Antakya Ulucami Manzumesi

Doğal ve Kültürel Miras Cami

Hatay’ın Antakya ilçesinde külliye dâhilinde yer alan, cami, medrese, yazlık cami, imaret, dükkânlar, türbeler ve şadırvandan oluşan yapı topluluğunun oluşturduğu manzumedeki eserler farklı tarihlerde inşa edilmiştir. Manzumenin en eski yapısını oluşturan caminin Memluklu mimarisi olduğu düşünülmektedir. Memluk Sultanı I. Baybars, Kuzey Suriye’deki Hristiyan hâkimiyetine son vererek, Antakya’yı kuşatma altına almış ve 1268’de burası Memluk hâkimiyetine girmiştir. Bu bilgiden hareketle, Hatay Ulucami’nin minaresinde yer alan satrançlı kûfi kitabeye kazınan 1271 tarihinden anlaşılan bu yapı, Memluk hâkimiyeti sırasında yapılmıştır.

Ulucami Manzumesi, Antakya’nın içerisinden geçen Asi Nehri’nin doğu kısmında, nehrin iki tarafını birbirine bağlayan köprünün yanındadır. Yüzyıllar içerisinde çeşitli eklemelerle günümüzdeki halini alan Ulucami Manzumesi, düzenli bir mimari tarzdan ziyade kimi bölümleri diğer yapılarla sınırlanan iki farklı çift avlu içerisinde ve dâhilinde meydana gelmektedir. Manzumenin merkezinde yer alan Ulucami, batı ve doğu taraflarda kapıları olan dış avlunun güney tarafındadır. Yamuk planlı avlunun etrafında ve avluya göre düzenli olmayan iki farklı grup şeklinde dizilen medrese hücrelerinin birincisi, doğu avlu kapısı ile Ulucami’nin kuzey taraftaki duvarları arasında olmakla birlikte diğerleri ise bu avlunun kuzeyinde yer almaktadır. Avlunun orta tarafında yer alan şadırvan batı tarafa doğru konumlanmaktadır. Camiden ayrı inşa edilen minare ise doğu girişinin yakınında, kuzey taraftaki medrese odalarının arasında ve hücrelere bitişik şekildedir. Doğu ve batı taraflarda bulunan taç kapılarla girilen manzumenin doğu cephesindeki avlu kapısı, dişlerden oluşan, yuvarlak kemerli çerçeve içerisine alınan basık kemerli kapı açıklığından oluşmaktadır. Diğer batı cephesindeki kapı ise, abidevi bir şekilde tasarlanarak, taç kapı hüviyetini almıştır. Yazlık Camii manzumenin güneybatı tarafında yer alırken, batı tarafta ise dükkânlar bulunmaktadır. Manzume dâhilinde bulunan iki türbeden birincisi caminin kıble duvarına bitişik vaziyette iken, diğeri ise öbür avluda yapı topluluğunun batı tarafında yer almaktadır.

Ulucami

Manzumenin en önemli yapısı olan cami, doğu-batı yönünde dikdörtgen bir düzene sahiptir ve caminin dış tarafı kesme taşla kaplıdır. Kuzey yönden girilebilen caminin harimine, avlu kısmından açılan ikisi batı tarafta, bir tanesi doğu tarafta olan üç farklı basık kemerli kapıdan geçilmekte ve buraya çıkış da her bir kapının önündeki yarım daire şeklinde planlanan kesme taştan yapılan basamaklarla gerçekleşmektedir. Mihrap duvarına paralel çift sahınlı planlı olan harimin üzeri çapraz tonozla örtülüdür. Harimin doğusundaki taşıyıcılar ile batısındaki taşıyıcılar arasında zemin ile üst döşeme kotundaki farklılık dikkati çekmektedir. Caminin doğu tarafında bir, batısında dört, güneyinde 12, kuzey tarafta ise 10 adet altlık, sekiz adette üstlük pencere ve üç kapı vardır.

Caminin biri doğu diğeri batısında olan iki mihrabı vardır. Doğu mihrabı sade ve üst tarafında iki kandilliği ve sivri kemerli kavrasası olan yarım silindirik nişten müteşekkildir. Batıdaki mihrap da aynı tarzdadır fakat niş içerisindeki dikdörtgen formlu kaş kemerli penceresi diğerinden farklı yönünü teşkil etmektedir. Beyaz mermer ve kimi yerlerde doğal taş kullanılarak inşa edilen minber ise batı mihrabının sağ tarafında yer almaktadır. Minberin süpürgeliğinde üç tane kaş kemerli açıklık dikkati çekmektedir. Mukarnaslı tepeliği, basık kemerli, dikdörtgen minber kapısının girişi oldukça sade olmakla birlikte, köşk kısmını taşıyan silindirik ve bodur sütuncelerin üstleri baklava dilimi şeklindedir. Minberin korkuluğunda daire ve kareler içerisinde geometrik ve bitkisel süslemeler vardır.

Ulucami’nin kesme taştan ve kare planlı olarak inşa edilen minaresi, 22 kenarlı gövdesi üzerine yükselmektedir. Yoğun süslemelerin olduğu minarenin kare kaidesinden silmelerle ayrılan pabuç ile silindirik gövdeye geçilmektedir. Minarenin gövde kısmı alt ve üst taraftan bileziklerle sınırlı olup, üst bileziğin alt tarafında iki renkli taşlarla kuşak şeklindeki süslemeler dikkati çekmektedir. Minare gövdesinde mazgal şeklinde pencereler vardır. Minare, silindirik petek, kurşun kaplamalı külah ve alemle son bulmaktadır. Minarenin basık kemerli kapısı ise üzerinde yer alan yarım dairenin içerisindeki palmet motifleri ile süslenmiştir. Bunun üzerinde ise minarenin onarım kitabesi vardır. Kitabelerden minarenin, 1705 ve 1791-92 yıllarında; Cami-i Kebir ve yanındaki Yazlık Camii’nin 1849’da ayrıca caminin de 1876’da onarım gördüğü anlaşılmaktadır.

Medrese

Ulucami’nin kuzey tarafında, minareninse batı tarafında yer alan ardı ardına dizili şekildeki yapılar, günümüzde her ne kadar dükkân olarak kullanılsa da asıl hüviyetleri medrese odalarıdır. Bu medrese odalarının üzerleri kırma çatıyla örtülüdür ayrıca avlu kısmına bakan tarafta, orijinalinde her birinin birer pencere ve kapıları vardır. Lakin günümüzde bu kapıların hepsi pencerelere dönüştürülmüştür. Avluya bakan kısımdaki kapı ve pencerelerin her birinin üzerlerinde, batıdaki medrese odaları hariç, iki adet üstlük pencere vardır. Burada bulunan yedi hücrenin caminin inşasından sonraki zamanlarda yapıldığı düşünülmektedir. Ayrıca bu yedi hücre haricinde minarenin doğu kısmında yer alan tek bitişik hücrenin kapı ve penceresi yine avluya açılmaktadır.

Ayrıca caminin doğu tarafında, kuzey taraftaki duvara bitişik halde, tek eğimli çatı ile örtülü iki medrese odası daha vardır. Bu medrese hücrelerinin avluya bakan batı kısımlarında, basık kemerli birer kapıları, ikişer pencereleri ve kapı aksları üzerlerinde yine birer adet kaş kemerli pencereleri vardır. Bu hücrelerin kuzey tarafındakinde de bir penceresi kuzey taraftan avluya bakmaktadır. Bunların sokağa bakan kısımlarında da basık kemerli iki adet penceresi bulunmaktadır. Medrese, 1849 yılında ya onarım gördü ya da sonradan inşa edilmiştir.

Yazlık Camii

Bugün orijinal halinden az bir kısmı gelebilen Yazlık Camii, enine dikdörtgen planlı bir yapıdır. Biri doğuda ikisi de kuzey tarafta iki sütun üzerine oturan üç sivri kemerli açıklığı vardı. Caminin güneyinde ise orta akstaki yarım daire planlı, sivri kemerli yalın mihrabı bulunuyordu. Mihrabın iki yanında ise üçer tane basık kemerli pencereler mevcuttu. Caminin onarımı 1848’de yapılmıştır.

İmaret

İmaret, Ulucami’nin güneydoğu kısmında, birbirinden farklı iki yapı olarak yer almaktadır. Batı taraftaki üç ayrı, güney taraftaki de iki ayrı yapı olarak şekillenmektedir.

Şeyh Hüseyin Efendi Türbesi

Ulucami’nin arkasında, güney tarafta bulunan türbe, kare planlı ve doğal taştandır. Türbe, iç taraftan çapraz tonoz örtü ve dış taraftan dört eğimli çatı ile üzeri muhdes kiremitle kaplıdır. Batı cephede bir altlık ve bir üstlük pencere bulunan türbenin girişi doğu cephenin ortasında yer almaktadır. XIX. yüzyıla ait olduğu düşünülen türbenin içerisinde sade bir sanduka vardır.

Şeyh Abdurrahman Efendi Türbesi

Ulucami’nin kıble duvarına bitişik halde inşa edilen türbe kare planlıdır. Doğal taştan yapılan, çapraz tonoz örtülü türbeye, batı tarafta olan basık kemerli kapıdan girilmektedir. Batı tarafta dar tutulan dikdörtgen bir pencere, güney tarafta da bir adet üstlük pencere vardır. Caminin mihrabının doğu tarafında yer alan ikinci pencere türbeye açılmakta, burada bulunan payanda duvarı da türbenin kuzeydoğu köşesini oluşturmaktadır. Türbenin üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamakla birlikte, cami ile türbe arasındaki mimari ilişki yapının sonradan inşa edildiği ve XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyıl başlarında yapıldığı fikrini vermektedir.

Şadırvan

Şadırvan, yamuk planlı avlunun içerisinde batıya doğru konumlanmaktadır. On iki kenarlı planlanan su haznesini birbirine bağlayan dilimli kemerleri, on iki ahşap direğin taşıdığı, dıştan saçla kaplı pramidal külahla örtülüdür. Şadırvan üzerindeki ahşap kavisli desenler, yine ahşap dikmeler vasıtasıyla tutturulmuş ve su haznesinin kemerlerinin her birine de musluklar yerleştirilmiştir. Şadırvanın XIX. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir.

Dükkânlar

Ulucami’nin batı tarafında yer alan dükkânların kimisi taş kimisi de tuğla duvarlı, düz betonarme çatılıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi kuzey taraftaki medrese hücrelerinin çoğu da günümüzde dükkân olarak vazife görmektedir. Asıl dükkânlar, 1931 yılında yıkılarak yeniden yapılmıştır.

Yararlanılan Kaynaklar

Dedeoğlu, M. (2018). Hatay Cami ve Mescitlerinde Taş Süsleme (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı Türk ve İslam Sanatları Tarihi Bilim Dalı; Temiz, F. M. (2017). Antakya Ulu Camii ve Külliyesi. İçinde; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (ss. 630-631). İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı; Kara, A. (2004). XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Antakya (1800-1850) (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Şancı, F. (2006). Hatay İlinde Türk Mimarisi I. (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Yüksel, E. ve Yüksel A. (2010). Antakya Camii, Yaz Camii, Medrese, Türbe, Çeşme, Şadırvan, Tekke, Ulu Camii Yapı Topluluğu Sanat Tarihi Raporu. Adana.