak ve bu iki yapı arasındaki tören alanı sökülerek malzemesi geç dönem mahallesinin inşasında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Traianeum’un alt terasına latrina ve dükkânlar inşa edilerek kentin bu kesimi Geç Antik dönemde Ticaret Agorası olarak kullanılmış olmalıdır. Arykanda’daki büyük yangının ardından, yerleşim sınırlı alanlarda dağınık olarak MS VI. yüzyıl sonuna kadar devam ettiği anlaşılmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Bayburtluoğlu, C. (2003). Yüksek Kayalığın Yanındaki Yer. İstanbul: Homer Yayınevi; Özbudak, O. (2019). Kuzey Orta Anadolu’nun Tarihöncesi Arkeolojisi ve Rıdvan Kalesi Höyüğü Örneği. İçinde; P. Çaylı, I. Demirtaş ve B. Eser (Editör), Arkeolojiyle Geçen Yarım Asır: Sevil Gülçur Armağanı (ss. 507-518). Ankara: Bilgin kültür-Sanat Yayınevi; Sancaktar, H. (2019). Arykanda I, Arykanda Akropolisi Kutsal Alanları ve Kültleri. Ankara: Bilgin kültür-Sanat Yayınevi; Şahin, S. (1994). Die Inschriften von Arykanda, IK 48. Bonn; Tek, A. T. (2002). Arykanda Kazılarında Bulunan Antik Sikkeler Üzerine Yeni İncelemeler: 1971-2000 Sezonları (Yayınlanmamış doktora tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Tekinalp, V. M. (2006). Arykanda Kenti Bizans Dönemi Mimari Plastik ve Liturjik Taş Eserleri. İçinde; K. Dörtlük, B. Varkıvanç, T. Kahya vd. (Editörler), III. Uluslararası Likya Sempozyumu 2005, Sempozyum Bildirileri, II. Cilt (ss. 789-799). Antalya: Suna – İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü.